“EĞİTİMDEN TASARRUF, ÜLKEYE İHANETTİR!”

GÜNDEM 21.11.2024 - 15:40, Güncelleme: 21.11.2024 - 17:44 908 kez okundu.
 

“EĞİTİMDEN TASARRUF, ÜLKEYE İHANETTİR!”

Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Fatih Toprak, Egemen Gazetesi'ne Konuştu: "Eğitim Sistemi Çökme Aşamasında!"
  Fatih Toprak: “Eğitim, Bir Toplumun Geleceğidir! Eğitimdeki Sorunları Çözmemek, Sadece Eğitim Sistemini Değil, Tüm Toplumu Karartmak Demektir!” Türkiye’nin eğitim sistemi tarihin en büyük krizlerinden birini yaşıyor. Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Fatih Toprak, Egemen Gazetesi’ne verdiği çarpıcı röportajla, ülkenin geleceğini tehdit eden eğitimdeki yapısal çöküşü gözler önüne serdi. Toprak, eğitimin geldiği noktayı “Bir ülkenin geleceğini karartmakla eşdeğer!” diyerek tanımladı ve devletin eğitimdeki tasarruf kararlarının, ülkeye ihanetten başka bir şey olmadığını vurguladı. “Eğitimden tasarruf, ülkeye ihanet etmektir!” diyerek, devletin bu alandaki sorumluluğundan kaçmakta olduğunu belirtti. “OKULLARDA HİJYEN FELAKETİ VAR!” Toprak: “Eğitimdeki en büyük tehlikelerden birinin, okullarda hijyen ve temizlik eksikliği olduğuna dikkat çekti. Toprak, okullarda temizlik personeli eksikliği olduğunu ve mevcut temizlik işçilerinin ise güvencesiz çalıştığını söyledi. “Okul temizliği, sağlık açısından tehdit oluşturuyor. Öğrenciler sınıflarını kendileri temizlemeye çalışıyor, temizlik personeli ise yok denecek kadar az. Ayrıca, temizlik personelinin maaşları çok düşük, çalışma koşulları güvencesiz. Bu nedenle çoğu çalışan görevlerinden ayrılıyor. Okullar pislik içinde ve çocukların sağlığı her an tehdit altında!” diyerek bu durumun kabul edilemez olduğunu ifade etti. “YEMEK YARDIMI KALDIRILDI, ÇOCUKLARIMIZ AÇ KALDI!” Toprak, eğitimdeki tasarruf politikalarının, çocukların sağlığını doğrudan tehdit ettiğini belirtti. Özellikle okul öncesi eğitimde verilen yemek yardımlarının kaldırılmasının büyük bir facia olduğunu dile getiren Toprak, “Çocuklar aç kalıyor! O bir öğün yemek, çocukların gün boyu hayatta kalmalarını sağlıyordu. Ama artık o da yok! Hükümet, eğitimde tasarruf yapıyor ama bu çocukların geleceğini çalmak demek!” diyerek, kararın vicdanları yaraladığını söyledi. Deprem bölgesinde bile bu yardımların kesildiğini belirten Toprak, “Bundan sonra aç kalan çocukların sorumlusu kim olacak?” diyerek sert bir eleştiride bulundu. “EKONOMİK KRİZ, HALKIN BELİNİ BÜKÜYOR” Toprak, ekonomik krizin eğitim üzerindeki etkilerine de dikkat çekerek, halkın pazarlarda atık toplar hale geldiğini söyledi:“Enflasyon artışını dış güçlere bağlayanlar, gerçek sorunları görmezden geliyor. Halk pazarlarda atık topluyor, market önlerinde bekliyor. Bu tablo, ekonomik krizin geldiği noktayı açıkça gösteriyor. Eğitime yeterli kaynak ayrılmaması bu krizin daha da derinleşmesine yol açıyor” diye konuştu. “YENİ MÜFREDAT BİLİMSEL DEĞİL, İDEOLOJİKTİR!” Yeni müfredatın tamamen ideolojik bir yaklaşımla hazırlandığını ve bilimsel temellerin göz ardı edildiğini söyleyen Fatih Toprak, “Yeni müfredat, bilimden uzak, tamamen ideolojik bir içerikle hazırlanmış. Bilimsel bilgiye yer yok, yerine sabit, değişmeyen bilgiler dayatılıyor. Bu, eğitimin geriye gitmesinden başka