Orman yangınlarının yüzde 88’i insan kaynaklı
GÜNDEM
06.07.2025 - 14:31, Güncelleme:
06.07.2025 - 14:31 664 kez okundu.
Orman yangınlarının yüzde 88’i insan kaynaklı
Orman yangınlarıyla sarsıldığımız şu günlerde, orman yangınlarının en büyük nedeni olarak insan kaynaklı hatalar olduğu anımsatıldı
. Yüzde 88’i insan eliyle çıkan orman yangınlarının yanan alan bakımından bu oranın yüzde 97’ye kadar ulaştığı vurgulandı. “Ormanı korumak, yaşamı korumaktır” diyen, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, orman yangınlarına karşı vatandaşların bilinçlenmesi ve dikkatli olmasının hayati önem taşıdığını belirtti.
ANIZ TOPRAĞIN GELECEĞİDİR
Bayraktar, geçen yıl ülkemizde çıkan 3 bin 797 orman yangının yüzde 6,8’inin yani 259’unun anız kaynaklı yangınlar olduğuna dikkat çekti. 2025 verilerine göre, bin 305’i ormanlık alanda bin 739’u orman dışı kırsal alanda olmak üzere toplam 3 bin 44 yangın meydana geldiğini bildiren Bayraktar, çiftçileri uyardı; “Anız, toprağın geleceğidir. Toprak ise bizim geleceğimizdir. Bu bilinçle hareket etmeli, anız yakma uygulamasından kesinlikle kaçınılmalıdır” dedi.
…………..
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaz aylarında artan sıcaklıklarla birlikte orman yangınlarının tehlikeli boyutlara ulaştığını, bilinçsizce yapılan anız yakmaların ise bu yangınların en büyük sebeplerinden biri olduğunu belirterek uyarılarda bulundu. Bayraktar, yaptığı görüntülü basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
Ormanı Korumak, Yaşamı Korumaktır
“Temmuz ayıyla birlikte artan sıcaklıklar, özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde orman yangınlarını beraberinde getirdi. Binlerce dönüm ormanlık alan ve tarım arazisi ne yazık ki alevlere teslim oldu. Unutulmamalıdır ki orman yangınlarında yalnızca ağaçlar değil, binlerce canlı da hayatını kaybediyor. Son bir hafta içerisinde İzmir, Sakarya, Hatay, Bilecik, Manisa, İstanbul ve Bursa’da ciddi boyutlara ulaşan yangınlar meydana gelmiştir.
Özellikle hava sıcaklığının 30°C’nin üzerine çıktığı, nem oranının yüzde 30’un altına düştüğü ve rüzgar hızının saatte 30 kilometreyi aştığı günlerde yangın riski önemli ölçüde artmaktadır. Bu büyük felaket karşısında ilgili kurumlarımızın yanı sıra vatandaşlarımız da gece gündüz demeden, çoğu zaman kendi canlarını hiçe sayarak büyük bir özveriyle mücadele ediyor. Ancak ne yazık ki bu süreçte can kayıplarımız da oldu.
Geçtiğimiz yıl ülkemizde çıkan 3 bin 797 orman yangınının yüzde 6,8’i, yani 259’u anız kaynaklıydı. 2025 yılı verilerine göre, bin 305’i ormanlık alanda, bin 739’u ise orman dışı kırsal alanda olmak üzere toplam 3 bin 44 yangın meydana geldi. Yalnızca İzmir’de bile 8’i orman içinde, 5’i orman dışı kırsal alanda olmak üzere toplam 13 yangın yaşandı.
Ülkemizde orman yangınlarının en büyük nedeni ne yazık ki insan kaynaklı hatalardır. Yangınların yüzde 88’i insan eliyle çıkarken, yanan alan bakımından bu oran yüzde 97’ye kadar ulaşmaktadır. Bu nedenle vatandaşlarımızın bilinçlenmesi ve dikkatli olması hayati önem taşımaktadır.
Doğaya atılan her çöp potansiyel bir yangın riskidir. Cam, plastik gibi optik etki yaratabilecek malzemeleri doğadan uzaklaştıralım. Elektrik tellerine değen ağaç dallarını keselim, kuru otları temizleyelim. En küçük bir ihmalin nasıl büyük felaketlere neden olduğunu üzülerek görüyoruz. Unutmayalım: Ormanı korumak, yaşamı korumaktır.
Anız Yakmak, Geleceğimizi Yakmaktır
Yangınların önemli nedenlerinden biri de anız yangınlarıdır. Özellikle ormanlarla iç içe geçmiş buğday ve arpa tarlalarında anız yakmak büyük risk taşımaktadır. Her ne kadar toprağı işlemeyi kolaylaştırsa da, anız yakmak toprağın verimliliğini azaltır, organik maddeyi yok eder, su tutma kapasitesini düşürür ve daha fazla gübre kullanımına neden olarak çiftçinin maliyetini artırır.
Anızın toprağa karışması, doğal sürecin bir parçasıdır. Özellikle nadasa bırakılacak tarlalarda, anız zaten kendiliğinden çürüyerek toprağa karışır. Ancak anız yakıldığında hem toprak zarar görür hem de orman yangınlarının fitili ateşlenmiş olur. Üstelik sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği bu yıl, anız yakmak çok daha yüksek riskler barındırmaktadır.
