DİSK-AR: “Fiyatlar artmaya devam ediyor”

GÜNDEM 04.08.2025 - 14:31, Güncelleme: 04.08.2025 - 15:42 180 kez okundu.
 

DİSK-AR: “Fiyatlar artmaya devam ediyor”

DİSK-AR Enflasyon Bülteni (Ağustos 2025) araştırmasına göre, Türkiye İstatistik Kurumu’nun enflasyonu düşük göstermesine karşın, fiyatların artmaya devam ettiği ortaya çıktı.
DİSK-AR’ın enflasyon bülteninde şu görüşler yer aldı: “TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Temmuz 2025 sonuçlarını 4 Ağustos 2025’te açıkladı. TÜİK’e göre TÜFE yıllık yüzde 33,52, aylık yüzde 2,06 arttı. TÜFE'deki (2003=100) değişim 2025 yılı temmuz ayında on iki aylık ortalamalara göre yüzde 41,13 olarak gerçekleşti. Enflasyonun yıllık değişim oranı yüzde 33,52 olmasına rağmen 12 aylık ortalamalara göre enflasyonun yüzde 41,13 olarak gerçekleşti. Temmuz ayı resmi TÜFE artışı yüzde 2,06 olarak açıklandı. TÜİK'e göre Temmuz 2025'te enflasyon oranı bir önceki yılın aralık ayına göre ise yüzde 19,08 olarak gerçekleşti. Türkiye’de birkaç yıldır devam eden yüksek enflasyon dar gelirlilerin ve işçilerin alım güçlerinin düşmesine yol açıyor. Büyük ölçüde baz etkisi nedeniyle enflasyonun artış hızı yavaşlamış olsa da fiyatlar artmaya devam ediyor. Enflasyonun artış hızındaki düşüş fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Dahası enflasyon farklı toplumsal sınıf ve kesimleri farklı etkiliyor. Dar gelirlilerin alım gücünü çok daha fazla düşürüyor ve gelir dağılımını bozucu bir işlev görüyor” DİSK-AR Ücret Kayıpları İzleme Raporu’na göre Haziran 2025’te memurlar toplam 41,8 milyar TL, emekliler toplam 51,3 milyar TL ve işçiler ise toplam 125,3 milyar TL kayıp yaşadılar. Tekil olarak ise yılın ilk beş ayında en düşük memur maaşındaki erime 9 bin TL’nin üzerinde, en düşük emekli aylığındaki erime 2.412 TL ve asgari ücretteki erime ise 3.685 TL olarak gerçekleşti. Emekçilerin ücret, maaş ve aylıkları her geçen gün alım gücünü kaybederken milyonların ortalama ücreti olan asgari ücrete artış henüz hükümetin gündeminde değil. Öte yandan resmi enflasyon verileri konusundaki şaibe devam ediyor. TÜİK’in Haziran 2022’de madde fiyat listesini açıklamaktan vazgeçmesi nedeniyle enflasyon verileri daha da tartışmalı hale geldi. O nedenle TÜİK tarafından açıklanan ve emekçi grupların gelirlerine yapılacak zamlarda belirleyici olan altı aylık enflasyonun dayanağı bilinmiyor. Bültende daha sonra şunlara yer verildi: FİYATLAR ARTMAYA DEVAM EDİYOR! “TÜİK’e göre yıllık enflasyon artış hızında bir yavaşlama söz konusu. Bunun temel nedenlerinden birinin baz etkisi olduğu biliniyor. Baz etkisi bir önceki yılın daha yüksek aylık enflasyonunun yerini cari yılda daha düşük bir aylık enflasyonun almasından kaynaklanıyor. Örneğin Temmuz 2024’teki yüzde 3,23 oranındaki