Mustafa Kemal Atatürk'ün 29 Ekim 1923'de TBMM'den çıkarken giydiği pelerinli frakı, Atatürk Orman Çiftliği'nde giydiği beyaz keten takımı, 1935 yılında Türk Kuşu Uçuş Okulu'nun açılışında giydiği mavi ceketli, papyonlu kıyafeti ve daha fazlasıyla kendi kıyafetini kendi çizen hayranlığımın arttığı bir özelliği daha karşımızda bulunuyor. Hatta söylenti bu ya ‘Atatürk Lacivert giymez’ diyenlere ama iki tane Lacivert koleksiyonu bulunmaktadır. O dönemin kumaşlarında renklerde çok alternatif olmadığı için daha çok siyah ve koyu toprak rengi giyermiş. Ve böylece Atatürk "BİR MODA İKONU OLMUŞ"… Atatürk kendi modası örnek olması dışında savaşlardaki başarısı da düşünüldüğünde Türk askerlerinin düzenli bir ordunun kıyafetlerini de düşünmesi bizi şaşırtamamaktadır. 1930'lu yıllarda Atatürk, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin üniformalarını Fransız moda tasarımcısı Gabrielle Coco Chanel'e tasarlatmıştır. Türk Ordusu 1980'lere dek onun imzasını taşıyan üniformalar giymiştir. TSK kıyafetlerinin son tasarımını yapan modacı Arzu Kaprol olmuştur.
Moda tarihimizde daha da geçmişimize baktığımızda Gayr-i müslimlerin başlattığı moda, daha sonraları Müslüman Türk terzilerin piyasaya girmesi ile bir nevi “Milli Mücadele”ye dönüşür. Osmanlı Moda anlayışında terziler ‘Etiket merakı’ nedeniyle, kendi aralarında çeşitli kategorilere bölünmüşler ve ürettikleri ürünlerin kalitesi kadar, ya¬rattıkları ‘ambiance’ ve yaptıkları isim ile orantılı olarak sınıflandırılır olmuşlardı. Kadınlar bir araya geldikle¬rinde artık kumaştan, dantelden, terziden başka bir şey konuşamaz hale gelmiş, hasetli olanlar ise bir¬birlerinden kumaşçılarını ve terzile¬rini bile gizler olmuştu. O dönemde moda magazini yaygınmış anlaşılan. Osmanlının modası Abdülhamid devrinde Rum ve Er¬meni cemaatlerinin kızlar için açtıkları sanat okulları kısa zamanda so¬nuç vermiştir. Bu okullardan çıkan terzi kızlar, İstanbul’u İslam dünyasının kadın moda mer¬kezi haline getirdi. Şam’dan ge¬tirilen ipekli kumaşlar İstanbul’da açılan terzihane ve atölyelerde elbise olarak dikiyorlarmış. Avrupalı kadınlar bile bu modanın etkisi al¬tında kalmaya başlamışlar. 1913 yılında Osmanlı Türk Hanımları Esirgeme Derneği’nden ayrılan Behire Hakkı Hanım bir Biçki Yur¬du terzihanesini kurdu. Ve siparişleri dikmekle yetinmeyip, kendisine başvuran kadınlara biçki ve dikiş öğretmeye de başlamıştır. Bu terzihane açma girişimini bir açı¬dan Türk kadınlarının kolektif bir yatırım başlangıcı olarak değer¬lendirmek de mümkündür. Ulu önderimiz Atatürk'ün 1920'li yıllarda terzilik eğitimi alması için Paris'e gönderdiği ve daha sonra kendi tasarladığı kıyafetlerini diktirdiği Levon Kordonciyan’ın aynı adı taşıyan torunu tarafından yeniden asıllarına uygun olarak tekrar dikip bu kıyafetleri bu yıl 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda İstanbul Valiliği'nin resepsiyonunda ve daha önce de birçok yerde sergilendi. Kıyafetler şimdi ailenin Harbiye'deki dükkanında sergilenmektedir. Ayrıca 1862 Londra Dünya Fuarı'nda, Osmanlı tekstil sektörünün moda tasarım özelliğiyle yer almasını sağlayan kayıtlarda ilk Türk moda tasarımcısı Nazım Bey olarak bilinmektedir. İlk Türk modacı ise Mango'nun kurucusu Isak Andiç Ermay’dır. Geçmişimizde yer alan moda adına yapılan her şey günümüz modacılara öncülük etmişlerdir. Günümüz Türk kadın modacılarımızdan 1993 yılında Beymen Academia tarafından düzenlenen yarışmada Özel Kostüm Tasarımı Ödülünü kazanan Arzu Kaprol, sahne, gece elbiseleri, gelinlik tasarımında iddialı olan Dilek Hanif, 2004 yılında Moda Tasarım Stüdyosunu kuran tasarımcı Zara, Marks & Spencer gibi markalar için tasarımlar gerçekleştiren Gamze Saraçoğlu gibi birçok modacı geleceğe örnek olmaktadır.
