TKP Merkez Komitesi Üyesi Savaş Sarı’dan Akbelen’de Yaşananlara Tepki

Türkiye Komünist Partisi Merkez Komite Üyesi Savaş Sarı konuyla ilgili açıklamalarda bulundu ve özelleştirmelerin ve özel olarak enerji sektöründeki özelleştirmelerin ülkeyi nasıl bir yağmaya açtığının altını çizdi. Sarı’nın açıklaması şöyle:

“Kemerköy Termik Santrali’nin adını Akbelen’de yeni linyit rezervi alanlarının açılmasına karşı köylerini savunan köylülerin tepkisiyle duyuyoruz son günlerde. Daha önce de gündemimize girmişti. Başka linyit yatakları arayışında, orman yangınları esnasında alevlerin termik santrale sıçrama tehlikesi nedeniyle…

 

Bu termik santral 2014 yılında özelleştirildi. Limak Holding ortaklığındaki YK Enerji’ye satıldı. Elbette satılan tek örnek değil. Türkiye’nin onlarca santrali irili ufaklı holdinglere, tüccarlara satıldı. Enerji üretiminin özelleştirilmesi enerji zenginlerini doğurdu. Şimdi ülkemizin kaynaklarını halkın yararına değil kendi kârları adına çıkaran ve işleyenler daha fazlasını almak için yeni yağma planlarıyla halkın karşısına çıkıyor.

 

Enerji, sanayisi gelişkin, kalkınmış, halkı bolluk içinde yaşayan bir ülke için olmazsa olmazdır, evet. Ancak böyle bir ülke için en başta merkezi planlama gerekir. Toplumun en temel ihtiyaçlarından birinin üretiminin devletin elinde değil de başa kendi kârını yazan şirketlerin elinde olması her şeyden çok toplumun refahını tehdit eder. Doğaya zarar verir.

 

Enerji üretiminde özel sektör mantığının ne anlama geldiği ortada. Maden işletmelerinde madenciler iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor. Özel sektörün yol açtığı koordinasyonsuzluk nedeniyle orman yangınları gibi acil durumlarda santrallere müdahale edilmesi imkansız hale geliyor.

 

Tam bir plansızlık ve akılsızlık içinde hareket ettiği defalarca kanıtlanmış özel sektörün şimdi Akbelen’de halkın yaşam ve geçim alanlarıyla ilgili karar verme hakkı yok. Maden sahalarının nereye doğru genişletileceğine dair pek çok kriterin dikkate alınması gerekirken özel şirketlerin kârının tek parametre haline getirilmesi meşrulaştırılamaz.

 

Ülkeye ve topluma zararlı bu akılsızlığa son vermek için enerji sektöründeki piyasa egemenliği son bulmak zorunda. Halk ancak kendisine ait olan fakat patronların hizmetine sunulmuş kaynakları geri aldığında bu ülke yeniden ayağa kalkacak. Ve ancak o zaman gelişkin sanayisi, boydan boya elektriklendirilmiş şehirleri, kalkınmış köyleri ve güzel doğasıyla Türkiye devletçi bir ekonomi üzerinde yükselecek.

 

Özel sektörün yağmasına karşı köylerini savunan Akbelen köylülerini selamlıyoruz.”