Her yıl 180 bin kişiye kanser teşhisi konuluyor.
Hava kirliliği, bozuk gıda, sigara…
Zehir kusan tesisleri hiç es geçmemek lazım.
Elbette insanlar, önlem almalı, sağlığına özen göstermeli ama şu GDO’lu ürünleri piyasaya sürenlere ne demeli?
Dün de bu sütunlardan yazdık ve Adana’da GDO’lu ekmek alarmı vardı.
Fırınlar, pastaneler, unlu mamulcüler denetlenmeye başlandı.
Aslında sürekli, çatkapı denetim yapılmalı.
Halkın sağlığıyla oynayanlara izin verilmemeli
*
Başkandan barış beklemek!
Muhtar’a kızar, kentin en büyük mahallelerini cezalandırır.
Rakip gördüğüne yakın olanları bile partilisi olduğu halde sevmez.
Onların hiç bir işlerini bitirmez.
Zerre kadar hoşgörüden nasibini almamıştır.
Alçak gönüllük umurunda değil.
Ağzı bozuk ve küfürbazdır.
Kendini kanaat önderi sanıyor.
Her şeyin kendi etrafında döndüğünü düşünüyor.
Bu başkandan barış beklemek İsrail’in Filistin’e zeytin dalı uzatmasını beklemek gibidir.
*
Tanıtım yapamıyoruz
Şu güzelim memlekette her şey var.
Adana’da yok yok…
Bereketli topraklarımız bire bin veriyor.
Tarih, doğa, deniz, kum, ırmak, dereler, şelaleler, yaylalarımız, dağlarımız, kuş cennetimiz, sulak alanlarımız…
Yemeklerimizi söylemeye gerek bile yok.
Bereketli topraklarının bağrından aydın ve sanatçı çıkartan bir kentiz biz…
Adana’da her şey var ama bir şey yok.
Maalesef bu kenti iyi tanıtamıyoruz.
SORULAR
-Adana’ya neden üvey evlat muamelesi yapıldığını biliyor musunuz?
-Adana’ya neden müjdeli bir haber verilmediğini biliyor musunuz?
-Adana’ya neden uzun zamandır yeni istihdam alanları açılmıyor?
-Adana makus talihini ne zaman yenecek?
-Adana ne zaman Türkiye ortalaması üzerindeki işsizlik rakamlarıyla anılmayacak?