bir şey değil!” diyerek, eğitimdeki kalitesizlik sorununu dile getirdi. “Bilimsel bilgiye yer yok, çünkü mevcut iktidar bilimsel düşünceyi tehdit olarak görüyor” diyerek hükümete sert eleştirilerde bulundu. “KADINLAR EV İŞLERİNE HAPSEDİLİYOR!” Toprak, müfredatta yer alan cinsiyetçi anlayışı da eleştirdi. “Yeni ders kitaplarında, kadınlar sadece ev işlerinde görüyor, erkekler ise iş dünyasında. Bu, cinsiyet eşitliğini yok saymaktan başka bir şey değildir!” diyerek yeni kitaplardaki görsellerin, kadınları yalnızca geleneksel rollerle tanımladığını belirtti. “Bu yaklaşım, kadınları evlerine hapsetmekten başka bir şey değildir. Kadınları iş gücünden, toplumsal hayattan dışlamak, bu toplumun felaketi demektir!” dedi. “KÖY OKULLARI KAPATILDI, ÇOCUKLAR CEMAAT YURTLARINA YÖNLENDİRİLİYOR!” Fatih Toprak, 2010 yılında köy okullarının kapatılmasının ardından, taşımalı eğitimde yaşanan büyük tehlikelere dikkat çekti. “Köy okulları kapatıldı ve yerine hiçbir şey konulmadı. Şimdi, taşımalı eğitim sistemi tamamen kaldırılmak isteniyor ve bu çocukları cemaat yurtlarına yönlendirecek bir düzen kuruluyor. Aladağ’daki yurt yangını sonrası ders alınmadı! Bu çocuklarımızı, aynı tehlikelere atmak ne demek oluyor?” diyerek, çocukları cemaat yurtlarında bekleyen büyük tehlikeye karşı sesini yükseltti. Bu değişikliklerin, sadece çocukları değil, toplumun tamamını tehdit ettiğini belirtti.  “BİNLERCE EMEKÇİ HAK KAYBIYLA KARŞI KARŞIYA!” Toprak, eğitimdeki bu yapısal sorunların yalnızca öğrencilerle sınırlı kalmadığını, öğretmenlerin ve diğer okul çalışanlarının da ağır çalışma koşullarıyla karşı karşıya olduğunu söyledi. “Öğretmenler, temizlik personeli, diğer okul çalışanları güvencesiz çalışıyor, düşük maaşlarla çalıştırılıyor. Bu, eğitimde bir kölelik düzeni kuruyor. Eğitim, insan haklarına aykırı bir şekilde yürütülüyor ve toplumsal yapıyı zedeliyor!” diyerek, öğretmenlerin ve diğer çalışanların haklarının hiçe sayıldığını vurguladı.  “EKONOMİK KRİZİN FATURASI USTA ÖĞRETİCİLERE KESİLDİ” Toprak, ekonomik kriz bahanesiyle alınan tasarruf tedbirlerinin ilk hedefinin usta öğreticiler olduğunu belirtti.“Usta öğreticilere haftalık ders başına ödenen ücret, asgari ücretin altında. Birçok ders tatillerde ya da bayramlarda kesiliyor. Sağlık sigortaları yok, emeklilik hakları yok. Devlet, özel sektörde bu koşullarda çalıştırılan işverene ceza keserken, kendisi aynı sistemi usta öğreticilere uyguluyor. Bu insanlar, devlet eliyle çalıştırılan köleler gibi muamele görüyor.” “20 YILLIK EMEKLERİ YOK SAYILIYOR” Usta öğreticilerin yıllardır halk eğitim merkezlerinde kadın istihdamını destekleyen, kalifiye eleman yetiştiren ve okuma-yazma oranını artıran önemli çalışmalara imza attığını hatırlatan Toprak, bu emeklerin görmezden gelindiğini vurguladı: “20 yıldır halk eğitim merkezlerinde çalışan usta öğreticiler, emeklilik hakkına dahi sahip değil. Kadınlara mesleki beceriler kazandıran biçki, dikiş, nakış, el sanatları kursları ya da kalifiye eleman yetiştiren teknik eğitimler bir bir kapatılıyor. Bunun anlamı açık: Kadınlar eve hapsedilmek, usta öğreticiler ise işsiz bırakılmak isteniyor.” “ÇOCUK EMEĞİ SÖMÜRÜLÜYOR” Toprak, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) uygulamasının, lise