aylık enflasyonun yerini Temmuz 2025’te yüzde 2,06 oranında enflasyon almıştır. Hesaptan yüksek oran çıkıp düşük oran çıkınca son 12 aylık artış geriliyor. Bu durum enflasyon hızının yavaşlamasına yol açıyor. Ancak enflasyonun artış hızı yavaşlasa da fiyatlar artmaya devam ediyor. Fiyatlarda bir düşüş söz konusu değil. Sadece fiyat artış hızı yavaşlıyor. Enflasyon hesabına esas olan fiyat endeksleri, madde fiyatlarının derlenmesiyle oluşturuluyor ve fiyatlardaki artışı daha çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor. Buna göre TÜFE ile gıda fiyatları endeksi arasındaki fark açılmaya devam ediyor. 2003:100 bazlı TÜFE, Temmuz 2025’te 3.197’ye yükseldi. 2003:100 bazlı olan TÜFE’ye göre ortalama madde fiyatları 2003’ten bu yana yaklaşık 32 kat artış gösterdi. Gıda fiyatları, ortalama fiyatlardan daha hızla artış göstermeye devam ediyor. 2003:100 bazlı gıda fiyatları endeksi ise 2025 Temmuz’da 4.366’ya yükseldi. Temmuz 2005’te yüzde 4,43 olan yıllık gıda enflasyonu ise Temmuz 2025’te yüzde 27,95 olarak gerçekleşti. 2003:100 bazlı olan endekse göre gıda fiyatları 2003’ten bu yana 43,7 kat artış gösterdi. Gıda fiyatlarının ortalama madde fiyatlarından daha hızlı artması sebebiyle son yıllarda gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki makas açılmaya devam ediyor. Uzun dönemde gıda fiyatlarının genel otalamadan çok artması gıda harcaması yüksek olan düşük gelir gruplarının geçim sıkıntısının artmasına yol açıyor. ORTALAMA ENFLASYON YILLIK ENFLASYONDAN YÜKSEK SEYRETMEYE DEVM EDİYOR! Temmuz 2025 döneminde enflasyonda yıllık değişim oranı yüzde 33,5 olmasına rağmen 12 aylık ortalamalara göre enflasyonun yüzde 41,1 olarak gerçekleşmiştir. Son bir yıllık dönemde yıllık enflasyon oranı ile on iki aylık ortalamalara göre enflasyon oranı arasındaki makas açılma eğilimi gösteriyor. Temmuz 2024 dönemine kadar on iki aylık ortalamalara göre enflasyon oranı, yıllık enflasyon oranının üzerindeyken, bu dönemde 4,1 puan, Temmuz 2025 döneminde 7,6 puan gerisinde kaldı. Resmi enflasyonda yıllık değişim oranı yüzde 33,5 olmasına rağmen 12 aylık ortalamalara göre enflasyonun yüzde 41,1 olarak gerçekleşti. ENFLASYONUN YÜKÜ DAR GELİRLİYE Gelir düzeyi ve harcama kalıplarının farklı olması nedeniyle toplumsal sınıf ve kesimleri enflasyon sonucu ortaya çıkan pahalılığı çok farklı hissediyor. TÜİK verilerine (2023) göre en düşük yüzde 20'lik gelir grubu toplam gelirin yüzde 6,3'ünü alırken, bu grubun harcamaları içinde gıdanın payı yüzde 30,4’tür. En yüksek yüzde 20'lik gelir grubu toplam gelirin yüzde 48,1'ini elde ederken harcamaları içindeki gıdanın payı yüzde 12,8’de kalmaktadır. Böylece dar gelirli grupların gıda dışı harcamalar için geliri daha sınırlı kalırken yüksek gelir