Bundan birkaç yıl önce, meslek büyüğüm Erdoğan Varol, şimdilerde yaşamını sürdürdüğü Muğla’nın Bodrum ilçesinden elektronik postama bir ileti göndermişti.
Fotoğrafta da okuyacağınız üzere, takvim yaprakları 1995’i gösterdiğinde, 4 yaşındaki Bosnalı bir çocuk Avrupa’nın göbeğindeki Srebrenica’da kentindeki katliam sırasında, “Çocukları küçük kurşunla öldürürler değil mi anne?” diye sorarak, adeta masumiyetin resmini çiziyordu.
O çocuk mu?
Muhtemelen küçük bir kurşunla öldürülmedi!
O tarihten bu yana şu mavi gökyüzü altında ne kadar çocuk, kadın, yaşlı, genç demeden insan öldürüldü acaba?
Ya bu topraklarda…
Bize, hepimize kucak açmış Anadolu’da.
İsmini bile bilmediğimiz ya da hatırlamadığımız Bosnalı çocuk, yaşamış olsaydı muhtemelen 24-25 yaşlarında olacaktı.
Toplumsal yaşamda 20 saniye bile değil.
Ama, 20 yıl önce, küçük, küçücük bir çocuğun, annesine sorduğu sorunun cevabının bile farkında değiliz.
Ne acı değil mi?
………………………….
Bunu hiç hak etmiyoruz
Ülkemiz üzerinde kara kapkara oyunlar oynanıyor. Büyük bir tuzağa çekilmek isteniyoruz.
Cennet vatanımızın her bir köşesinde yüreklerimizi dağlayan hain saldırılar gerçekleştiriliyor. Gencecik askerlerimiz, polislerimiz daha hayatlarının baharında kara toprağa düşüyor. Sivil masum insanlarımızı kaybediyoruz, hunharca saldırılarda.
İşte Ankara’da Tren Garı’nın önünde yaşanan insanlık dışı, vahşet ötesi kanlı saldırı.
Ülkemiz de insanlarımız da bu hain, kanlı ellerin saldırılarını daha önce de yaşadı. Kahramanmaraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta…
Şimdi Ankara, başkentimiz.
Ülkemizin kalbinde, kimbilir hangi karanlık emellerin sahibi yaratıklar, onlarca insanımızın kanına girdi.
Lanetliyoruz, nefeslerimiz tükeninceye kadar nefretle kınıyoruz bu saldırıları.
Bu saldırılar, kimden ve nereden gelirse gelsin, herkes nefretle kınamalıdır.
………………………….
Artık bu işin kırmızı çizgisi mizgisi kalmadı!
Ankara’daki patlamaların ardından Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, siyasi parti liderlerini görüşmeye çağırdı. HDP Eş Genel Başkanı Selahittin Demirtaş dışında.
Başbakan Davutoğlu’nun çağrısına sadece CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olumlu yanıt verdi ve dün iki lider bir araya geldi.
Sadece diyorum, çünkü, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli kendine göre, haklı gerekçeler üreterek, Davutoğlu’nun bu çağrısını bir kez daha geri çevirdi.
Oysa…
Kim haklı kim haksız artık pek önem taşımıyor.
Asker olsun, polis olsun, Ankara’da, Suruç’ta olsun toprağa düşen insanlar bizim insanlarımız.
Ölüm üzerinden ayrım olmaz, olmamalı da.
Ne Bahçeli’nin ne Davutoğlu’nun ne Kılıçdaroğlu’nun ne de bir başka siyasi parti genel başkanının artık kırmızı çizgileri, mizgileri önem taşımıyor.
Taşımıyor, çünkü her gün ölümlere uyanıyoruz, kahpe tuzaklara gözümüzü açıyoruz.
Bizim insanlarımız, oy versin vermesin, siyasi partilerin genel başkanlarının, terör kimden ve nereden gelirse gelsin, bu hain saldırılara; yazılı açıklamalarla, basının karşısına çıkarak demeç vererek değil, elele tutuşarak karşı olduklarını deklare etmelerini bekliyor.
………………………….
- Gazetemizde yapılan haberlerin ülke gündemine oturduğunu biliyor musunuz?
- Büyükşehir Belediyesi’nde sahte diploma ile çalışanların isimlerinin listesinin elimizde olduğunu ve yayınlamaya devam edeceğimizi biliyor musunuz?
- Sahte diploma düzenleyenlerin kim ya da kimler olduğunu biliyor musunuz?
- Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Hakan Denizli’nin gelen telefonlar nedeniyle cep telefonunun şarjızının dayanmadığı ve bu nedenle yedek bir batarya taşımak zorunda kaldığını biliyor musunuz?
- Ankara’da yaşanan bombalı katliamda, Adana’dan da 5 kişinin ölmesinin üzüntüleri daha da arttırdığını biliyor musunuz?
- MHP Adana Milletvekili Cahit Öztok’un bombalı saldırıya sert tepki gösterdiğini biliyor musunuz?
-