çağındaki öğrencileri düşük ücretli iş gücü olarak kullanıldığını hatırlattı. Toprak, bu sistemin çocuk emeğini sömürerek eğitimden uzaklaştırdığını ve ölümlerle sonuçlanan bir trajediye dönüştüğünü ifade etti. Toprak, “Bu kabul edilemez bir insanlık suçudur!” diyerek sert tepki gösterdi. “ÖĞRENCİLER ÇALIŞIRKEN ÖLÜYOR” Toprak, MESEM uygulamasındaki ciddi sorunlara değinerek, bu sistemin öğrencileri ucuz iş gücü olarak kullandığını söyledi: “MESEM’lerde öğrenciler beş altı bin lira gibi komik rakamlarla çalıştırılıyor. Çocukların emeği göz göre göre sömürülüyor. Üstelik bu öğrencilerin ölümlerine şahit oluyoruz. Eğitim sistemi, çocuklarımızı sömürmek yerine korumalı. Bu kabul edilemez bir durum.” “KAMU TASARRUFU EĞİTİMDEN VE EMEKÇİDEN BAŞLIYOR” Toprak, tasarruf tedbirlerinin eğitimden başlamasına tepki gösterdi:“Kamuda tasarruf denildiğinde ilk akla gelen eğitim oluyor. Usta öğreticiler gözden çıkarılıyor. Kadrolu olmayan bu emekçiler hem düşük ücretle çalışıyor hem de sosyal haklarından mahrum bırakılıyor. Eğitimin en önemli destekçileri, hiçbir gerekçe gösterilmeden işsiz bırakılıyor.” “DEVLET, PARAYI CEMAATLER VE ÖZEL OKULLARA AKITTI!” Toprak, eğitim bütçesinin cemaat vakıfları ve özel okullara aktarıldığını belirterek, “Devletin eğitime ayırdığı bütçe, halkın çocuklarına değil, cemaatlere ve özel okullara aktarılıyor. 2010 yılından bu yana özel okullara teşvik primi adı altında milyonlarca lira aktarılıyor. Ama devlet okullarındaki çocuklar için bir öğün yemek bile sağlanamıyor. Bu, devletin halkına karşı işlediği büyük bir adaletsizliktir!” dedi. "EĞİTİM ÜCRETSİZ OLMALI!" Toprak, okullarda yaşanan temizlik personeli ve malzeme eksiklikleri nedeniyle velilerden para toplanmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti. “Eğitim ücretsiz olmalı, ancak sürekli velilerden para isteniyor. Bu, eğitimi paralı hale getiriyor ve sosyal devlet anlayışını yok ediyor! Bu ülkede eğitim parasız olmalı, çocuklar parayla eğitilmemeli!” diyerek, eğitimdeki adaletsizliğe karşı sert bir duruş sergiledi. “EĞİTİM SİSTEMİ ÇÖKME AŞAMASINDA!” Fatih Toprak, eğitimdeki tüm bu sorunların yalnızca eğitim camiasını değil, tüm toplumu tehdit ettiğini vurguladı: “Eğitimdeki bu kriz, ülkenin aydınlanmasını engelliyor. Eğitim, bir toplumun geleceğidir! Bu sorunları çözmemek, sadece eğitim sistemini değil, tüm toplumu karartmak demektir!” diyerek, hükümete acil önlem alma çağrısında bulundu. Eğitimdeki sistematik çöküşe karşı toplumun her kesiminden destek alınarak, bu sorunların bir an önce çözülmesi gerektiğini belirtti. EĞİTİM SEN: “EĞİTİMDEKİ BÜTÜN EMEKÇİLER BİRLEŞMELİ” Eğitim emekçilerinin yalnızca öğretmenlerden ibaret olmadığını vurgulayan Toprak, hizmetliden memura, ücretli öğretmenden usta öğreticiye kadar herkesin bu sürecin parçası olduğunu belirtti.“Eğitim emekçilerinin birleşerek haklarını savunması gerekiyor. Usta öğreticiler, ücretli öğretmenler ve hizmetliler olmadan eğitim sistemi işlemez. Ancak ne yazık ki tasarruf tedbirleriyle ilk gözden çıkarılanlar hep emekçiler oluyor.”
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Fatih Toprak, Egemen Gazetesi'ne Konuştu: "Eğitim Sistemi Çökme Aşamasında!"