gruplarında bu miktar oldukça fazladır. Bu durum pahalılığın farklı toplumsal kesimlerde farklı hissedilmesine yol açmaktadır. Dar gelirlilerin harcanabilir gelirlerinin sınırlı olması nedeniyle daha yoğun bir geçim sıkıntısı çekmektedir. Bu durum enflasyonun gelir gruplarına, farklı toplumsal kesim ve sınıflara göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyuyor. Öte yandan TÜİK Hanehalkı Tüketim Harcaması Araştırması 2023 ve 2024 verilerine bakıldığında en düşük yüzde 20’lik gelir grubunda hanehalkının ortalama gıda harcamasının payının (en fazla bütçe ayrılan kategori olmakla birlikte) yüzde 36,6’dan yüzde 30,4’e gerilediği görülmektedir. Bu gelir grubunun bütçesinden ayırdığı paydaki belirgin artışlar ise konut ve kira ile ulaştırmada olmaktadır. Ulaştırma ve konut ve kiradaki fiyat artışları ile buralardan bütçelerinde kesintiye gidemeyen en düşük gelir grubu hanelerinin, temel ihtiyaç olan gıdaya ayırdıkları payda yaklaşık 6 puanlık bir gerileme yaşanmıştır. Bu, yüzde 20’lik en yoksul grubun var olan gelirle haneyi geçindirmekteki zorluğunu göstermesi bakımından önemlidir. Buna göre en yüksek gelir grubunun birim geliri 763 olmaktadır. Aynı şekilde gelir gruplarının gıda harcaması da gelirlerine oranla yeniden hesaplanmış ve birime dönüştürülmüştür. Buna göre 100 birim gelir elde eden birinci yüzde 20’lik grup gıda için 30,4 birim harcama yapmakta ve elinde gıda dışı harcamalar için 69,6 birim kalmaktadır. Oysa en yüksek yüzde 20’lik grubun geliri 763 birim olup bunun 97,7 birimini gıdaya harcamakta ve elinde 665,8 birim gelir kalmaktadır. Bu nedenle düşük gelir grupları daha düşük bütçeye sahip oldukları için ve bütçenin çok önemli bir bölümünü kira ve ulaştırmaya harcadıkları için kalan gelirleri ile geçinmeleri çok daha zor olmaktadır. Giderek gıdaya daha az pay kalmaktadır. Yüksek fiyat artışları düşük gelir gruplarında daha şiddetli bir geçim sıkıntısı yaratmaktadır”
DİSK-AR Enflasyon Bülteni (Ağustos 2025) araştırmasına göre, Türkiye İstatistik Kurumu’nun enflasyonu düşük göstermesine karşın, fiyatların artmaya devam ettiği ortaya çıktı.

DİSK-AR’ın enflasyon bülteninde şu görüşler yer aldı:

“TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Temmuz 2025 sonuçlarını 4 Ağustos 2025’te açıkladı. TÜİK’e göre TÜFE yıllık yüzde 33,52, aylık yüzde 2,06 arttı. TÜFE'deki (2003=100) değişim 2025 yılı temmuz ayında on iki aylık ortalamalara göre yüzde 41,13 olarak gerçekleşti. Enflasyonun yıllık değişim oranı yüzde 33,52 olmasına rağmen 12 aylık ortalamalara göre enflasyonun yüzde 41,13 olarak gerçekleşti. Temmuz ayı resmi TÜFE artışı yüzde 2,06 olarak açıklandı. TÜİK'e göre Temmuz 2025'te enflasyon oranı bir önceki yılın aralık ayına göre ise yüzde 19,08 olarak gerçekleşti.
