Ülkemizde her yıl 13 Mayıs ile 19 Mayıs tarihleri arasında Vakıflar Haftası kutlanmaktadır. Son
yıllarda çok sayıda vakıf kurulmuş olup, bu vakıfların kuruluşları ve kurumlar vergisinden muafiyetleri
yazımızın konusunu içermektedir.
VAKIF NEDİR ?
Vakıf, gerçek ve tüzel kişi veya kişilerin, belirli bir mülk ve hakla belirli ve sürekli bir amaca
tahsis edilmesi ile oluşan müessesedir. Geleneksel olarak, bir hizmetin gelecekte de yapılması için belli
şartlarla ve resmi bir yolla ayrılarak bir kimse tarafından bırakılan mülk veya paraya "vakfiye" denir. Bu
geleneksel yapının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası kurumsallaştırılması ile oluşmuştur. Anayasaya göre
"Dernekler ve vakıflar kendi konu ve amaçları dışında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyemezler."
Yani belirli bir amaç için kurulur ve bunun dışında etkinlik gösteremezler. Türkiye'de vakıflar, Vakıflar
Genel Müdürlüğü tarafından denetlenirler.
VAKIF NEDEN KURULUR ?
Vakıflar, bir hizmet ve yarar sağlamak amacıyla kişilerin kendi arzusu doğrultusunda
bağışladıkları para ve mülklerle oluşturdukları kuruluşlardır. Vakıfların temel amacı yardımlaşma ve
dayanışmayı sağlamaktır. Bu doğrultuda vakıfların süreklilik sağlaması, anlaşılabilir ve belirli olması
gerekmektedir.
Türk Medeni Kanununun 372. maddesine göre; Aile bireylerinin eğitim ve öğrenimleri, donanım
ve desteklenmeleri ve bunlara benzer amaçların gerektirdiği harcamaların yapılması için kişiler hukuku
ve miras hukuku hükümleri uyarınca aile vakfı kurulabilir.
Türk Medeni Kanununa göre vakıf; gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve
sürekli bir amaca özgülemeleri ile oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır. Vakıf, tarih boyunca
süregelmiş yardımlaşma ve dayanışma duygusunun kurumsallaşmış halidir.
VAKFIN KURULUŞ AMACI, KURULUŞ SAFHALARI :
Vakıf, bir mal topluluğunun ya da bunların gelirlerinin belirli bir amaca özgülenmesi ile oluşan tüzel
kişilerdir.
Türk Medeni Kanunu’nun 101/1. Maddesine göre vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal
ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan mal topluluklarıdır. Tanımda da görüldüğü
gibi vakfı oluşturan iki önemli unsur vardır ve bunlar; özgülenecek bir malvarlığı ve bu malvarlığının
özgüleneceği amaçtır. Yine vakfın amacı sürekli ve belirli olmalı ancak imkânsız olmamalıdır.
Bahsedilen bu amaç, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Cumhuriyetin nitelikleri başlıklı 2.maddesi ile
belirlenen Cumhuriyetin niteliklerine ve Anayasanın temel ilkelerine, hukuka, ahlâka, milli birliğe ve
milli menfaatlere aykırı olamaz.
5737 sayılı Vakıflar Kanunu’na göre vakıfların türleri; yeni vakıflar, mazbut vakıflar, mülhak
vakıflar, çalıştırılanlara ve işçilere yardım vakıfları, kamuya yararlı vakıflar ve aile vakıfları şeklindedir.
Kamuya yararlı vakıflar, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflardır.Aile
vakıfları, Türk Medeni Kanunu madde 372’ye göre “Aile bireylerinin eğitim ve öğrenimleri, donanım ve
desteklenmeleri ve bunlara benzer amaçların gerektirdiği harcamaların yapılması için kişiler hukuku ve
miras hukuku hükümleri uyarınca kurulan vakıflardır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Mazbut ve mülhak vakıflar ise Türk Medeni Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce kurulan vakıflardır.
VAKIF NASIL KURULUR?
Türk Medeni Kanunu 101/1. maddesi gereği gerek tüzel gerek gerçek kişiler vakıf kurabileceklerdir.
