TÜRKİYE'DE İKLİM KRİZİ TEHDİDİ: 70 GÖL ARTIK YOK!

GÜNDEM 12.08.2024 - 15:45, Güncelleme: 12.08.2024 - 15:45 3707+ kez okundu.
 

TÜRKİYE'DE İKLİM KRİZİ TEHDİDİ: 70 GÖL ARTIK YOK!

Küresel Isınma Türkiye Göllerini Kuruttu: Üç Van Gölü Büyüklüğünde Göl Yok Oldu
Küresel ısınma ve bilinçsiz su tüketimi, son 60 yılda Türkiye’nin su kaynaklarını hızla kurutuyor. Milliyet’in özel haberi, bu kaybın boyutlarını gözler önüne seriyor. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’nin raporlarına göre, bu süreçte üç Van Gölü büyüklüğünde yaklaşık 70 doğal göl tamamen yok oldu. Burdur Gölü: Ülkenin en önemli su kaynaklarından biri olan Burdur Gölü, 1970 yılından bu yana su hacminin yarısını kaybetti. Su seviyesinde ise yaklaşık 23 metrelik dramatik bir düşüş gözlemlendi. Son beş yılın verileri, bu azalmanın üç metre civarında devam ettiğini gösteriyor. BİR ÇOK GÖL NEREDEYSE TAMAMEN KURUDU Yarışlı Gölü (Burdur Yeşilova): Bir zamanlar 16 kilometrekare genişlik ve dört metre derinliğe sahip olan Yarışlı Gölü, bugün yalnızca küçük su birikintilerinden ibaret. Gölün büyük kısmı kuraklıkla mücadele ederken, çevresel etki her geçen gün daha da belirginleşiyor. Salda Gölü (Burdur Yeşilova): Suyun yüzde beş oranında çekildiği Salda Gölü’nde, kıyı çizgisi metrelerce içeriye kaymış durumda. Bu durum, sadece gölün değil, aynı zamanda göle bağımlı ekosistemin de zarar gördüğünü işaret ediyor. Akşehir Gölü (Konya Akşehir): Neredeyse tamamen kuruyan Akşehir Gölü, bugün otlak olarak kullanılıyor. Fotoğraflar, kıyı sınır çizgisinin değiştiğini ve gölün orta bölgesinde sadece küçük bir su kütlesinin kaldığını gösteriyor. BEYŞEHİR GÖLÜ 20 YILDA 112 KİLOMETRE SU KAYBETTİ! Beyşehir Gölü (Konya Beyşehir): Türkiye’nin üçüncü büyük gölü Beyşehir’in derinliği 25 metreden beş metreye geriledi. 650 kilometrekarelik göl, son 20 yılda 112 kilometrekare su kaybetti. Gölün kıyıdan onlarca metre çekilmesi, habitatında otlanmaların ortaya çıkmasına neden oldu. Akgöl - Ereğli Sazlığı (Konya Ereğli): Ereğli Sazlıkları’nın güney kısmında su tamamen yok oldu. Son yıllardaki yağışlar ve restorasyon çalışmalarıyla sazlığın orta kesimlerinde su varlığı yeniden oluşmaya başladı. Ancak fotoğraflar, göl kıyısından uzaklaşan suların göl tabanının bazı bölgelerde tamamen ortaya çıktığını gösteriyor. Meke Gölü (Konya Karapınar): Daha önce 12 metre derinliğinde olan krater gölü Meke, bugün büyük ölçüde susuz kalmış durumda. SU KÜTLESİ TAMAMEN ORTADAN KALKMA TEHLİKESİ İLE KARŞİ KARŞIYA Suğla Gölü (Konya Seydişehir): Geçmişte 16 bin hektarlık bir alanı kapsayan Suğla Gölü, 2 bin 500 hektara kadar küçüldü. Çekilen suların ardından, kıyıya bağlı kayıkların göl tabanına oturduğu fotoğraflarla gözler önüne seriliyor.Acıgöl (Afyonkarahisar-Denizli): Türkiye’nin tek, dünyanın ise ikinci en büyük doğal sodyum potansiyeline sahip gölü olan Acıgöl, 1970’li yıllarda 160 kilometrekare iken bugün 40 kilometrekarenin altına indi. Gölün büyük bölümü kurudu, mevcut su kütlesi ise aşırı sıcaklarla tamamen ortadan kalkma tehlikesiyle karşı karşıya. YILDIZ: "KURUYAN GÖLLER ESKİ DURUMUNA DÖNMEZ"  Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, “İklim değişikliği, meteorolojik kuraklık ve sıcak hava dalgaları, göllerin kurumasında etkili olan başlıca faktörlerdir” diye belirtiyor. Yıldız, kuruyan göllerde biyoçeşitliliğin zarar gördüğünü, bitki ve hayvan türleri ile planktonların yok olduğunu ifade ediyor. “Bu göller tekrar dolabilir ancak ekosistem zinciri koptuğu ve dengesi bozulduğu için aynı göller olamaz. Bu süreç genellikle uzun ve karmaşık bir süreç olduğu için göl eski durumuna dönmez” diye ekliyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu ise sıcaklık artışının buharlaşmayı artırdığını ve bunun şiddetli su kaybına yol açtığını vurguluyor. “Suyun tarım alanlarına yönlendirilmesi o göllere ulaşan akarsu kaynaklarını büyük ölçüde azalttı.  ALAEDDİNOĞLU: "2030 VE SONRASI BÜYÜK FELAKETLERE GEBE" Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Bugünler aslında iyi günlerimiz. Büyük ekstremlerin 2030 ve sonrasına ilişkin olduğuna dair birçok rapor var” diyor.  Alaeddinoğlu, tarımsal sulamaların göllerdeki su seviyesinin düşmesinde en önemli etken olduğunu belirtiyor ve “Göllerin tekrar bir göl haline dönmesi artık pek mümkün değil” şeklinde sözlerini tamamlıyor. Türkiye’nin gölleri, küresel ısınmanın ve bilinçsiz su kullanımının en büyük mağdurlarından biri olmaya devam ediyor. Bu durum, sadece doğa ve ekosistem için değil, ülke ekonomisi ve insan yaşamı için de büyük bir tehdit oluşturuyor. Artık sürdürülebilir su politikaları ve etkili su yönetimi olmadan, bu sorunun çözülmesi neredeyse imkânsız görünüyor.
Küresel Isınma Türkiye Göllerini Kuruttu: Üç Van Gölü Büyüklüğünde Göl Yok Oldu

