Belediyelerde gerçek bir ekip kurmak ve onun aracılığıyla yönetmek esastır. Etkili bir
ekip, paylaşılan değerlere dayanan, ortak ve güçlü bir amaç etrafında bir araya
gelmelidir.
Yeğenim, arkadaşım, doktorumun oğlu, memleketlim vs. boşta kalmasın anlayışı ile
hareket edilirse duvara toslamak kaçınılmaz olur.
Belediyelerde halka dönük yönetim anlayışı şeffaflık ve hesap verme sorumluluğunun
bilinciyle başlar.
Belediyelerin şirket kurma modası almış başını gidiyor. Belediye şirketleri Sayıştay’ ın
yüzeysel denetimine tabidir. Üzerinden yüksek meblağların döndüğü ve işçi alımlarının
yapıldığı belediye şirketlerinin bilanço ve gelir tabloları halka açıklanmalıdır. Neticede
kullandıkları para halkın parasıdır.
Bir zamanlar idare edilen, suskun olan, seyirci durumundaki vatandaş artık başka
yerlerde olup bitenleri daha iyi izliyor, istenirse yapılabileceklerin farkında. Talep ve
beklentileri daha belirgindir. Onu yuvarlak sözler değil de, aldığı somut hizmet ve onu
alış tarzı ilgilendiriyor.
Tüm belediyeler meclisleri tarafından kabul edilen bütçelerini internet sayfalarında
yayınlamalı. Kent sakinleri belediyenin yapacağı hizmet katkıları konusunda bilgi sahibi
olmalıdır.
Büyükşehir Belediyelerinin büyük projeleri, kentin gelişme dinamiklerini önemli ölçüde
etkileyeceği gibi, kentsel rantların dağılımında ve paylaşımında da değişiklikler
yaratacaktır.
Kuşkusuz, projenin boyutları ve önemi büyüdükçe, ortaya çıkan sorunlar da
farklılaşmakta ve karmaşıklaşmaktadır. Büyük projelerin önemli toplumsal sonuçlar
doğurması nedeniyle, bunların siyasal açıdan anlamları da yüksek olmaktadır. Örneğin
metro projesi gibi. Büyük projeler ve yatırımlar kararsız seçmenlerin oyunu
etkilemektedir.
Büyükşehir Belediyeleri, bütçeleri ve çalışan sayısı yönünden bulundukları kentin büyük
ölçekli işvereni konumundadırlar. Önemli ölçüde kaynakların harcandığı insan gücünün
akılcı, etkin ve verimli bir biçimde kullanıldığını söylemek zordur.
Kim ne derse desin; hizmet sunumu sonunda insan kaynağına dayanmaktadır. Yerel
yönetimlerin varoluş nedeni de yerel yönetime aktivite kazandıran da insanlardır. Yerel
yönetimler, çalışan insanların, yetenek, kararlılık ve heyecanlarının köreltildiği yerler
olmamalıdır.
Kent halkı, cadde ve sokakların temiz olmasını, içme suyunun sağlanmasını, çöplerin
toplanmasını, ulaşım kolaylığı ve sağlıklı bir ortamda yaşamayı öncelikli olarak
istemektedir.
Belediyeler atık yönetimi ile ilgili eylemlerinde, atık ayırımını teşvik etmeli ve bu konuda
eğitim faaliyetlerinin sağlanmasını görev edinmelidir. Atıkların nasıl ayrıştırılacağı
konusunda bilgi sahibi olan kişiler bu görevi yerine getirirken daha az şüphe
uyandıracak ve bu da onların işlerini kolaylaştıracaktır.
Ancak bu alanda eğitime yönelik faaliyetlerin yanı sıra, ayrı atık kaplarına, tehlikeli evsel
atıkların ve kullanılmış elektronik cihazların toplanma noktalarına da ücretsiz erişimin
sağlanması gerekmektedir. Uygun ayırmanın çöp depolama alanlarındaki atık miktarının
azaltılmasına olanak tanıdığı ve dolayısıyla zararlı sera gazı emisyonlarını azalttığını da
eklemekte fayda var.
Çevreye zararlı kirletici emisyonların azaltılması söz konusu olduğunda, Belediyede
havanın korunmasına iyi bir başlangıçtır. Bu planda aynı zamanda enerji verimliliğinin
desteklenmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması, iklim değişikliği ve doğal
kaynakların sürdürülebilir yönetimine yönelik faaliyetler de yer almalıdır.
Bu yaklaşım sayesinde sıcak günlerde daha fazla gölgeleme sağlamakta ve dolayısıyla
daha düşük sıcaklık algılanmakta, bu da kent sakinlerinin yaşam konforunu doğrudan
etkilemektedir.
Yerel yönetimlerin hizmet sunumunda temel hizmetler niteliği taşıyan bu hizmetlerin
kentin her yerinde, aynı standartta ve kesintisiz olarak sağlanması ve kent halkının
tamamının bu hizmetlerden yararlanma hakkına sahip olduğunun kabul edilmesi
gerekmektedir. Hizmet götürülmesinde başarılı olmak, bilgi ve deneyimlerin
paylaşılmasından geçmektedir.
Yerel halkın ortak gereksinimlerini, demokratik ve çoğulcu bir yapı içinde karşılamak
üzere oluşturulan yerel yönetimlerde ahlaklılığı egemen kılmadan ve onu göz ardı
ederek, belirli değerlere sahip olmadan, insani ve anlamlı bir hayat sürdürebilmemiz
olanaksızdır.
Yerel yönetimlerde karar alma süreçlerinde şeffaflığın sağlanması, sorumluluk ve hesap
verme ve sorma mekanizmalarının mali, ekonomik ve siyasal boyutları içerecek
bütünsel bir anlayışla güçlendirilmesi gerekir.
Günümüz toplumunda tüm etkileriyle hissedilen, yaşanan ve çok hızlı gelişen kentsel
büyüme süreci, yerel hizmetlere yönelik taleplerde büyük bir artış ve çeşitliliği de
beraberinde getirmektedir. Bu gelişmeler, yerel yönetimlerde dinamik, etkili ve yeni bir
yönetim anlayışını ortaya koymakta ve daha yaratıcı, esnek ve insana yönelik hizmet ve
tekniklerin geliştirilmesinin önemini artırmaktadır.
Belediye başkanlarının başarısı halka dönük yönetim talebini anlamasına bağlı
olacaktır. Esas olan, geniş kitlelere iyi hizmet anlayışıdır.