 
Fatih Toprak: “Eğitim, Bir Toplumun Geleceğidir! Eğitimdeki Sorunları Çözmemek, Sadece Eğitim Sistemini Değil, Tüm Toplumu Karartmak Demektir!”

Türkiye’nin eğitim sistemi tarihin en büyük krizlerinden birini yaşıyor. Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Fatih Toprak, Egemen Gazetesi’ne verdiği çarpıcı röportajla, ülkenin geleceğini tehdit eden eğitimdeki yapısal çöküşü gözler önüne serdi. Toprak, eğitimin geldiği noktayı “Bir ülkenin geleceğini karartmakla eşdeğer!” diyerek tanımladı ve devletin eğitimdeki tasarruf kararlarının, ülkeye ihanetten başka bir şey olmadığını vurguladı. “Eğitimden tasarruf, ülkeye ihanet etmektir!” diyerek, devletin bu alandaki sorumluluğundan kaçmakta olduğunu belirtti.

“OKULLARDA HİJYEN FELAKETİ VAR!”

Toprak: “Eğitimdeki en büyük tehlikelerden birinin, okullarda hijyen ve temizlik eksikliği olduğuna dikkat çekti. Toprak, okullarda temizlik personeli eksikliği olduğunu ve mevcut temizlik işçilerinin ise güvencesiz çalıştığını söyledi. “Okul temizliği, sağlık açısından tehdit oluşturuyor. Öğrenciler sınıflarını kendileri temizlemeye çalışıyor, temizlik personeli ise yok denecek kadar az. Ayrıca, temizlik personelinin maaşları çok düşük, çalışma koşulları güvencesiz. Bu nedenle çoğu çalışan görevlerinden ayrılıyor. Okullar pislik içinde ve çocukların sağlığı her an tehdit altında!” diyerek bu durumun kabul edilemez olduğunu ifade etti.

“YEMEK YARDIMI KALDIRILDI, ÇOCUKLARIMIZ AÇ KALDI!”

Toprak, eğitimdeki tasarruf politikalarının, çocukların sağlığını doğrudan tehdit ettiğini belirtti. Özellikle okul öncesi eğitimde verilen yemek yardımlarının kaldırılmasının büyük bir facia olduğunu dile getiren Toprak, “Çocuklar aç kalıyor! O bir öğün yemek, çocukların gün boyu hayatta kalmalarını sağlıyordu. Ama artık o da yok! Hükümet, eğitimde tasarruf yapıyor ama bu çocukların geleceğini çalmak demek!” diyerek, kararın vicdanları yaraladığını söyledi. Deprem bölgesinde bile bu yardımların kesildiğini belirten Toprak, “Bundan sonra aç kalan çocukların sorumlusu kim olacak?” diyerek sert bir eleştiride bulundu.

“EKONOMİK KRİZ, HALKIN BELİNİ BÜKÜYOR”

Toprak, ekonomik krizin eğitim üzerindeki etkilerine de dikkat çekerek, halkın pazarlarda atık toplar hale geldiğini söyledi:“Enflasyon artışını dış güçlere bağlayanlar, gerçek sorunları görmezden geliyor. Halk pazarlarda atık topluyor, market önlerinde bekliyor. Bu tablo, ekonomik krizin geldiği noktayı açıkça gösteriyor. Eğitime yeterli kaynak ayrılmaması bu krizin daha da derinleşmesine yol açıyor” diye konuştu.

“YENİ MÜFREDAT BİLİMSEL DEĞİL, İDEOLOJİKTİR!”

Yeni müfredatın tamamen ideolojik bir yaklaşımla hazırlandığını ve bilimsel temellerin göz ardı edildiğini söyleyen Fatih Toprak, “Yeni müfredat, bilimden uzak, tamamen ideolojik bir içerikle hazırlanmış. Bilimsel bilgiye yer yok, yerine sabit, değişmeyen bilgiler dayatılıyor. Bu, eğitimin geriye gitmesinden başka bir şey değil!” diyerek, eğitimdeki kalitesizlik sorununu dile getirdi. “Bilimsel bilgiye yer yok, çünkü mevcut iktidar bilimsel düşünceyi tehdit olarak görüyor” diyerek hükümete sert eleştirilerde bulundu.