Vakıf bir kişi ile kurulabileceği gibi birden fazla kişi tarafından kurulabilir. Bu kişi ya da kişilerin
vakıf kurabilmesi için varması gerekli olmayan– tek taraflı bir irade beyanı gerekir.
Burada belirtmek gerekir ki; vakıf kurmak Türk Medeni Kanunu’nun 102. maddesine göre iki
yolla yapılabilir. Buna göre, vakıf kurma iradesi, noterde düzenleme şeklinde yapılacak bir resmî
senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır.
RESMİ SENETLE KURULUŞ:
Vakıf, vakfeden/lerin sağlığında kurulabilir. Vakfedenin sağlığında sonuç ve hüküm doğurmak
üzere vakıf kuran kişinin fiil ehliyetine sahip olması gerekmektedir. Bu bakımdan vakıf kurulabilmesi
için, vakıf kurma iradesi resmi senet ile beyan ile yapılmalıdır. Bu resmi senedin hangi resmi senet
olacağı da 1512 sayılı Noterlik Kanunu madde 89’a göre düzenleme şeklinde noter senedi şeklinde
yapılacağı belirtilmiştir. Düzenleme şeklinde yapılacak olan resmi senet Vakıflar Yönetmeliğinin 5/1.
maddesine göre; Noter tarafından düzenlenen senedin bir örneği, yine noter tarafından Vakıflar Genel
Müdürlüğü’ne, düzenleme tarihinden itibaren yedi gün içinde gönderilir.
ÖLÜME BAĞLI TASARRUF İLE KURULUŞ:
Türk Medeni Kanunu 526. maddesine göre; “Miras bırakan, terekesinin tasarruf edilebilir
kısmının tamamını veya bir bölümünü özgülemek suretiyle vakıf kurabilir.”
Ölüme bağlı tasarruf ile kurulacak olan vakıf, vakfeden kimsenin ölümünden sonra hüküm ifade
edecektir. Ölüme bağlı tasarruf ile kuruluş türünde, on beş yaşını doldurmuş ve ayırt etme gücüne
sahip herkes vasiyetname ile vakıf kurabileceklerdir. Burada görülmektedir ki Ölüme Bağlı Tasarruf ile
vakıf kuruluşunda; ergin veyahut yetişkin olma şartı gerekmediğinden Ölüme bağlı tasarruf ile vakıf
kuruluşunda tam fiil ehliyeti gerekmemektedir. Tüzel kişiler bakımından ise vakıf kurma iradesini
açıklayan organın yetkili olması gerekir.
Aynı zamanda belirtmek gerekir ki Ölüme bağlı tasarruf ile kurulmuş olan bir vakfa özgülenen
mal ve hakların vakfın amacını gerçekleştirmeye yeterli olmaması durumunda Türk Medeni Kanunu
107/3 maddesine göre, vasiyetnameden aksi anlaşılmıyorsa, bu mal ve haklar en yakın amacı güden vakfa
aktarılır.
VAKIF SENEDİNİN İÇERİĞİ :
Vakıf Senedinin İçeriği Türk Medeni Kanunu’nun 106.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre,
“Vakıf senedinde vakfın adı, amacı, bu amaca özgülenen mal ve haklar, vakfın örgütlenme ve yönetim
şekli ile yerleşim yeri gösterilir.” sayılan bu unsurların vakıf senedinin içeriğinde
bulunması zorunludur. Vakfın amacı ile bu amaca özgülenen mal ve hakların belirtilmiş olması şartı ile
bu zorunlu unsurlarda noksanlık bulunması halinde bu eksiklikler Türk Medeni Kanunu’nun 107.
maddesindeki usule uygun olarak tamamlanır.
VAKFIN KURULMASI İÇİN GEREKLİ ASGARİ SERMAYE :
İşbu tutar vakıf için gerekli minimum sermayeyi gösterir. Bu asgari sermaye vakıflar genel
meclisinin kararı ile her yıla özel olarak belirlenir. 2024 yılı için gerekli asgari sermaye 500.000,- Türk
Lirası olarak belirlenmiştir.
