TMMOB Adana İKK, Gezi Davası Tutuklama Kararlarının 500. Gününde Açıklama Yaptı

GÜNDEM 08.09.2023 - 11:26, Güncelleme: 08.09.2023 - 11:26 4197+ kez okundu.
 

TMMOB Adana İKK, Gezi Davası Tutuklama Kararlarının 500. Gününde Açıklama Yaptı

Mesleki ve teknik bilgilerini halkın yararına kullandıkları için arkadaşlarımız 500 gündür tutuklu!
Gezi’yi sahiplenmeye, arkadaşlarımızla dayanışmaya devam edeceğiz Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK),  Gezi Davası karar duruşmasının 500. gününde basın toplantısı yaptı. TMMOB Adana İKK Sekreteri Ahmet Uncu tarafından, İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesinde yapılan toplantıda, 500 gün önce Gezi Davasında verilen cezaların ülke tarihinin en görkemli halk hareketlerinden biri olan Gezi Direnişi’ne suç isnat etmek, Gezi Direnişi’ni lekelemek amacıyla iktidarın yönlendirmesiyle verilen hukuk dışı siyasi cezalar olduğu belirtildi. Uncu; bu siyasi karar sonucu TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mücella Yapıcı, Şehir Plancıları Odası Onur Kurulu Üyesi Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odası Hukuk Müşaviri Can Atalay’ın da aralarında bulunduğu arkadaşlarının ve Osman Kavala’nın herhangi bir hukuki gerekçe, delil sunulmadan 500 gündür cezaevinde tutulduğunu söyledi. FETÖ mensubu emniyet görevlileri tarafından hukuksuz bir biçimde elde edilen “delillerin”, FETÖ firarisi bir savcı eliyle yeniden kıymetlendirildiğini belirten Uncu; bunun sonucunda AKP Milletvekili Aday Adayı olmuş bir “hakim” kararıyla arkadaşlarının 500 gündür tutsak olduğunu ifade etti. Gezi Direnişi’nin, doğal alanlarımız, parklarımız, meydanlarımız betona boğulmasın; kıyılarımız, ormanlarımız, meralarımız ranta kurban edilmesin diye; sağlıklı ve güvenli yaşam alanlarında hep birlikte, barış içinde yaşayabilelim diye milyonlarca yurttaşın haykırdığı toplumsal bir olay olduğunu kaydeden Uncu sözlerine şöyle devam etti: “TMMOB ve bağlı odaların en temel amaçlarından biri, bilimi ve tekniği halkın yararına kullanarak kamusal alanları savunmaktır. Bu kapsamda, milyonlarca yurttaşın, toplumun ortak değeri olan Gezi Parkı betonlaşmasın diye, İstanbul kentinin merkezindeki en önemli deprem toplanma alanı yapılaşmaya açılmasın diye yürüttüğü mücadelenin sözcüsü olmak suç değildir. Arkadaşlarımız, Gezi’ye katılan milyonların sözcüsü olmuşlardır. Halkın çıkarlarını savundukları için, Taksim Meydanı'na ve Gezi Parkı’na sahip çıktıkları için, mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirdikleri için bu arkadaşlarımız 500 gündür hukuksuz, gerekçesiz bir şekilde cezaevindeler. Cezaevinde oldukları her gün, her an hukuksuzluk katlanarak büyümektedir. Arkadaşlarımız, dezenformasyon aygıtı haline gelen yandaş medya kanallarının iftiraları, tarihi kendilerine göre eğip bükmeye çalışan siyasetçilerin tüm yalanlarına rağmen toplum nezdinde masumiyetlerini, haklılıklarını koruyorlar. 500 gündür 3 kişilik koğuşlarda, ailelerinden, sevdiklerinden uzak tutulmalarına rağmen, bir an olsun sendelemeden, onurlu direnişimiz Gezi’yi kararlılıkla savunuyor, toplum için yazmaya, çizmeye, üretmeye devam ediyorlar. Gezi Direnişi’ne katılan milyonlardan intikam almak için hukuksuz bir biçimde tutsak edilen arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz. Gezi Direnişi nasıl ki bu ülkenin yüz akı ve onurlu tarihinin bir parçasıysa, Gezi Davası’nda tutuklanan arkadaşlarımız da bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır. Gezi Direnişinin arkasında dimdik durduğumuz gibi, Gezi Davasında yargılanan ve ceza alan arkadaşlarımızın da yanında dimdik durmaya devam ediyoruz. Bizler, Gezi’ye baktığımızda; bilim ve tekniğin ışığında, tüm canlıların yaşam hakkına saygılı, eşit, onurlu, barış içerisinde yaşayacağımız, adil bir ülke umudunun ne kadar da diri olduğunu görüyoruz. Bizler, bu umudun bastırılması, yok edilmesi için nasıl haktan, hukuktan koparak pervasızlaştıklarının farkındayız. Gezi’nin, iktidar tarafından nasıl bir korku kaynağı olarak hala canlılığını, güncelliğini koruduğunu görüyoruz. Tam da bu sebeple bizler, Gezi’yi, Gezi Davası’nda tutsak edilen arkadaşlarımızı savunmaya; onlarla dayanışmaya devam edeceğiz. Bizler, 500 gündür sürdürdüğümüz bu kararlı adalet mücadelemizi, arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşana dek tüm yol arkadaşlarımızla birlikte devam ettireceğiz. Gezi Direnişi sonrasında, ortak kamusal alanlara dair oluşan farkındalık ve sahiplenme, bugün Akbelen’de, Dikmece’de yeşermeye devam ediyor. Gezi’den suç üretme beyhude çabaları karşısında, arkadaşlarımızla yan yana, omuz omuza Gezi’yi savunmaya devam edeceğiz. Tutsak arkadaşlarımızın bir an önce özgürlüğüne kavuşmaları için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”  
Mesleki ve teknik bilgilerini halkın yararına kullandıkları için arkadaşlarımız 500 gündür tutuklu!

