“KOBİ’ler sahipsiz”
“KOBİ’ler sahipsiz”
DEVA Partisi Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, KOBİ’lerin, sanayicilerin sahipsiz kaldığını vurguladı. Bakanlığın sanayiciye sahip çıkması gerektiğini söyleyen Kısacık, “Sanayicinin kimsesi yok. Vergi dairesi sanayicinin, KOBİ'nin hesabına bloke koyuyor, borcunu yapılandırmıyor, ticaretini kilitliyor ve üzerine de müşterilerine yazı gönderip ödemelerin kendi kurumuna yapılmasını istiyor. Bu kadar zor durumdaki sanayicimizi korumak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına düşer” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, TBMM Genel Kurulu’nda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada Türkiye sanayisinin karşı karşıya olduğu derin sorunlara dikkat çekti. Kısacık, özellikle KOBİ’lerin içinde bulunduğu sıkıntıların gün geçtikçe ağırlaştığını ve sanayicinin adeta sahipsiz bırakıldığını ifade etti.
KOBİ’lerimiz Sahipsiz
KOBİ’lerin KDV alacağı olmasına rağmen borçları gerekçe gösterilerek hesaplarına bloke konulduğunu, hatta vergi daireleri tarafından sanayicilerin müşterilerine “Ödemeyi firmaya değil, vergi dairesine yapın” şeklinde yazılar gönderildiğini aktaran DEVA Partisi Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, bu uygulamanın ticaretin temelini oluşturan güven ortamını tamamen yok ettiğini belirtti.
Kısacık, “KOBİ’lerimizin KDV alacağı var ama aynı zamanda KDV borcu da var. Borcunu ödeyemeyen KOBİ’lerimizin hesaplarına bloke konuluyor. Bu yetmezmiş gibi bir de vergi dairesi KOBİ’lerimizin müşterilerine yazı göndererek, ‘KOBİ'nin bana borcu var, ödemelerinizi KOBİ'ye değil, kurumumuza yapın’ diyor. Sanayi işi, ticaret işi biraz da güven işidir. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bu uygulaması sanayici ile müşterileri arasındaki güveni, o sanayicinin itibarını yerle bir eder” dedi.
KOBİ’lerin sahipsiz kaldığını da vurgulayan Kısacık, “Sanayicinin kimsesi yok. Vergi dairesi sanayicinin, KOBİ'nin hesabına bloke koyuyor, borcunu yapılandırmıyor, ticaretini kilitliyor ve üzerine de müşterilerine yazı gönderip ödemelerin kendi kurumuna yapılmasını istiyor. Bu kadar zor durumdaki sanayicimizi korumak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına düşer” şeklinde konuşarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına, sanayicilere sahip çıkması gerektiğini belirtti.
Tekstil Sektörü Gibi Kanatlı Sektörümüzü de Kaybediyoruz!
İhracat politikalarında yapılan ani ve plansız müdahalelerin yıllarca verilen emekle kazanılan pazarları yok ettiğini söyleyen Kısacık, kanatlı sektöründe ihracatın durdurulmasının üreticilerin aylarca zarar etmesine yol açtığını ve bu süreçte Irak gibi önemli pazarlarda Türkiye’nin yerini Brezilya’nın aldığını aktardı. “Sanayicilerimizin yıllarca emek vererek yurtdışında oluşturduğu pazarlarımızı kaybettiğimiz konusunda daha evvel iktidarı uyardık. Tekstil sektörü pazarını kaybettiğimizi, duayen firmaların, yöneticilerin, müdürlerin ülkemizden ayrıldığını; işletmelerini Mısır’a, Bahreyn’e, Cezayir’e taşıdıklarını söyledik. Şimdi kanatlı tavuk sektörü de pazar kaybı tehlikesi ile karşı karşıya. Kanatlı sektör üreticilerimiz yıllarca emek emek, büyük fedakârlıklarla ihracat yaparak yurt dışında oluşturduğu pazar payını, alınan yanlış ihracat kararlarıyla başka ülkelere kaptırıyor. Seçim bölgem Adana’daki kanatlı sektör işletmecileri Irak’ta iyi bir durumdaydı. Ancak ihracat kısıtlamaları nedeniyle Irak gibi önemli bir pazar Brezilya’ya kaptırılmış. Yıllardır etkin olduğumuz, mal sattığımız pazarı hadi şimdi yeniden alalım! Çok zor! Çünkü sektörün yıllarca verdiği emeği şu anda heba etmiş durumdayız. Kanatlı sektöründe sanayicimiz aylardır zararına üretim yapıyor. Çoğu ya iflas etmiş durumda ya da bıçak sırtında işletmesini ayakta tutmaya çalışıyor”, sözleriyle kanatlı sektörün yanlış kararlarla nasıl yerle bir edildiğini dile getirdi.
İktidar Sanayiciyi Kredi Bağımlısı Haline Getirdi
Konuşmasında sanayicinin krediye bağımlı hâle getirildiğine değinen Kısacık, firmaların öz sermayeleriyle ayakta duramadığını vurgulayarak, “İktidar nasıl vatandaşı sosyal yardıma muhtaç bıraktı ve bağımlı kıldıysa sanayicimizi ve iş adamlarımızı da aynı şekilde krediye bağımlı hale getirdi. KOBİ'lerimizin hepsi krediyle döner hale gelmiş durumda. Öz sermayesiyle dönen, kendi ayakları üzerinde durabilen firma sayısı çok az. Bunun sebebi KOBİ’lerin kredi ile büyütülmeye çalışılması. Eğer KOBİ kredi kullanırsa sektördeki yanlışlar ve hatalar görülmüyor”, diyen Kısacık, Türkiye’de sanayide verimliliğin yıllardır göz ardı edildiğini, inovasyon ve teknolojik ilerleme yerine yalnızca kredi odaklı destek politikasının yürütüldüğünü vurguladı.
BYD ve Chery Yatırımlarının Akıbeti?
Son yıllarda elektrikli araç üreticilerinin Türkiye’de yapacağı yatırımların yanlış planlamalarla, yatırıma uygun olmayan altyapısı yetersiz bölge tercihlerinin yatırımcıda olumsuz yönde karar değişikliğine sebep olduğunu söyleyen Kısacık, “Dünyada elektrikli araç üretim hacmi artıyor. Çin, Türkiye’yi elektrikli araç üretiminde üs olarak seçti denilerek bir heyecan oluşturuldu. BYD Manisa’da, Chery Samsun’da üretim yapacak, ülkeye yatırım gelecek denildi. Ama gördük ki, BYD’nin Manisa’da yatırım yapacağı arsa zemin olarak düzenlenmiş, iki tane de konteyner koyulmuş sonra tek bir çivi bile çakılmamış. Chery’nin yatırımı için Samsun uygun görülmüş ama Samsun elektrikli araç üretmek için altyapı ve yan sanayi bakımından uygun bir yer değil. Firma gelip fabrikasını kuracak ama altyapı ve yan sanayi bölgede bulunmadığı için birde jantını üreten, lastiğini üreten, fiberglasını üreten, koltuğunu üreten, döşemesini üreten bir ekosistem oluşturmak zorunda kalacak. Bizim bu üretimleri yapan sanayi bölgelerimiz varken, yatırımları bu bölgelerde değerlendirmek varken biz yatırımcıyı en zor olana yönlendiriyoruz”, diye konuştu.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