“KADINLAR EV İŞLERİNE HAPSEDİLİYOR!”

Toprak, müfredatta yer alan cinsiyetçi anlayışı da eleştirdi. “Yeni ders kitaplarında, kadınlar sadece ev işlerinde görüyor, erkekler ise iş dünyasında. Bu, cinsiyet eşitliğini yok saymaktan başka bir şey değildir!” diyerek yeni kitaplardaki görsellerin, kadınları yalnızca geleneksel rollerle tanımladığını belirtti. “Bu yaklaşım, kadınları evlerine hapsetmekten başka bir şey değildir. Kadınları iş gücünden, toplumsal hayattan dışlamak, bu toplumun felaketi demektir!” dedi.

“KÖY OKULLARI KAPATILDI, ÇOCUKLAR CEMAAT YURTLARINA YÖNLENDİRİLİYOR!”

Fatih Toprak, 2010 yılında köy okullarının kapatılmasının ardından, taşımalı eğitimde yaşanan büyük tehlikelere dikkat çekti. “Köy okulları kapatıldı ve yerine hiçbir şey konulmadı. Şimdi, taşımalı eğitim sistemi tamamen kaldırılmak isteniyor ve bu çocukları cemaat yurtlarına yönlendirecek bir düzen kuruluyor. Aladağ’daki yurt yangını sonrası ders alınmadı! Bu çocuklarımızı, aynı tehlikelere atmak ne demek oluyor?” diyerek, çocukları cemaat yurtlarında bekleyen büyük tehlikeye karşı sesini yükseltti. Bu değişikliklerin, sadece çocukları değil, toplumun tamamını tehdit ettiğini belirtti.

 “BİNLERCE EMEKÇİ HAK KAYBIYLA KARŞI KARŞIYA!”

Toprak, eğitimdeki bu yapısal sorunların yalnızca öğrencilerle sınırlı kalmadığını, öğretmenlerin ve diğer okul çalışanlarının da ağır çalışma koşullarıyla karşı karşıya olduğunu söyledi. “Öğretmenler, temizlik personeli, diğer okul çalışanları güvencesiz çalışıyor, düşük maaşlarla çalıştırılıyor. Bu, eğitimde bir kölelik düzeni kuruyor. Eğitim, insan haklarına aykırı bir şekilde yürütülüyor ve toplumsal yapıyı zedeliyor!” diyerek, öğretmenlerin ve diğer çalışanların haklarının hiçe sayıldığını vurguladı.

 “EKONOMİK KRİZİN FATURASI USTA ÖĞRETİCİLERE KESİLDİ”

Toprak, ekonomik kriz bahanesiyle alınan tasarruf tedbirlerinin ilk hedefinin usta öğreticiler olduğunu belirtti.“Usta öğreticilere haftalık ders başına ödenen ücret, asgari ücretin altında. Birçok ders tatillerde ya da bayramlarda kesiliyor. Sağlık sigortaları yok, emeklilik hakları yok. Devlet, özel sektörde bu koşullarda çalıştırılan işverene ceza keserken, kendisi aynı sistemi usta öğreticilere uyguluyor. Bu insanlar, devlet eliyle çalıştırılan köleler gibi muamele görüyor.”

“20 YILLIK EMEKLERİ YOK SAYILIYOR”

Usta öğreticilerin yıllardır halk eğitim merkezlerinde kadın istihdamını destekleyen, kalifiye eleman yetiştiren ve okuma-yazma oranını artıran önemli çalışmalara imza attığını hatırlatan Toprak, bu emeklerin görmezden gelindiğini vurguladı: “20 yıldır halk eğitim merkezlerinde çalışan usta öğreticiler, emeklilik hakkına dahi sahip değil. Kadınlara mesleki beceriler kazandıran biçki, dikiş, nakış, el sanatları kursları ya da kalifiye eleman yetiştiren teknik eğitimler bir bir kapatılıyor. Bunun anlamı açık: Kadınlar eve hapsedilmek, usta öğreticiler ise işsiz bırakılmak isteniyor.”

