"BİR ÖĞÜN YEMEK 3.750 TL, KYK KREDİSİ BİR AYLIK YEMEĞE BİLE YETMİYOR!"

GÜNDEM 08.01.2025 - 17:17, Güncelleme: 08.01.2025 - 17:17 3434 kez okundu.
 

"BİR ÖĞÜN YEMEK 3.750 TL, KYK KREDİSİ BİR AYLIK YEMEĞE BİLE YETMİYOR!"

Üniversite Öğrencileri Geçim Sıkıntısıyla Boğuşuyor: Gelir 4.774 Gider 11.088!
Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın yaptığı araştırma, üniversite öğrencilerinin ekonomik buhranını gözler önüne serdi. Araştırmaya göre, öğrencilerin ortalama aylık gelirleri 4.774 TL iken, temel ihtiyaçlar dahil toplam giderleri 11.088 TL’ye ulaşıyor. Bu tablo, gençlerin eğitim kalitesini sorgulamak bir yana, öğün atlamak zorunda kaldığını gösteriyor. En ucuz bir öğün yemek 125 TL, bu da aylık 3.750 TL’ye denk geliyor. Ancak KYK kredisi 3.000 TL. Yani öğrenciler, bırakın kültür-sanat, eğlence gibi etkinliklere katılmayı, temel beslenme masraflarını dahi karşılayamıyor. Üstelik çalışan öğrencilerin %66’sı sigortasız işlerde çalıştırılıyor. “GELECEĞİ YOKSUNLUK VE UMMANSIZLIK ÜZERİNE İNŞA EDİLEN BİR NESİL” Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Türkiye’nin eğitim sistemini ve öğrencilere yapılan harcamaları sert bir dille eleştirdi: “OECD ülkelerinde öğrenci başına düşen harcama ortalama 14.209 dolar iken, Türkiye’de bu rakam yalnızca 5.425 dolar. Bir ülkenin geleceğini eğitime yaptığı yatırım belirler. Ancak biz gençlerimize eğitim aracılığıyla bir gelecek umudu yerine, yoksulluk ve işsizlik miras bırakıyoruz.” Özbay, gençlerin en büyük probleminin hayattan keyif alamamak olduğunu vurgularken, bu hislerin kökeninde ekonomik sıkıntılar olduğunu belirtti. Eğitimde eşitsizlikte Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında en üst sıralarda olduğunu ifade etti. 20 BİN KÖY OKULU KAPATILDI, 612 BİN ÇOCUK OKULDA YOK Türkiye’nin eğitim politikalarının geldiği noktayı “trajik” olarak nitelendiren Özbay, şu verilerle tabloyu özetledi: 20 bin köy okulunun kapısına kilit vuruldu. Taşımalı eğitim garabeti nedeniyle kız çocuklarının okula erişimi daha da zorlaştı. 612 bin çocuk okula gitmiyor. Özbay, “Milli Eğitim Bakanlığı, okullaşma oranını %90 olarak sunuyor, ancak zorunlu eğitimde bu oran %100 olmalıdır. Çocuklarımızın eğitime erişim hakkını sağlayamıyoruz” dedi. MESLEK LİSESİNDEN ÇIKAN ÇOCUKLAR ÇALIŞMAK ZORUNDA KALIYOR Özbay, “Meslek liselerine kaydolan çocuklar haftanın dört günü işletmelerde çalıştırılıyor. Günde 17 saat çalışan çocuklar var. Bir yılda 11 çocuğumuzu bu iş ortamında kaybettik. Çocukların eğitimden koparılarak iş gücüne yönlendirilmesi, onların geleceğini çalmak demektir” dedi. “750 BİN GENCE ÖĞRETMENLİK HAYALİ SATILIYOR” Eğitim fakültelerinde 250 bin, fen-edebiyat fakültelerinde 400 bin, ilahiyat fakültelerinde ise 100 binin üzerinde öğrenci olduğunu belirten Özbay, “20 bin öğretmen ataması müjde olarak duyuruluyor, ancak emekli ve istifa edenlerin sayısı bile 20 bini aşıyor. Gençlere öğretmen olma hayali satılıyor ama sistem bunu karşılayacak bir planlamaya sahip değil” dedi. AKADEMİSYENLER VE ÜNİVERSİTELER DE ZOR DURUMDA Kadem Özbay, akademisyenlerin liyakatsizlik ve nepotizmle karşı karşıya olduğunu vurgularken, “Türkiye’de üniversiteler artık bilimsel araştırmadan ziyade reklam harcamalarına öncelik veriyor. İlk 500’e girebilen üniversitemiz yok. Üniversitelerimizin bu hale gelmesinin en büyük sebebi liyakatsizliktir” diye konuştu. “EĞİTİMDEN TASARRUF OLMAZ” Özbay, eğitim sisteminin giderek kötüleştiğini ve bu durumun ülkenin geleceğini tehdit ettiğini vurguladı: “Eğitim, bireysel faydanın ötesinde toplumsal bir yarar sağlar. Ancak bu ülkede eğitimden tasarruf yapılıyor. Öğrenciler, öğretmenler, akademisyenler her açıdan çaresiz bırakılıyor. Eğitim bir hak olmaktan çıkıyor, bir lüks haline geliyor.”
Üniversite Öğrencileri Geçim Sıkıntısıyla Boğuşuyor: Gelir 4.774 Gider 11.088!

Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın yaptığı araştırma, üniversite öğrencilerinin ekonomik buhranını gözler önüne serdi. Araştırmaya göre, öğrencilerin ortalama aylık gelirleri 4.774 TL iken, temel ihtiyaçlar dahil toplam giderleri 11.088 TL’ye ulaşıyor. Bu tablo, gençlerin eğitim kalitesini sorgulamak bir yana, öğün atlamak zorunda kaldığını gösteriyor. En ucuz bir öğün yemek 125 TL, bu da aylık 3.750 TL’ye denk geliyor. Ancak KYK kredisi 3.000 TL. Yani öğrenciler, bırakın kültür-sanat, eğlence gibi etkinliklere katılmayı, temel beslenme masraflarını dahi karşılayamıyor. Üstelik çalışan öğrencilerin %66’sı sigortasız işlerde çalıştırılıyor.

“GELECEĞİ YOKSUNLUK VE UMMANSIZLIK ÜZERİNE İNŞA EDİLEN BİR NESİL”

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Türkiye’nin eğitim sistemini ve öğrencilere yapılan harcamaları sert bir dille eleştirdi: “OECD ülkelerinde öğrenci başına düşen harcama ortalama 14.209 dolar iken, Türkiye’de bu rakam yalnızca 5.425 dolar. Bir ülkenin geleceğini eğitime yaptığı yatırım belirler. Ancak biz gençlerimize eğitim aracılığıyla bir gelecek umudu yerine, yoksulluk ve işsizlik miras bırakıyoruz.” Özbay, gençlerin en büyük probleminin hayattan keyif alamamak olduğunu vurgularken, bu hislerin kökeninde ekonomik sıkıntılar olduğunu belirtti. Eğitimde eşitsizlikte Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında en üst sıralarda olduğunu ifade etti.

20 BİN KÖY OKULU KAPATILDI, 612 BİN ÇOCUK OKULDA YOK

Türkiye’nin eğitim politikalarının geldiği noktayı “trajik” olarak nitelendiren Özbay, şu verilerle tabloyu özetledi:
20 bin köy okulunun kapısına kilit vuruldu.
Taşımalı eğitim garabeti nedeniyle kız çocuklarının okula erişimi daha da zorlaştı.
612 bin çocuk okula gitmiyor.
Özbay, “Milli Eğitim Bakanlığı, okullaşma oranını %90 olarak sunuyor, ancak zorunlu eğitimde bu oran %100 olmalıdır. Çocuklarımızın eğitime erişim hakkını sağlayamıyoruz” dedi.

MESLEK LİSESİNDEN ÇIKAN ÇOCUKLAR ÇALIŞMAK ZORUNDA KALIYOR

Özbay, “Meslek liselerine kaydolan çocuklar haftanın dört günü işletmelerde çalıştırılıyor. Günde 17 saat çalışan çocuklar var. Bir yılda 11 çocuğumuzu bu iş ortamında kaybettik. Çocukların eğitimden koparılarak iş gücüne yönlendirilmesi, onların geleceğini çalmak demektir” dedi.

“750 BİN GENCE ÖĞRETMENLİK HAYALİ SATILIYOR”

Eğitim fakültelerinde 250 bin, fen-edebiyat fakültelerinde 400 bin, ilahiyat fakültelerinde ise 100 binin üzerinde öğrenci olduğunu belirten Özbay, “20 bin öğretmen ataması müjde olarak duyuruluyor, ancak emekli ve istifa edenlerin sayısı bile 20 bini aşıyor. Gençlere öğretmen olma hayali satılıyor ama sistem bunu karşılayacak bir planlamaya sahip değil” dedi.

AKADEMİSYENLER VE ÜNİVERSİTELER DE ZOR DURUMDA

Kadem Özbay, akademisyenlerin liyakatsizlik ve nepotizmle karşı karşıya olduğunu vurgularken, “Türkiye’de üniversiteler artık bilimsel araştırmadan ziyade reklam harcamalarına öncelik veriyor. İlk 500’e girebilen üniversitemiz yok. Üniversitelerimizin bu hale gelmesinin en büyük sebebi liyakatsizliktir” diye konuştu.

“EĞİTİMDEN TASARRUF OLMAZ”

Özbay, eğitim sisteminin giderek kötüleştiğini ve bu durumun ülkenin geleceğini tehdit ettiğini vurguladı: “Eğitim, bireysel faydanın ötesinde toplumsal bir yarar sağlar. Ancak bu ülkede eğitimden tasarruf yapılıyor. Öğrenciler, öğretmenler, akademisyenler her açıdan çaresiz bırakılıyor. Eğitim bir hak olmaktan çıkıyor, bir lüks haline geliyor.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.