Donald Trump, Turnberry’deki basın toplantısında Vladimir Putin’e 10–12 gün süre verdi. Mesaj açıktı: “Ya Ukrayna’da barışa yaklaşırsın, ya da seni ve seninle iş yapan herkesi ekonomik olarak cezalandırırım.”
Bu “herkes” ifadesi, yalnızca Çin ya da Hindistan’a değil, Türkiye’ye de doğrudan uzanıyor.
2022’den bu yana Türkiye, Rusya’yla ticareti kesmedi. Enerji, inşaat, tahıl koridoru, turizm ve bankacılık… Tüm bu alanlar Moskova’yla sıcak temasta kaldı. Batı’nın yaptırımlarına resmî olarak katılmadı.
Ama şimdi Washington’un gözünde bu “denge politikası” fazla lüks kaçıyor.
Trump’ın sabrı tükenmiş görünüyor. Putin’e verilen sürenin 50 günden 12 güne düşürülmesi, bir zaman yönetimi değil, siyasi kararlılık gösterisidir. Ve bu kararlılığın kıyısında Türkiye duruyor.
ABD Ne Derse, Ruble Üzerinden Dolar Şokuna Hazır Olmalıyız
Ekonomik cephede Türkiye oldukça hassas bir pozisyonda:
• Türkiye’nin Rusya ile olan dış ticaret hacmi 55 milyar dolar seviyesine yaklaşmış durumda.
• Akkuyu Nükleer Santrali’nde Rusya ile doğrudan yatırım iş birliği var.
• Yüz binlerce Rus turist hâlâ Antalya sokaklarında.
Trump’ın tehdidi “sekonder yaptırımlar” içeriyor. Yani Rusya ile ticaret yapan Türk bankaları, Türk şirketleri, belki de Türk devleti, ABD finans sisteminden dışlanabilir.
SWIFT erişimi sınırlanabilir. Türk Lirası üzerindeki baskı derinleşebilir. Dış ticaret yapan şirketler ABD yaptırımı mı, Rusya pazarı mı? sorusuyla baş başa kalabilir.
Ankara’nın Seçimi: Dengede Kalmak mı, Düşmemek mi?
Türkiye, Ukrayna-Rusya savaşında şimdiye dek denge oyununu iyi oynadı. Ne Rusya’ya sırtını döndü, ne de NATO’dan koptu. Ama şimdi top çizgiyi aşıyor.
Washington, “tarafını seç” demeye hazırlanıyor.
Moskova ise, Türkiye’yi kaybetmek istemediği için henüz sertleşmiş değil.
Ama unutmayalım:
• Karadeniz’deki Montrö dengesi hâlâ elimizde.
• Suriye’de Rusya ile sahada anlaşmalarımız sürüyor.
• Turizm ve enerji hâlâ kırılgan iki damar.
Bir tarafı tercih etmek, sadece dış politika değil, gelecek neslin ekonomi ve güvenlik haritasını çizmek anlamına gelebilir.
Diplomasiye Geri Dönmek
Putin’in nasıl bir karşılık vereceği henüz belli değil. Medvedev, Trump’ın açıklamasını “savaş ilanına bir adım” olarak tanımladı. Trump geri adım atar mı, bilinmez. Ama Türkiye’nin bu satrançta piyon değil, kilit oyuncu olduğunu hatırlamakta fayda var.
Günlük manşetlerin ötesinde, biz aslında önümüzdeki 12 gün içinde sadece savaş ya da barışı değil, Türkiye’nin yönünü de tartışıyor olacağız.
Ve belki de asıl soru şudur:
İki ateş arasında denge kurmak mı daha zor, yoksa o dengeyi bozacak ilk adımı atmamak mı?