ADANA KULİSİ
Köşe Yazarı
ADANA KULİSİ
 

Kimsesizlerin Kimsesi

  Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ordusu dağıtılmış, silahı elinden alınmış, toprakları işgal edilmiş bir yurdu yeniden inşa etti. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basmasıyla Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı da resmen başlatmış oluyordu. Uzun ve zor yıllardı… 4 yıl süren Kurtuluş Savaşı yıllarında bir taraftan düşmanla savaşırken, bir taraftan da devrimler yapıyordu. 23 Nisan 1920’de kurduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi’yle de daha genç bir subayken kafasında oluştuğu Cumhuriyet fikrinin de ilk tohumlarını atmıştı. Nihayet 28 Ekim 1923 tarihinde, Çankaya’da çevresindekilere verdiği yemekte, Cumhuriyeti ilan edeceğini açıkladı. Hepimiz biliyoruz ki, Atatürk’ün Cumhuriyet’le ilgili birbirinden anlamlı vecizeleri bulunmaktadır. Ancak, O’nun “Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir” sözü, üzerine ciltlerle ansiklopedi yazılabilecek Cumhuriyet’in tanımını birkaç cümleyle anlatmaktadır. Evet, Cumhuriyet gerçekten de kimsesizlerin kimsesi oldu. Yurdumuzun en ücra köşelerinde, yoksul köy çocuklarının umudu, geleceği oldu. Dünyaya örnek olacak eğitim modelleriyle, yoksul köy çocuklarımız, birçok ülkenin çocuklarından önce dünya klasiklerini okuma şansına sahip oldu, eğitimleriyle birlikte birer meslek sahibi oldular, köylerinde döndüklerinde, okullarında öğrendiklerini hayata geçirdiler. Fırsat eşitliği sayesinde, her alanda, büyük başarılara imza attılar. Cumhurbaşkanı oldular, başbakan oldular, bilim insanı, sanatçı oldular. Tüm bunları, bugün 100. Yıldönümünü kutladığımız “bilhassa kimsesizlerin kimsesi” olan Cumhuriyete borçlu değil miyiz?
Ekleme Tarihi: 27 Ekim 2023 - Cuma

Kimsesizlerin Kimsesi

 

Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ordusu dağıtılmış, silahı elinden alınmış, toprakları işgal edilmiş bir yurdu yeniden inşa etti. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basmasıyla Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı da resmen başlatmış oluyordu.
Uzun ve zor yıllardı…
4 yıl süren Kurtuluş Savaşı yıllarında bir taraftan düşmanla savaşırken, bir taraftan da devrimler yapıyordu. 23 Nisan 1920’de kurduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi’yle de daha genç bir subayken kafasında oluştuğu Cumhuriyet fikrinin de ilk tohumlarını atmıştı.
Nihayet 28 Ekim 1923 tarihinde, Çankaya’da çevresindekilere verdiği yemekte, Cumhuriyeti ilan edeceğini açıkladı.
Hepimiz biliyoruz ki, Atatürk’ün Cumhuriyet’le ilgili birbirinden anlamlı vecizeleri bulunmaktadır. Ancak, O’nun “Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir” sözü, üzerine ciltlerle ansiklopedi yazılabilecek Cumhuriyet’in tanımını birkaç cümleyle anlatmaktadır.
Evet, Cumhuriyet gerçekten de kimsesizlerin kimsesi oldu.
Yurdumuzun en ücra köşelerinde, yoksul köy çocuklarının umudu, geleceği oldu. Dünyaya örnek olacak eğitim modelleriyle, yoksul köy çocuklarımız, birçok ülkenin çocuklarından önce dünya klasiklerini okuma şansına sahip oldu, eğitimleriyle birlikte birer meslek sahibi oldular, köylerinde döndüklerinde, okullarında öğrendiklerini hayata geçirdiler. Fırsat eşitliği sayesinde, her alanda, büyük başarılara imza attılar. Cumhurbaşkanı oldular, başbakan oldular, bilim insanı, sanatçı oldular.
Tüm bunları, bugün 100. Yıldönümünü kutladığımız “bilhassa kimsesizlerin kimsesi” olan Cumhuriyete borçlu değil miyiz?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.