Küresel ısınma ve bilinçsiz su tüketimi, son 60 yılda Türkiye’nin su kaynaklarını hızla kurutuyor. Milliyet’in özel haberi, bu kaybın boyutlarını gözler önüne seriyor. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’nin raporlarına göre, bu süreçte üç Van Gölü büyüklüğünde yaklaşık 70 doğal göl tamamen yok oldu. Burdur Gölü: Ülkenin en önemli su kaynaklarından biri olan Burdur Gölü, 1970 yılından bu yana su hacminin yarısını kaybetti. Su seviyesinde ise yaklaşık 23 metrelik dramatik bir düşüş gözlemlendi. Son beş yılın verileri, bu azalmanın üç metre civarında devam ettiğini gösteriyor.

BİR ÇOK GÖL NEREDEYSE TAMAMEN KURUDU

Yarışlı Gölü (Burdur Yeşilova): Bir zamanlar 16 kilometrekare genişlik ve dört metre derinliğe sahip olan Yarışlı Gölü, bugün yalnızca küçük su birikintilerinden ibaret. Gölün büyük kısmı kuraklıkla mücadele ederken, çevresel etki her geçen gün daha da belirginleşiyor. Salda Gölü (Burdur Yeşilova): Suyun yüzde beş oranında çekildiği Salda Gölü’nde, kıyı çizgisi metrelerce içeriye kaymış durumda. Bu durum, sadece gölün değil, aynı zamanda göle bağımlı ekosistemin de zarar gördüğünü işaret ediyor. Akşehir Gölü (Konya Akşehir): Neredeyse tamamen kuruyan Akşehir Gölü, bugün otlak olarak kullanılıyor. Fotoğraflar, kıyı sınır çizgisinin değiştiğini ve gölün orta bölgesinde sadece küçük bir su kütlesinin kaldığını gösteriyor.

