BASKILARA BOYUN EĞMEYECEĞİZ
BASKILARA BOYUN EĞMEYECEĞİZ
Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklama yapan Baro Başkanı Veli Küçük:
ADANA- Adana’da, geçen yıl Ankara’da yaşanan bombalı saldırıyı protesto etmek isteyen aralarında sendika, meslek örgütü, siyasi parti başkanları ve yöneticileri ile avukatların da olduğu 63 kişinin yargılanmasına Adana 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlandı.
BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK GERİLETİLİYOR
KESK, DİSK, TMMOB, Türk Tabipler Birliği ile Adana Barosu üyeleri, Eski Adliye binası önünde “Hak ve özgürlükler engellenemez, Toplantı, yürüyüş ve gösteri hakkımız engellenemez ve yargılanamaz” pankartı açıp yargılamaları protesto etti. “Emek ve Demokrasi Güçleri” adına açıklama yapan Adana Baro Başkanı Veli Küçük, yasal metinler ve hukuki değerlendirmeler incelendiğinde, geçen yıl yapılan basın açıklaması için ‘kamu güvenliği’ sebebiyle sınırlama gerekçesinin geçersiz olduğunu söyledi. Küçük, “Bugün ilk duruşması görülen davayla, sanık olarak orada bulanan kişiler değil düşünce ve ifade özgürlüğü, toplanma ve gösteri yapma özgürlüğü yargılanmaktadır. Baskı ve sindirme politikaları ile demokrasi, barış ve özgürlük mücadelesi geriletilmek isteniyor” dedi.
DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ İHLAL EDİLİYOR
Küçük, geçen yıl 13 Mart 2016 tarihinde Ankara’da gerçekleşen canlı bomba saldırısını ve katliamı kınamak üzere Adana’da KESK, DİSK, TMMOB, TTB, Adana Baro gibi kurumların çağrısı ile 15 Mart günü Büyükşehir Belediyesi önünden Atatürk Parkı’na bir yürüyüş ve basın açıklaması düzenlenmek istendiğini hatırlattı. Küçük, güvenlik güçlerinin yürüyüş ve açıklamaya izin vermediğini, yürüyüş yapanlara da gaz ve coplarla müdahale ettiğini kaydetti. Yaşanan yersiz ve hukuksuz saldırıların ardından aralarında sendika, meslek örgütü, siyasi parti başkanları ve yöneticileri ile avukatların da olduğu 63 kişi hakkında toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet suçlarından dava açıldığını kaydeden Küçük, ilk duruşmanın 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldüğünü bildirdi. Küçük, “Bu yargılama demokratik bir toplumda olması gereken düşünce ve ifade özgürlüğü, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü başta olmak üzere pek çok hakkın ihlali niteliğindedir” dedi.
SINIRLAMALAR ÖLÇÜLÜ OLMALI
Anayasa uyarınca ‘demokratik hukuk devleti’ ilkesinin zorunlu bir koşulu olarak uluslararası hak bildirgeleri ve sözleşmelerle güvence altına alınmış temel insan haklarının korunup güçlendirilmesi zorunluluğu olduğuna dikkat çeken Küçük, şunları kaydetti: “Anayasa’nın 13. Maddesi Anayasa’da yer alan temel hakların ancak yasalarla sınırlanabileceğini, sınırlamaların hakkın özüne uygun ve ölçülü olması gerektiğini teminat altına almaktadır. Anayasa’nın 90. Maddesi uyarınca usulüne uygun olarak imzalanıp yürürlüğe girmiş bulunan insan hak ve özgürlüklerine ilişkin uluslar arası sözleşmeler yasa hükmündedir ve normlar hiyerarşisi bakımından Anayasa’ya aykırılığı iddia edilemez, yani Anayasa’nın da üstünde yer alır. Bu itibarla Türkiye’nin imzacısı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri öncelikle uygulanacaktır.”
MÜLKİ AMİRİN YASAKLAMASI BİR GÖSTERİYİ SUÇ HALİNE GETİRMEZ
Küçük, şöyle devam etti: “Kolluk güçleri yahut mülki amirlerin yasaklamaları, yasa dışı ilan etmeleri, dağılın uyarısı yapmalarının barışçıl bir toplantı veya gösteriyi suç haline getirmeye yetmediği gibi, bu tür müdahalelerin Anayasa 34 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 11. Madde ihlali olduğu dikkate alınmalıdır. Yasal metinler ve hukuki değerlendirmeler incelendiğinde kamu güvenliği sebebiyle sınırlama gerekçesinin 15 Mart tarihinde yapılmak istenen basın açıklaması özelinde kullanılamaz olduğu anlaşılmaktadır. Bu saldırılarla AİHS ve Anayasa ile güvence altına alınmış olan gayri insani muameleye tabi tutulmama hakkı, ifade hürriyeti, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı’ kullanılamaz hale getirilmiştir. Bugün ilk duruşması görülen dava ile sanık olarak orada bulanan kişiler değil, düşünce ve ifade özgürlüğü, toplanma ve gösteri yapma özgürlüğü yargılanmak istenmektedir. Tüm bu baskı ve sindirme politikaları ile demokrasi, barış ve özgürlük mücadelesi geriletilmek istenmektedir. AKP, iktidarını koruyabilmek adına toplumsal gerilimi tırmandırmaktan ve hukuku ayaklar altına almaktan çekinmemektedir. Bizler barışı, insan haklarını, demokrasiyi ve özgürlükleri kazanmak adına bu baskılara ve hukuksuzluklara boyun eğmeyeceğimizi bir kez daha ilan ediyor ve tüm bu saldırılara karşı emek ve demokrasi güçlerini halkımızı birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz.”
KATLİAMI PROTESTO EDENLER YARGILANIYOR
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Genel Başkanı Emin Koramaz da “Siyasi iktidar ülkede katliamlarla ölenlerin katillerini bulup yargılamak yerine ölümleri protesto edenleri yargılıyor” dedi.
Koramaz, protesto eylemleri yaptıkları için dava açmakla korkutulamayacaklarını anlatarak, “KHK’larla kamudan ihraç ediyorlar, bilsinler ki susmayacağız ve karanlığa teslim olmayacağız” diye konuştu. (EGEMEN)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.