VAKIFLARA VERGİ MUAFİYETİ TANINMASI :
Hazine ve Maliye Bakanlığı yayınladığı Genel Tebliğ ile “Gelirlerinin en az üçte ikisini nevi
itibarıyla genel, katma ve özel bütçeli idarelerin bütçeleri içinde yer alan bir hizmetin veya hizmetlerin
yerine getirilmesini amaç edinmek üzere kurulan vakıflara, Maliye Bakanlığının önerisi üzerine Bakanlar
Kurulunca vergi muafiyeti tanınabilir.
Bunların vergi muafiyetinden yararlanması ve muafiyetlerinin kaybedilmesine ilişkin şartlar, usul
ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.
Olağan denetimler sırasında veya yaptırılacak özel denetimler sonucunda vergi muafiyeti
tanınmasına ilişkin şartları kaybettikleri tespit edilen vakıfların vergi muafiyetleri, birinci fıkrada
öngörülen yöntemle kaldırılabilir." hükmüne yer verilmiştir.
VAKIF ÜNİVERSİTELERİNİN KURUMLAR VERGİSİ MUAFİYETİ:
Ülkemizde 100’ e yakın vakıf üniversitesi bulunmaktadır. Lisans ve lisansüstü eğitime olan
talebin artması doğal olarak devlet üniversitelerinin alternatifi konumunda olan vakıf üniversitelerinin
sayılarını arttırmaktadır. Sayıları artan ve artık ayrı bir sektör haline gelen vakıf üniversitelerinin
kurumlar vergisi mükellefiyetlerini kısaca aşağıda açıklamış bulunmaktayız.
KURUMLAR VERGİSİ AÇISINDAN VERGİ MÜKELLEFİYETİ VE KURUMLAR
VERGİSİ MUAFİYETİ :
Bu başlık altında vakıf üniversitelerinin kurumlar vergisi açısından mükellefiyetleri incelenecek
ve bu üniversitelere yapılan bağış ve yardımların Kurumlar Vergisi Kanunu karşısındaki durumuna
bakılacaktır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 4. Maddesi muafiyetleri düzenlemiş olup bu maddenin
birinci fıkrasının (a) bendinde; kamu idare ve kuruluşları tarafından tarım ve hayvancılığı, bilimi, fenni ve
güzel sanatları öğretmek, yaymak, geliştirmek ve teşvik etmek amacıyla işletilen okulların, okul
atölyelerinin, konservatuarların, kütüphanelerin, tiyatroların, müzelerin, sergilerin, numune
fidanlıklarının, tohum ve hayvan geliştirme istasyonlarının, yarış yerlerinin, kitap, gazete, dergi yayınevi
ve benzeri kuruluşların kurumlar vergisinden muaf olduğu belirtilmiştir. Dikkat edileceği gibi muafiyetin
şartları yani içerdiği faaliyetler ve hangi kurum ve kuruluşları kapsadığı maddede açık olarak
belirtilmiştir.
Bu durumda, vakıf üniversitelerinin yukarıda tanımını verdiğimiz ve muafiyet sağlanan kurum ve
kuruluşların niteliğine haiz olup olmadıklarına bakmak gerekir. Bu noktada 2547 sayılı Yüksek Öğretim
Kanununun 56. Maddesinin (b) fıkrasında; üniversitelerin ve yüksek teknoloji enstitülerinin, genel
bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlara tanınan mali muafiyet, istisna ve diğer kolaylıklardan aynen
yararlanacağı, vakıflarca kurulacak yüksek öğretim kurumlarının bu kanunun 56. Maddesinde yer alan
mali kolaylık, muafiyet ve istisnalardan aynen yararlanacağı açıklanmıştır.
Bu nedenle vakıf üniversiteleri yukarıda belirttiğimiz faaliyetler dahilinde yani esasında
kuruluş amaçları ile sınırlı olarak kurumlar vergisinden muaftır. Ancak bu üniversiteler, niteliği
itibari ile yukarıda muafiyet hükmünde belirtilen faaliyetler dışında, iktisadi işletme oluşturacak
şekilde ticari, sınai ve zirai faaliyette bulunursa bu iktisadi işletmelerin kurumlar vergisinden muaf
olması söz konusu değildir.