BEYŞEHİR GÖLÜ 20 YILDA 112 KİLOMETRE SU KAYBETTİ!

Beyşehir Gölü (Konya Beyşehir): Türkiye’nin üçüncü büyük gölü Beyşehir’in derinliği 25 metreden beş metreye geriledi. 650 kilometrekarelik göl, son 20 yılda 112 kilometrekare su kaybetti. Gölün kıyıdan onlarca metre çekilmesi, habitatında otlanmaların ortaya çıkmasına neden oldu. Akgöl - Ereğli Sazlığı (Konya Ereğli): Ereğli Sazlıkları’nın güney kısmında su tamamen yok oldu. Son yıllardaki yağışlar ve restorasyon çalışmalarıyla sazlığın orta kesimlerinde su varlığı yeniden oluşmaya başladı. Ancak fotoğraflar, göl kıyısından uzaklaşan suların göl tabanının bazı bölgelerde tamamen ortaya çıktığını gösteriyor. Meke Gölü (Konya Karapınar): Daha önce 12 metre derinliğinde olan krater gölü Meke, bugün büyük ölçüde susuz kalmış durumda.

SU KÜTLESİ TAMAMEN ORTADAN KALKMA TEHLİKESİ İLE KARŞİ KARŞIYA

Suğla Gölü (Konya Seydişehir): Geçmişte 16 bin hektarlık bir alanı kapsayan Suğla Gölü, 2 bin 500 hektara kadar küçüldü. Çekilen suların ardından, kıyıya bağlı kayıkların göl tabanına oturduğu fotoğraflarla gözler önüne seriliyor.Acıgöl (Afyonkarahisar-Denizli): Türkiye’nin tek, dünyanın ise ikinci en büyük doğal sodyum potansiyeline sahip gölü olan Acıgöl, 1970’li yıllarda 160 kilometrekare iken bugün 40 kilometrekarenin altına indi. Gölün büyük bölümü kurudu, mevcut su kütlesi ise aşırı sıcaklarla tamamen ortadan kalkma tehlikesiyle karşı karşıya.


YILDIZ: "KURUYAN GÖLLER ESKİ DURUMUNA DÖNMEZ" 

Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, “İklim değişikliği, meteorolojik kuraklık ve sıcak hava dalgaları, göllerin kurumasında etkili olan başlıca faktörlerdir” diye belirtiyor. Yıldız, kuruyan göllerde biyoçeşitliliğin zarar gördüğünü, bitki ve hayvan türleri ile planktonların yok olduğunu ifade ediyor. “Bu göller tekrar dolabilir ancak ekosistem zinciri koptuğu ve dengesi bozulduğu için aynı göller olamaz. Bu süreç genellikle uzun ve karmaşık bir süreç olduğu için göl eski durumuna dönmez” diye ekliyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu ise sıcaklık artışının buharlaşmayı artırdığını ve bunun şiddetli su kaybına yol açtığını vurguluyor. “Suyun tarım alanlarına yönlendirilmesi o göllere ulaşan akarsu kaynaklarını büyük ölçüde azalttı. 

ALAEDDİNOĞLU: "2030 VE SONRASI BÜYÜK FELAKETLERE GEBE"

Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Bugünler aslında iyi günlerimiz. Büyük ekstremlerin 2030 ve sonrasına ilişkin olduğuna dair birçok rapor var” diyor.  Alaeddinoğlu, tarımsal sulamaların göllerdeki su seviyesinin düşmesinde en önemli etken olduğunu belirtiyor ve “Göllerin tekrar bir göl haline dönmesi artık pek mümkün değil” şeklinde sözlerini tamamlıyor. Türkiye’nin gölleri, küresel ısınmanın ve bilinçsiz su kullanımının en büyük mağdurlarından biri olmaya devam ediyor. Bu durum, sadece doğa ve ekosistem için değil, ülke ekonomisi ve insan yaşamı için de büyük bir tehdit oluşturuyor. Artık sürdürülebilir su politikaları ve etkili su yönetimi olmadan, bu sorunun çözülmesi neredeyse imkânsız görünüyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.