Ambulans, itfaiye, polis, jandarma araçlarının sirenleri beni çok etkiler. Bu siren sesleri kimi zaman akşam karanlığının sessizliğini çığlık çığlığa deler geçer; içime tarifsiz bir sızı çöker. Ambulans hangi hastaya yetişmek, itfaiye yanan bir evde kimi kurtaracaktır acaba!..
Bu durumlarda bırakın saatleri, dakikaları saniyeler bile çok ama çok önemlidir. Çünkü o siren sesleri bir hayatı kurtarmak için zamanla yarışmaktadır. Önüne çıkacak bir aracın kaybettireceği saniyeler bir hayatın kaybedilmesine yol açacaktır.
Tüm bunları, birkaç gün önce, Adana İl Sağlık Müdürlüğü tarafından, ambulansların trafikteki geçiş önceliğine dikkat çekmek ve acil sağlık hizmetlerinin etkinliğini artırmak amacıyla düzenlendiği bildirilen 'Fermuar Sistemi ile Yaşama Yol Ver' kampanyası için lansman toplantısının haberini okuyunca, bir kez daha aynı duygulara kapıldım.
Evet, günlük yaşantımızda günün herhangi bir saatinde bir ambulans, itfaiye sireniyle irkiliyor ancak elimizden merak ve üzüntülü gözlerle bakmaktan başka bir çare gelmiyor.
Oysa var!..
Eğer araç kullanıyorsak, hemen yolun kenarına çekilmemiz gerekmiyor mu? Normalde öyle olması lazım. Ama birçok sürücü yapmıyor. İnadına yol vermiyor. Oysa, bir gün kendisinin ya da bir yakınının başına gelebilecek rahatsızlık nedeniyle aynı ambulansa bir başka sürücünün yol vermemesi üzerine kendisine, yakınına zamanında yetişemeyeceğini bir düşünseler, sanırım bu davranışlarından vazgeçerler.
Yine içimiz burkularak görüyoruz ki, bazı sürücüler de, daha hızlı ilerleyebilmek için ambulansların peşine takılıyorlar. Kendilerinin oldukça uyanık olduklarını düşünüyor olmalılar.
Bu çabaların bir insanı yaşatmak için gösterildiğini asla unutmamalıyız, unutturmamalıyız.
Adana İl Sağlık Müdürlüğü’nün düzenlediği trafikte ambulansın geçiş önceliğine özen gösterilmesi için “Fermuar Sistemi ile Yaşama Yol Ver” kampanyasına hepimizin gereken özeni göstermesi insan olmanın da bir gereğidir.
Yaşama yol ver!..