Kadın denilince ilk akla gelen sektörlerden biri olan moda dünyası, dünyada Fransız Louis Vuitton’nun kutu üreticiliğiyle başlayan iş yaşamı, lüks çanta ve bavul markası girişimciliğinden hazır giyime, ayakkabı, saat, takı-mücevher gibi lüks tüketimin öncüsü olmuştur. İtalyan iş insanı olan uzun isimli Gucci markasını dünya çapında ikinci prestijli marka haline getirmiştir. Daha birçok marka biyografisini incelediğimiz de atalarımızın inancı olan ‘Terzinin kaderi kötüdür’ negatif düşünce kalıplarından sıyrılmalıyız. Moda sektöründe eğitim alan birçok modacı, stilist, tasarımcı gibi meslek kollarında dünya piyasasında yer alarak ürünlerinin sergilenip tanıtılmasını beklemektedir.
“Sırtındaki elbiseyi yapmaktan aciz ve yaşamsal gereksinimlerini yurtdışından sağlamaya mecbur kalan bir millet, başkalarının esaretine mahkumiyetten kurtulamaz.”
A.Vasıf Bey Osmanlı, 1917 Mensucat ve Boyacılık Mütehassısı Kitabından alıntıdır.
Anasayfa
Yazarlar
ESİN DENİZ
Yazı Detayı
Bu yazı 4706 kez okundu.
‘‘ATATÜRK BİR MARKADIR’’ MODASI
Mustafa Kemal Atatürk'ün 29 Ekim 1923'de TBMM'den çıkarken giydiği pelerinli frakı, Atatürk Orman Çiftliği'nde giydiği beyaz keten takımı, 1935 yılında Türk Kuşu Uçuş Okulu'nun açılışında giydiği mavi ceketli, papyonlu kıyafeti ve daha fazlasıyla kendi kıyafetini kendi çizen hayranlığımın arttığı bir özelliği daha karşımızda bulunuyor. Hatta söylenti bu ya ‘Atatürk Lacivert giymez’ diyenlere ama iki tane Lacivert koleksiyonu bulunmaktadır. O dönemin kumaşlarında renklerde çok alternatif olmadığı için daha çok siyah ve koyu toprak rengi giyermiş. Ve böylece Atatürk "BİR MODA İKONU OLMUŞ"… Atatürk kendi modası örnek olması dışında savaşlardaki başarısı da düşünüldüğünde Türk askerlerinin düzenli bir ordunun kıyafetlerini de düşünmesi bizi şaşırtamamaktadır. 1930'lu yıllarda Atatürk, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin üniformalarını Fransız moda tasarımcısı Gabrielle Coco Chanel'e tasarlatmıştır. Türk Ordusu 1980'lere dek onun imzasını taşıyan üniformalar giymiştir. TSK kıyafetlerinin son tasarımını yapan modacı Arzu Kaprol olmuştur.