Gezi’yi sahiplenmeye, arkadaşlarımızla dayanışmaya devam edeceğiz

Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK),  Gezi Davası karar duruşmasının 500. gününde basın toplantısı yaptı.

TMMOB Adana İKK Sekreteri Ahmet Uncu tarafından, İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesinde yapılan toplantıda, 500 gün önce Gezi Davasında verilen cezaların ülke tarihinin en görkemli halk hareketlerinden biri olan Gezi Direnişi’ne suç isnat etmek, Gezi Direnişi’ni lekelemek amacıyla iktidarın yönlendirmesiyle verilen hukuk dışı siyasi cezalar olduğu belirtildi.

Uncu; bu siyasi karar sonucu TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mücella Yapıcı, Şehir Plancıları Odası Onur Kurulu Üyesi Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odası Hukuk Müşaviri Can Atalay’ın da aralarında bulunduğu arkadaşlarının ve Osman Kavala’nın herhangi bir hukuki gerekçe, delil sunulmadan 500 gündür cezaevinde tutulduğunu söyledi.

FETÖ mensubu emniyet görevlileri tarafından hukuksuz bir biçimde elde edilen “delillerin”, FETÖ firarisi bir savcı eliyle yeniden kıymetlendirildiğini belirten Uncu; bunun sonucunda AKP Milletvekili Aday Adayı olmuş bir “hakim” kararıyla arkadaşlarının 500 gündür tutsak olduğunu ifade etti.

Gezi Direnişi’nin, doğal alanlarımız, parklarımız, meydanlarımız betona boğulmasın; kıyılarımız, ormanlarımız, meralarımız ranta kurban edilmesin diye; sağlıklı ve güvenli yaşam alanlarında hep birlikte, barış içinde yaşayabilelim diye milyonlarca yurttaşın haykırdığı toplumsal bir olay olduğunu kaydeden Uncu sözlerine şöyle devam etti:

“TMMOB ve bağlı odaların en temel amaçlarından biri, bilimi ve tekniği halkın yararına kullanarak kamusal alanları savunmaktır. Bu kapsamda, milyonlarca yurttaşın, toplumun ortak değeri olan Gezi Parkı betonlaşmasın diye, İstanbul kentinin merkezindeki en önemli deprem toplanma alanı yapılaşmaya açılmasın diye yürüttüğü mücadelenin sözcüsü olmak suç değildir.

Arkadaşlarımız, Gezi’ye katılan milyonların sözcüsü olmuşlardır.

Halkın çıkarlarını savundukları için, Taksim Meydanı'na ve Gezi Parkı’na sahip çıktıkları için, mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirdikleri için bu arkadaşlarımız 500 gündür hukuksuz, gerekçesiz bir şekilde cezaevindeler.

Cezaevinde oldukları her gün, her an hukuksuzluk katlanarak büyümektedir.

Arkadaşlarımız, dezenformasyon aygıtı haline gelen yandaş medya kanallarının iftiraları, tarihi kendilerine göre eğip bükmeye çalışan siyasetçilerin tüm yalanlarına rağmen toplum nezdinde masumiyetlerini, haklılıklarını koruyorlar.

500 gündür 3 kişilik koğuşlarda, ailelerinden, sevdiklerinden uzak tutulmalarına rağmen, bir an olsun sendelemeden, onurlu direnişimiz Gezi’yi kararlılıkla savunuyor, toplum için yazmaya, çizmeye, üretmeye devam ediyorlar.

Gezi Direnişi’ne katılan milyonlardan intikam almak için hukuksuz bir biçimde tutsak edilen arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz.

Gezi Direnişi nasıl ki bu ülkenin yüz akı ve onurlu tarihinin bir parçasıysa, Gezi Davası’nda tutuklanan arkadaşlarımız da bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır.

Gezi Direnişinin arkasında dimdik durduğumuz gibi, Gezi Davasında yargılanan ve ceza alan arkadaşlarımızın da yanında dimdik durmaya devam ediyoruz.

Bizler, Gezi’ye baktığımızda; bilim ve tekniğin ışığında, tüm canlıların yaşam hakkına saygılı, eşit, onurlu, barış içerisinde yaşayacağımız, adil bir ülke umudunun ne kadar da diri olduğunu görüyoruz.

Bizler, bu umudun bastırılması, yok edilmesi için nasıl haktan, hukuktan koparak pervasızlaştıklarının farkındayız. Gezi’nin, iktidar tarafından nasıl bir korku kaynağı olarak hala canlılığını, güncelliğini koruduğunu görüyoruz.

Tam da bu sebeple bizler, Gezi’yi, Gezi Davası’nda tutsak edilen arkadaşlarımızı savunmaya; onlarla dayanışmaya devam edeceğiz.

Bizler, 500 gündür sürdürdüğümüz bu kararlı adalet mücadelemizi, arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşana dek tüm yol arkadaşlarımızla birlikte devam ettireceğiz.

Gezi Direnişi sonrasında, ortak kamusal alanlara dair oluşan farkındalık ve sahiplenme, bugün Akbelen’de, Dikmece’de yeşermeye devam ediyor.

Gezi’den suç üretme beyhude çabaları karşısında, arkadaşlarımızla yan yana, omuz omuza Gezi’yi savunmaya devam edeceğiz.

Tutsak arkadaşlarımızın bir an önce özgürlüğüne kavuşmaları için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.