BİR KİLO BUĞDAY KAÇ LİTRE MAZOT EDER?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tarım Politikaları’ndan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Cahit İncefikir, tarımı değerlendirdi.

  Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tarım Politikaları’ndan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Cahit İncefikir, Türkiye'de 1975 yılında 1 kilogram buğdayla 1.07 litre, geçen yıl ise aynı buğdayla yalnızca 0.16 litre mazot alınabildiğini söyledi. İncefikir, Egemen’e yaptığı açıklamada, Türkiye’de tarımsal yapıdaki bozuklukların, tarımsal ürünlerin pazarlama organizasyonuna da yansıdığını kaydetti. Genellikle çok sayıda aracının yer aldığı uzun pazarlama kanalları ile bu hizmetlerin yetersizliğinin yüksek kârların görüldüğü bir pazar oluşturduğunu bildirdi.  Tarımsal üretimde doğa koşullarının egemen olması nedeniyle, arzın esnek olmadığına vurgu yapan İncefikir, “Tarımsal üretimde temel üretim faktörü olan toprağın sınırlı olması, üretim miktarını zorunlu olarak sınırlandırmaktadır. Üretimin istenen koşullarda ve sürede artırılması mümkün olmamakla birlikte, ekilen araziden elde edilecek üretimin gerçek değeri, mevsim etkilerine, üreticilerin bilgi ve birikimine bağlı olarak değişim gösterecektir” ifadelerini kullandı.  Pandemi döneminde gıdanın öneminin arttığına dikkat çeken İncefikir, ülkelerin tarımsal üretimlerini artırmanın çabasına girdiklerini bildirdi. İncefikir, aynı dönemde Türkiye’nin tarımsal ithalatta Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdığını anımsatan İncefikir, bu olumsuz tabloyu Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamlarının da ortaya koyduğunu vurguladı.  İŞTE TARIM VE HAYVANCILIKTA İTHALAT RAKAMLARI  2003 ile 2020 yılları arasındaki AKP  iktidarı döneminde; 105 milyar dolarlık bitkisel ürün, 9 milyar dolarlık canlı hayvan ve 3 milyar dolarlık ormancılık ürünü ithal edildiğini anlatan İncefikir, şöyle devam etti: “Tarım, gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerde öncelikli olarak desteklenen sektörlerden biridir. Bu nedenlerle, sürdürülebilir üretimi sağlamak ve çiftçi gelir seviyesini yükseltmek amacıyla gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerde, çeşitli politika araçlarıyla tarım sektörü desteklenmektedir. Türkiye'de 1975 yılında 1 kg buğday ile 1.07 litre mazot alınabilirken, 2000'lerde bu değer 0.32 litre, 2008 yılında 0.17 litre ve 2020 yılında ise 0.16 litre'ye düşmüştür. Artan girdi maliyetlerinin yanında çiftçinin en büyük sorunu kamu ve özel bankalara olan borcu. Bankalara olan borcu 130 milyar TL, Tarım Kredi Kooperatifine 12 milyar TL olmak üzere 142 milyar TL resmi borcu var. Tohum, ilaç, mazot, elektrik, su ve diğer borçlarıyla birlikte bu borç 180 milyar lirayı aşıyor. Birçok tarımsal üründe olduğu gibi tarım girdilerinde de dışa bağımlıyız. Çiftçimiz yılda 6 milyon ton gübre kullanmaktadır. 2019 yılında 5 milyon ton gübre ithal edilerek 1,3 milyar dolar, 2020 yılının ilk 11 ayında ise 4 milyon ton gübre ithal edilerek karşılığında 1 milyar dolar para ödendi.” ÇİFTÇİYİ GÜBRE FİYATI YAKIYOR Üre gübresi fiyatında Aralık ayından bu yana yüzde 30,4’lük, geçen yılın Ocak ayına göre ise yüzde 70’lik artış yaşandığını anımsatan İncefikir, “Geçen yıl Ocak ayında tonu 1765 lira, Aralık ayında tonu 2 bin 300 lira olan üre gübresi bugün 3 bin liradan satılıyor” dedi. Amonyum nitratın (yüzde 26) fiyatı aylıkta yüzde 17,9, yıllıkta yüzde 63,4, kompoze gübrenin (20.20.0) fiyatının ise aylıkta yüzde 16,2 ve yıllıkta yüzde 54,8 arttığına dikkat çeken İncefikir, sözlerine şöyle devam etti: “AKP iktidarı döneminde devlete ait 7 gübre fabrikası özelleştirildi. Bu özelleştirmeler sonucunda 266 milyon dolar gelir elde edildi. Yine AKP iktidarı döneminde toplamda 72 milyon ton gübre ithal edilerek karşılığında 20 milyar dolar ödendi. Kamu kuruluşları gübre fiyatlarını düzenleyici bir rol oynamakta, böylece gübre tekellerinin aralarında anlaşarak fiyat karteli oluşturmalarını engellemekteydi.”  BUĞDAY ÜRETİMİ  “Türkiye’nin 2019 yılında buğday üretimi 19 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. 2020 yılı tahmini de 20 milyon ton olarak tahmin edilmektedir. Yine 2019 yılında ülkemiz 9.8 milyon ton buğday ithalatına 2,3 milyar dolar para ödedi.  Buğday ekim alanları 2004 yılında 93 milyon dekar iken, ithalata dayalı politikalar ve yerli üreticinin ısrarla desteklenmemesi sonucu 2019 yılında 24,5 milyon dekar azalarak 68,5 milyon dekara düşmüştür.”