Moda tarihimizde daha da geçmişimize baktığımızda Gayr-i müslimlerin başlattığı moda, daha sonraları Müslüman Türk terzilerin piyasaya girmesi ile bir nevi “Milli Mücadele”ye dönüşür. Osmanlı Moda anlayışında terziler ‘Etiket merakı’ nedeniyle, kendi aralarında çeşitli kategorilere bölünmüşler ve ürettikleri ürünlerin kalitesi kadar, ya¬rattıkları ‘ambiance’ ve yaptıkları isim ile orantılı olarak sınıflandırılır olmuşlardı. Kadınlar bir araya geldikle¬rinde artık kumaştan, dantelden, terziden başka bir şey konuşamaz hale gelmiş, hasetli olanlar ise bir¬birlerinden kumaşçılarını ve terzile¬rini bile gizler olmuştu. O dönemde moda magazini yaygınmış anlaşılan. Osmanlının modası Abdülhamid devrinde Rum ve Er¬meni cemaatlerinin kızlar için açtıkları sanat okulları kısa zamanda so¬nuç vermiştir. Bu okullardan çıkan terzi kızlar, İstanbul’u İslam dünyasının kadın moda mer¬kezi haline getirdi. Şam’dan ge¬tirilen ipekli kumaşlar İstanbul’da açılan terzihane ve atölyelerde elbise olarak dikiyorlarmış. Avrupalı kadınlar bile bu modanın etkisi al¬tında kalmaya başlamışlar. 1913 yılında Osmanlı Türk Hanımları Esirgeme Derneği’nden ayrılan Behire Hakkı Hanım bir Biçki Yur¬du terzihanesini kurdu. Ve siparişleri dikmekle yetinmeyip, kendisine başvuran kadınlara biçki ve dikiş öğretmeye de başlamıştır. Bu terzihane açma girişimini bir açı¬dan Türk kadınlarının kolektif bir yatırım başlangıcı olarak değer¬lendirmek de mümkündür. Ulu önderimiz Atatürk'ün 1920'li yıllarda terzilik eğitimi alması için Paris'e gönderdiği ve daha sonra kendi tasarladığı kıyafetlerini diktirdiği Levon Kordonciyan’ın aynı adı taşıyan torunu tarafından yeniden asıllarına uygun olarak tekrar dikip bu kıyafetleri bu yıl 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda İstanbul Valiliği'nin resepsiyonunda ve daha önce de birçok yerde sergilendi. Kıyafetler şimdi ailenin Harbiye'deki dükkanında sergilenmektedir. Ayrıca 1862 Londra Dünya Fuarı'nda, Osmanlı tekstil sektörünün moda tasarım özelliğiyle yer almasını sağlayan kayıtlarda ilk Türk moda tasarımcısı Nazım Bey olarak bilinmektedir. İlk Türk modacı ise Mango'nun kurucusu Isak Andiç Ermay’dır. Geçmişimizde yer alan moda adına yapılan her şey günümüz modacılara öncülük etmişlerdir. Günümüz Türk kadın modacılarımızdan 1993 yılında Beymen Academia tarafından düzenlenen yarışmada Özel Kostüm Tasarımı Ödülünü kazanan Arzu Kaprol, sahne, gece elbiseleri, gelinlik tasarımında iddialı olan Dilek Hanif, 2004 yılında Moda Tasarım Stüdyosunu kuran tasarımcı Zara, Marks & Spencer gibi markalar için tasarımlar gerçekleştiren Gamze Saraçoğlu gibi birçok modacı geleceğe örnek olmaktadır.
Kadın denilince ilk akla gelen sektörlerden biri olan moda dünyası, dünyada Fransız Louis Vuitton’nun kutu üreticiliğiyle başlayan iş yaşamı, lüks çanta ve bavul markası girişimciliğinden hazır giyime, ayakkabı, saat, takı-mücevher gibi lüks tüketimin öncüsü olmuştur. İtalyan iş insanı olan uzun isimli Gucci markasını dünya çapında ikinci prestijli marka haline getirmiştir. Daha birçok marka biyografisini incelediğimiz de atalarımızın inancı olan ‘Terzinin kaderi kötüdür’ negatif düşünce kalıplarından sıyrılmalıyız. Moda sektöründe eğitim alan birçok modacı, stilist, tasarımcı gibi meslek kollarında dünya piyasasında yer alarak ürünlerinin sergilenip tanıtılmasını beklemektedir.
“Sırtındaki elbiseyi yapmaktan aciz ve yaşamsal gereksinimlerini yurtdışından sağlamaya mecbur kalan bir millet, başkalarının esaretine mahkumiyetten kurtulamaz.”
A.Vasıf Bey Osmanlı, 1917 Mensucat ve Boyacılık Mütehassısı Kitabından alıntıdır.
Ekleme
Tarihi: 20 Ocak 2025 - Pazartesi
‘‘ATATÜRK BİR MARKADIR’’ MODASI
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.