Türkiye’de birkaç yıldır devam eden yüksek enflasyon dar gelirlilerin ve işçilerin alım güçlerinin düşmesine yol açıyor. Büyük ölçüde baz etkisi nedeniyle enflasyonun artış hızı yavaşlamış olsa da fiyatlar artmaya devam ediyor. Enflasyonun artış hızındaki düşüş fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Dahası enflasyon farklı toplumsal sınıf ve kesimleri farklı etkiliyor. Dar gelirlilerin alım gücünü çok daha fazla düşürüyor ve gelir dağılımını bozucu bir işlev görüyor”
DİSK-AR Ücret Kayıpları İzleme Raporu’na göre Haziran 2025’te memurlar toplam 41,8 milyar TL, emekliler toplam 51,3 milyar TL ve işçiler ise toplam 125,3 milyar TL kayıp yaşadılar. Tekil olarak ise yılın ilk beş ayında en düşük memur maaşındaki erime 9 bin TL’nin üzerinde, en düşük emekli aylığındaki erime 2.412 TL ve asgari ücretteki erime ise 3.685 TL olarak gerçekleşti. Emekçilerin ücret, maaş ve aylıkları her geçen gün alım gücünü kaybederken milyonların ortalama ücreti olan asgari ücrete artış henüz hükümetin gündeminde değil. Öte yandan resmi enflasyon verileri konusundaki şaibe devam ediyor. TÜİK’in Haziran 2022’de madde fiyat listesini açıklamaktan vazgeçmesi nedeniyle enflasyon verileri daha da tartışmalı hale geldi. O nedenle TÜİK tarafından açıklanan ve emekçi grupların gelirlerine yapılacak zamlarda belirleyici olan altı aylık enflasyonun dayanağı bilinmiyor.
Bültende daha sonra şunlara yer verildi:
FİYATLAR ARTMAYA DEVAM EDİYOR!
“TÜİK’e göre yıllık enflasyon artış hızında bir yavaşlama söz konusu. Bunun temel nedenlerinden birinin baz etkisi olduğu biliniyor. Baz etkisi bir önceki yılın daha yüksek aylık enflasyonunun yerini cari yılda daha düşük bir aylık enflasyonun almasından kaynaklanıyor. Örneğin Temmuz 2024’teki yüzde 3,23 oranındaki aylık enflasyonun yerini Temmuz 2025’te yüzde 2,06 oranında enflasyon almıştır. Hesaptan yüksek oran çıkıp düşük oran çıkınca son 12 aylık artış geriliyor. Bu durum enflasyon hızının yavaşlamasına yol açıyor. Ancak enflasyonun artış hızı yavaşlasa da fiyatlar artmaya devam ediyor. Fiyatlarda bir düşüş söz konusu değil. Sadece fiyat artış hızı yavaşlıyor. Enflasyon hesabına esas olan fiyat endeksleri, madde fiyatlarının derlenmesiyle oluşturuluyor ve fiyatlardaki artışı daha çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor. Buna göre TÜFE ile gıda fiyatları endeksi arasındaki fark açılmaya devam ediyor. 2003:100 bazlı TÜFE, Temmuz 2025’te 3.197’ye yükseldi. 2003:100 bazlı olan TÜFE’ye göre ortalama madde fiyatları 2003’ten bu yana yaklaşık 32 kat artış gösterdi.
Gıda fiyatları, ortalama fiyatlardan daha hızla artış göstermeye devam ediyor. 2003:100 bazlı gıda fiyatları endeksi ise 2025 Temmuz’da 4.366’ya yükseldi. Temmuz 2005’te yüzde 4,43 olan yıllık gıda enflasyonu ise Temmuz 2025’te yüzde 27,95 olarak gerçekleşti. 2003:100 bazlı olan endekse göre gıda fiyatları 2003’ten bu yana 43,7 kat artış gösterdi. Gıda fiyatlarının ortalama madde fiyatlarından daha hızlı artması sebebiyle son yıllarda gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki makas açılmaya devam ediyor. Uzun dönemde gıda fiyatlarının genel otalamadan çok artması gıda harcaması yüksek olan düşük gelir gruplarının geçim sıkıntısının artmasına yol açıyor.
ORTALAMA ENFLASYON
YILLIK ENFLASYONDAN YÜKSEK SEYRETMEYE DEVM EDİYOR!
