Merkez Bankasında Türk lirası olarak tutulan "yedek akçe" ya da igtiyat kçesi önce hazineye aktarıldı.
Yani kefen parası devredildi.
Peki sonra ne oldu?
Kriz ve seçim amaçlı vergi indirimleri yüzünden devletin vergi kaybı 107 milyar liraya dayanınca bu kaybın 41 milyar lirası kefen parasından karşılandı.
Denegeler altüst oldu.
Şimdi bu kayıplar zamlar ve borçlanma ile karşılanacak.
Yeni zamlar kapıda.
Olan yine vatandaşa olacak.
**
Halimiz içler acısı
İcra dairelerinin sayısında rekor rekor bir artış oldu.
İcra dairesi sayısı 900’ü geçti. 2002’de 8 milyon icralıktı.
Bu rakam 20 milyonu geçti.
Bir ülke düşünün 57 milyonu borçlu.
82 milyonluk ülkede çocukları çıkın bir zengin tayfa dışında borçsuz kimse yok.
Zengin daha zengin oldu.
Fakirin borcu katlandı.
Zengi ve yoksul arasındaki uçurum büyüdüçe büyüdü.
TÜİK verilerine göre, en zenginlerin gelirden aldığı pay yüzde 50’lere dayandı.
Kadir Mevla yardımcımız olsun.
Halimiz içler acısı…
**
kaynaklar nereye?
Kefen parasını vergi kaybında kullandılar.
Kara gün parası olan ihtyaç akçesi gitti.
Ardından sıra işsizlik fonuna geldi.
Fon kaynakları da artık elden çıkarılıyor.
İşsizlik fonu kamu bankalarına aktarılmış.
TBMM’de verilen bir soru önergesine verilen yanıtta bu artaya çıktı.
Ne yazık ki halkın kaynakları halka aktarılmıyor.
Büyük şirketlerin kredileri batık kredi kapsamına aktarılıyor.
Kaynaklar üretime, istihdama aktarılmıyor.
SORULAR
-Her yıl 200 bine yakın kişiye kanser teşhisi konulduğunu biliyor musunuz?
-Adana’nın dört bir yanı neden unlu mamülcü ve tavuk dönerciden geçilmiyor?
-Uzmanların unlu mamullerde kullanılan ürünlerin obezite, kalp ve damar hastalıkları başta olmak üzere kanser hastalığına zemin hazırladığı uyarısında bulunduğunu biliyor musunuz?
-Ak Parti ve CHP’de kongre sürecinin başladığını biliyor musunuz?
- Doğada erimediği için plastik kullanımının yaşamı tehdit ettiğini, dört bir yanımızın plastik çöplüğüne döndüğünü biliyor musunuz?