“2025 YKS sonuçları geleceksizliğin ilanıdır!”
“2025 YKS sonuçları geleceksizliğin ilanıdır!”
Kısa bir süre önce açıklanan ve ülkemizde milyonlarca öğrencinin geleceği açısından belirleyici olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda 2025 TYT- AYT sonuçlarının yıllardır sürdürülen yanlış politikaların eğitim sistemine ne derece zarar verdiğini de gözler önüne serdiği belirtildi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) ÖSYM’nin son yıllarda olduğu gibi bu yıl da yalnızca ortalama doğru sayılarını tercih ettiğini açıkladı.
2025 YKS sonuçlarını, “geleceksizliğin ilanı” şeklinde niteleyen Eğitim Sen Genel Merkezi, ÖSYM’nin sansürlü olduğunu ileri sürdüğü açıklamalarına rağmen adayların temel yeterlilik testleri ve alan sınavlarındaki düşük ortalamalarının dikkat çektiğini dile getirdi. Açıklamada, “Standart sapma ve yanlış cevaplar dikkate alındığında netlerin sıfırın altında olduğu ve gerçek başarı oranlarının oldukça düşük seyrettiği açığa çıkmaktadır” denildi.
……………………
Milyonlarca öğrencinin geleceği açısından belirleyici olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda 2025 TYT- AYT sonuçlarının yıllardır sürdürülen yanlış politikaların eğitim sistemine ne derece zarar verdiğini de gözler önüne serdiği belirtildi. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) ÖSYM’nin son yıllarda olduğu gibi bu yıl da yalnızca ortalama doğru sayılarını tercih ettiğini açıkladı.
Sendikanın resmi internet sitesinde YKS sonuçlarına ilişkin şu değerlendirmeler ve iddialarda bulunuldu:
“Türkiye’de milyonlarca öğrencinin geleceği açısından belirleyici olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçları açıklandı. 2025 TYT ve AYT sonuçları yıllardır sürdürülen yanlış politikaların eğitim sistemine ne derece zarar verdiğini gözler önüne seriyor. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) son yıllarda olduğu gibi bu yıl da yalnızca ortalama doğru sayılarını paylaşmayı tercih etti. ÖSYM’nin sansürlü açıklamalarına rağmen adayların temel yeterlilik testleri ve alan sınavlarındaki düşük ortalamaları dikkat çekmektedir. Standart sapma ve yanlış cevaplar dikkate alındığında netlerin sıfırın altında olduğu ve gerçek başarı oranlarının oldukça düşük seyrettiği açığa çıkmaktadır. ÖSYM’nin paylaştığı bazı testlerin soru sayıları ve doğru cevap ortalaması aşağıdaki gibidir:
TYT-Türkçe (40): 21,7, TYT-Sosyal Bilimler (20): 9,7, TYT-Temel Matematik (40): 6,6, Fen Bilimleri (20): 4,6, AYT-Türk Dili ve Edebiyatı (24): 6,3, AYT-Felsefe Grubu (12): 1,7, AYT-Matematik (40): 6,8, AYT-Fizik (14): 2,5, AYT-Kimya (13): 1,8, AYT-Biyoloji (13): 2,5
Türkiye, eğitim sisteminin niteliğine yönelik bulgular sunan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) raporlarında matematik, okuma becerileri ve fen alanlarının tümünde OECD ortalamasının altında yer almaktadır. YKS 2025 sonuçları, öğrencilerin problem çözme, okuduğunu anlayabilme, basit bilimsel çıkarımlar yapma noktalarında başarılarının giderek düştüğünün adeta bir resmini sunmaktadır. Bugüne kadar hükümetlerin eğitim sistemini ideolojik ve siyasi hedeflerle dizayn etmesi, serbest piyasaya ve sermayeye hizmet ederek kamusal eğitimden uzaklaşması ve eğitimi giderek küçük bir azınlığın yararlanabileceği bir alana sıkıştırması bugün yaşanan bu çürümenin temelini oluşturmaktadır.
Öğrenciler ve gençler arasında yaşamları için duydukları kaygı derinleşmekte, üniversite eğitimine duyulan güven zayıflamaktadır. Bugün gençlerin güvenli bir gelecek için taşıdığı umutlar siyasi-ideolojik müdahalelerin açmazlarıyla adeta boğulmaktadır. Üniversitelere yönelik saldırılar, bilimsel eğitimden uzaklaşılması, üniversitelerin özerkliğinin ortadan kaldırılması, kayırmacılık, barınma, ulaşım ve beslenme sorunları, diplomalı işsizliğin artışı sonucu yüzbinlerce öğrenci okullarını terk etmektedir, üniversiteye yerleşmeye hak kazanan yüz binlercesi kayıt dahi yaptırmamaktadır. İşte aşağıdaki tablo bu sıkışmanın bir göstergesidir:
TYT oturumuna başvuran aday sayısı: 2 milyon 560 bin 649, Başvurduğu halde sınava girmeyen: TYT’de 209 bin 8, AYT’de 171 bin 117, YDT’de 59 bin 411, Sınavı geçersiz sayılan aday sayısı: TYT’de 244, AYT’de 57 ve YDT’de 10, TYT sınavında 400 puan üzerine çıkanların sayısı 44 bin 193 kişi ile sınırlı, bu sayı 2023 yılında 73 bin 371, 2024 yılında ise 74 bin 365’ti. 2025’te sıfır çeken öğrenci sayısı 41 bin oldu. TYT sınavında yalnızca 1 öğrenci tam puan aldı. Eğer 160 puanlık TYT barajı kaldırılmasaydı bu puanın altında sonuç alan 141 bin 177 kişi barajın altında kalacaktı. Bu verilerden anlaşılacağı gibi sınav odaklı sistem eğitimin sorunlarına çare olmamaktadır. Zira yıllardır aşındırılan bilimsel ölçütler öğrencilerin temel bilimlerdeki yeterliliğini zayıflatmakta, genel başarı düzeyi gitgide gerilemektedir.
Türkiye’de öğrencilerin yükseköğretim sisteminden beklentileri zayıflamaktadır. Nitekim üniversiteyi kazansa dahi milyonlarca öğrenci hayat pahalılığı sonucu barınma, ulaşım ve beslenme gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. Üniversiteyi bitirse dahi piyasadaki vahşi rekabet mezunlara insanca yaşayacak bir ücretle bir işe yerleşme imkânı tanımamaktadır. Eğitim Sen olarak bir kez daha vurguluyoruz: Eğitim, tüm kademelerde kamu tarafından ve kamusal kaynaklarla sunulmalı ve adil dağıtım sağlanmalı, demokratik bir çerçeve oluşturulmalıdır. Bu hususta öncelikle sınav odaklı eğitim anlayışından vazgeçilmelidir. Bunun yerine pedagojik ve bilimsel ölçütlere dayanan; öğrenciyi merkeze alan, çok yönlü bilgi ve beceri kazandırıcı, nitelikli bir eğitim anlayışı benimsenmelidir. Eğitim sisteminin iyileştirilmesi ve toplumsal refah için eşit, bilimsel ve kamusal eğitim bir zorunluluktur”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.