Temmuz 2025 döneminde enflasyonda yıllık değişim oranı yüzde 33,5 olmasına rağmen 12 aylık ortalamalara göre enflasyonun yüzde 41,1 olarak gerçekleşmiştir. Son bir yıllık dönemde yıllık enflasyon oranı ile on iki aylık ortalamalara göre enflasyon oranı arasındaki makas açılma eğilimi gösteriyor. Temmuz 2024 dönemine kadar on iki aylık ortalamalara göre enflasyon oranı, yıllık enflasyon oranının üzerindeyken, bu dönemde 4,1 puan, Temmuz 2025 döneminde 7,6 puan gerisinde kaldı. Resmi enflasyonda yıllık değişim oranı yüzde 33,5 olmasına rağmen 12 aylık ortalamalara göre enflasyonun yüzde 41,1 olarak gerçekleşti.
ENFLASYONUN YÜKÜ DAR GELİRLİYE
Gelir düzeyi ve harcama kalıplarının farklı olması nedeniyle toplumsal sınıf ve kesimleri enflasyon sonucu ortaya çıkan pahalılığı çok farklı hissediyor. TÜİK verilerine (2023) göre en düşük yüzde 20'lik gelir grubu toplam gelirin yüzde 6,3'ünü alırken, bu grubun harcamaları içinde gıdanın payı yüzde 30,4’tür. En yüksek yüzde 20'lik gelir grubu toplam gelirin yüzde 48,1'ini elde ederken harcamaları içindeki gıdanın payı yüzde 12,8’de kalmaktadır. Böylece dar gelirli grupların gıda dışı harcamalar için geliri daha sınırlı kalırken yüksek gelir gruplarında bu miktar oldukça fazladır. Bu durum pahalılığın farklı toplumsal kesimlerde farklı hissedilmesine yol açmaktadır. Dar gelirlilerin harcanabilir gelirlerinin sınırlı olması nedeniyle daha yoğun bir geçim sıkıntısı çekmektedir. Bu durum enflasyonun gelir gruplarına, farklı toplumsal kesim ve sınıflara göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyuyor.
Öte yandan TÜİK Hanehalkı Tüketim Harcaması Araştırması 2023 ve 2024 verilerine bakıldığında en düşük yüzde 20’lik gelir grubunda hanehalkının ortalama gıda harcamasının payının (en fazla bütçe ayrılan kategori olmakla birlikte) yüzde 36,6’dan yüzde 30,4’e gerilediği görülmektedir. Bu gelir grubunun bütçesinden ayırdığı paydaki belirgin artışlar ise konut ve kira ile ulaştırmada olmaktadır. Ulaştırma ve konut ve kiradaki fiyat artışları ile buralardan bütçelerinde kesintiye gidemeyen en düşük gelir grubu hanelerinin, temel ihtiyaç olan gıdaya ayırdıkları payda yaklaşık 6 puanlık bir gerileme yaşanmıştır. Bu, yüzde 20’lik en yoksul grubun var olan gelirle haneyi geçindirmekteki zorluğunu göstermesi bakımından önemlidir.
Buna göre en yüksek gelir grubunun birim geliri 763 olmaktadır. Aynı şekilde gelir gruplarının gıda harcaması da gelirlerine oranla yeniden hesaplanmış ve birime dönüştürülmüştür. Buna göre 100 birim gelir elde eden birinci yüzde 20’lik grup gıda için 30,4 birim harcama yapmakta ve elinde gıda dışı harcamalar için 69,6 birim kalmaktadır. Oysa en yüksek yüzde 20’lik grubun geliri 763 birim olup bunun 97,7 birimini gıdaya harcamakta ve elinde 665,8 birim gelir kalmaktadır. Bu nedenle düşük gelir grupları daha düşük bütçeye sahip oldukları için ve bütçenin çok önemli bir bölümünü kira ve ulaştırmaya harcadıkları için kalan gelirleri ile geçinmeleri çok daha zor olmaktadır. Giderek gıdaya daha az pay kalmaktadır. Yüksek fiyat artışları düşük gelir gruplarında daha şiddetli bir geçim sıkıntısı yaratmaktadır”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.