“ÇOCUK EMEĞİ SÖMÜRÜLÜYOR”

Toprak, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) uygulamasının, lise çağındaki öğrencileri düşük ücretli iş gücü olarak kullanıldığını hatırlattı. Toprak, bu sistemin çocuk emeğini sömürerek eğitimden uzaklaştırdığını ve ölümlerle sonuçlanan bir trajediye dönüştüğünü ifade etti. Toprak, “Bu kabul edilemez bir insanlık suçudur!” diyerek sert tepki gösterdi.

“ÖĞRENCİLER ÇALIŞIRKEN ÖLÜYOR”

Toprak, MESEM uygulamasındaki ciddi sorunlara değinerek, bu sistemin öğrencileri ucuz iş gücü olarak kullandığını söyledi: “MESEM’lerde öğrenciler beş altı bin lira gibi komik rakamlarla çalıştırılıyor. Çocukların emeği göz göre göre sömürülüyor. Üstelik bu öğrencilerin ölümlerine şahit oluyoruz. Eğitim sistemi, çocuklarımızı sömürmek yerine korumalı. Bu kabul edilemez bir durum.”

“KAMU TASARRUFU EĞİTİMDEN VE EMEKÇİDEN BAŞLIYOR”

Toprak, tasarruf tedbirlerinin eğitimden başlamasına tepki gösterdi:“Kamuda tasarruf denildiğinde ilk akla gelen eğitim oluyor. Usta öğreticiler gözden çıkarılıyor. Kadrolu olmayan bu emekçiler hem düşük ücretle çalışıyor hem de sosyal haklarından mahrum bırakılıyor. Eğitimin en önemli destekçileri, hiçbir gerekçe gösterilmeden işsiz bırakılıyor.”

“DEVLET, PARAYI CEMAATLER VE ÖZEL OKULLARA AKITTI!”

Toprak, eğitim bütçesinin cemaat vakıfları ve özel okullara aktarıldığını belirterek, “Devletin eğitime ayırdığı bütçe, halkın çocuklarına değil, cemaatlere ve özel okullara aktarılıyor. 2010 yılından bu yana özel okullara teşvik primi adı altında milyonlarca lira aktarılıyor. Ama devlet okullarındaki çocuklar için bir öğün yemek bile sağlanamıyor. Bu, devletin halkına karşı işlediği büyük bir adaletsizliktir!” dedi.

"EĞİTİM ÜCRETSİZ OLMALI!"

Toprak, okullarda yaşanan temizlik personeli ve malzeme eksiklikleri nedeniyle velilerden para toplanmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti. “Eğitim ücretsiz olmalı, ancak sürekli velilerden para isteniyor. Bu, eğitimi paralı hale getiriyor ve sosyal devlet anlayışını yok ediyor! Bu ülkede eğitim parasız olmalı, çocuklar parayla eğitilmemeli!” diyerek, eğitimdeki adaletsizliğe karşı sert bir duruş sergiledi.

“EĞİTİM SİSTEMİ ÇÖKME AŞAMASINDA!”

Fatih Toprak, eğitimdeki tüm bu sorunların yalnızca eğitim camiasını değil, tüm toplumu tehdit ettiğini vurguladı: “Eğitimdeki bu kriz, ülkenin aydınlanmasını engelliyor. Eğitim, bir toplumun geleceğidir! Bu sorunları çözmemek, sadece eğitim sistemini değil, tüm toplumu karartmak demektir!” diyerek, hükümete acil önlem alma çağrısında bulundu. Eğitimdeki sistematik çöküşe karşı toplumun her kesiminden destek alınarak, bu sorunların bir an önce çözülmesi gerektiğini belirtti.

EĞİTİM SEN: “EĞİTİMDEKİ BÜTÜN EMEKÇİLER BİRLEŞMELİ”

Eğitim emekçilerinin yalnızca öğretmenlerden ibaret olmadığını vurgulayan Toprak, hizmetliden memura, ücretli öğretmenden usta öğreticiye kadar herkesin bu sürecin parçası olduğunu belirtti.“Eğitim emekçilerinin birleşerek haklarını savunması gerekiyor. Usta öğreticiler, ücretli öğretmenler ve hizmetliler olmadan eğitim sistemi işlemez. Ancak ne yazık ki tasarruf tedbirleriyle ilk gözden çıkarılanlar hep emekçiler oluyor.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.