Adana’da, zihinlere kazınacak, akıllara yer edecek, alkışlanacak bir hizmet gösterebilir misiniz?
Bir tane güzel iş, halkın yaşam konforunu etkileyecek bir hizmet var mı?
Artık bazı söylemler bile anlamını yitirdi?
Bazı şeyleri öyle doğal karşılar hale geldik ki, “Adana sahipsiz” diyenlere eskiden tepki gösterilirdi, şimdi gülüyorlar.
Sahi Adana’nın sahibi kim?
*
Oysa sorun sahiplik, sahipsizlikten çok sahibini beslendiği kaynak olarak gören kafalardan kendilerine bomboş bir güruh yaratan yönetenler aslında. Vizyon yok, beceri yok, yetenek yok, ufku dar olunca insanın aşiret reisi gibi hareket etmeye başlıyor.
*
Çoğu nezaketten bile yoksun.
Ağızları bozuk, etrafları bozuk, işleri çetrefilli, şaibeli…
Söz namustur!
Ne söz, ne vefa, ne insanlık, ne vicdan…
Hele biri var ki ucuz adamların faizci işbirlikçinin, adamlıktan zerre kadar nasibini almamış, yediği, içtiği haram olan tipleri nasıl koruyup kollayacağının derdine düşmüş.
Çirkin bir ego, iğrienç bir kompleks içinde yürüyüşleri bile değişmiş adamların davasına hizmet edenleri elinin tersiyle ittiği bir kent gerçeğimiz var.
***
Ne kadar beceriksiz, işinin ehli olmayan, her işi eline yüzüne bulaştıran ama ağzı laf yapan kim varsa hepsini ihya ettiler.
Görev mi gerek?
Liyakatına, bilgine donanımına kimse bakmaz!
En yalaka, en biatçı, en kapı kulu, en yandaş, en iyi el etek öpen, en iyi oyun kuran, en iyi algı yaratan, en iyi adam pazarlayan, en iyi adam satan, en çok, “Padişahım çok yaşa” diye bağıran onlar için eşşiz görev adamıdır, ekiptir. *
“Padişahım çok yaşa” demekten ağızları kurur, “Mağrurlanma padişahım, senden büyük Allah var!” diyen bunlara göre haindir, alçaktır, pisliktir, ihanetçidir, kötüdür… Oysa görmezler tiksinilecek duruma düştüklerini.
*
İnsanlıktan çıkışları sadece içlerindeki pislikle sınırlı olmadığı için üstünde oturdukları lağım çukurunun kokusunu bile almaz olmuştur burunları. Kulakları görmez, etraflarından gül kokulu ırmaklar aktığını sanırlar ama dört bir yanlarının foseptik çukuruna döndüğünü görmezler.
*
Ne kadar çapsız, gereksiz, edilgen varsa ya yetkisiz yetkilidir, ya da bir şekilde doyurulup önüne kemik atılır. Kimi İl Başkanı, ilçe Başkanı, kimi vekil, kimi belediye başkanı, ya da meclis üyesi yapılmıştır.
*
Bunlarda her türlü kalleşlik ve ahlaksızlık mevcuttur.
İnsan da birazcık vicdan olur, kalite olur, insanlık olur ama bu kentte her şey bitmiş.
İşte bunlar koro halinde ve büyük bir çürüme denizinde Adana’ya ihanet ediyorlar.
Lanet olsun!