Anız, toprağın geleceğidir. Toprak ise bizim geleceğimizdir. Bu bilinçle hareket etmeli, anız yakma uygulamasından kesinlikle kaçınılmalıdır. Anızı yakmak, bize emanet edilen en kıymetli varlığımızı –doğayı ve geleceğimizi– yakmaktır. Bu gerçek asla unutulmamalıdır.
Son olarak, ülkemizin çeşitli bölgelerinde devam eden yangınların en kısa sürede kontrol altına alınmasını temenni ediyor; yangınla mücadele eden tüm görevlilere ve gönüllülere şükranlarımı sunuyor, kolaylıklar diliyorum.”
Orman yangınlarıyla sarsıldığımız şu günlerde, orman yangınlarının en büyük nedeni olarak insan kaynaklı hatalar olduğu anımsatıldı
. Yüzde 88’i insan eliyle çıkan orman yangınlarının yanan alan bakımından bu oranın yüzde 97’ye kadar ulaştığı vurgulandı. “Ormanı korumak, yaşamı korumaktır” diyen, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, orman yangınlarına karşı vatandaşların bilinçlenmesi ve dikkatli olmasının hayati önem taşıdığını belirtti.
ANIZ TOPRAĞIN GELECEĞİDİR
Bayraktar, geçen yıl ülkemizde çıkan 3 bin 797 orman yangının yüzde 6,8’inin yani 259’unun anız kaynaklı yangınlar olduğuna dikkat çekti. 2025 verilerine göre, bin 305’i ormanlık alanda bin 739’u orman dışı kırsal alanda olmak üzere toplam 3 bin 44 yangın meydana geldiğini bildiren Bayraktar, çiftçileri uyardı; “Anız, toprağın geleceğidir. Toprak ise bizim geleceğimizdir. Bu bilinçle hareket etmeli, anız yakma uygulamasından kesinlikle kaçınılmalıdır” dedi.
…………..
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaz aylarında artan sıcaklıklarla birlikte orman yangınlarının tehlikeli boyutlara ulaştığını, bilinçsizce yapılan anız yakmaların ise bu yangınların en büyük sebeplerinden biri olduğunu belirterek uyarılarda bulundu. Bayraktar, yaptığı görüntülü basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
Ormanı Korumak, Yaşamı Korumaktır
“Temmuz ayıyla birlikte artan sıcaklıklar, özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde orman yangınlarını beraberinde getirdi. Binlerce dönüm ormanlık alan ve tarım arazisi ne yazık ki alevlere teslim oldu. Unutulmamalıdır ki orman yangınlarında yalnızca ağaçlar değil, binlerce canlı da hayatını kaybediyor. Son bir hafta içerisinde İzmir, Sakarya, Hatay, Bilecik, Manisa, İstanbul ve Bursa’da ciddi boyutlara ulaşan yangınlar meydana gelmiştir.
Özellikle hava sıcaklığının 30°C’nin üzerine çıktığı, nem oranının yüzde 30’un altına düştüğü ve rüzgar hızının saatte 30 kilometreyi aştığı günlerde yangın riski önemli ölçüde artmaktadır. Bu büyük felaket karşısında ilgili kurumlarımızın yanı sıra vatandaşlarımız da gece gündüz demeden, çoğu zaman kendi canlarını hiçe sayarak büyük bir özveriyle mücadele ediyor. Ancak ne yazık ki bu süreçte can kayıplarımız da oldu.
Geçtiğimiz yıl ülkemizde çıkan 3 bin 797 orman yangınının yüzde 6,8’i, yani 259’u anız kaynaklıydı. 2025 yılı verilerine göre, bin 305’i ormanlık alanda, bin 739’u ise orman dışı kırsal alanda olmak üzere toplam 3 bin 44 yangın meydana geldi. Yalnızca İzmir’de bile 8’i orman içinde, 5’i orman dışı kırsal alanda olmak üzere toplam 13 yangın yaşandı.
Ülkemizde orman yangınlarının en büyük nedeni ne yazık ki insan kaynaklı hatalardır. Yangınların yüzde 88’i insan eliyle çıkarken, yanan alan bakımından bu oran yüzde 97’ye kadar ulaşmaktadır. Bu nedenle vatandaşlarımızın bilinçlenmesi ve dikkatli olması hayati önem taşımaktadır.
Doğaya atılan her çöp potansiyel bir yangın riskidir. Cam, plastik gibi optik etki yaratabilecek malzemeleri doğadan uzaklaştıralım. Elektrik tellerine değen ağaç dallarını keselim, kuru otları temizleyelim. En küçük bir ihmalin nasıl büyük felaketlere neden olduğunu üzülerek görüyoruz. Unutmayalım: Ormanı korumak, yaşamı korumaktır.
Anız Yakmak, Geleceğimizi Yakmaktır
Yangınların önemli nedenlerinden biri de anız yangınlarıdır. Özellikle ormanlarla iç içe geçmiş buğday ve arpa tarlalarında anız yakmak büyük risk taşımaktadır. Her ne kadar toprağı işlemeyi kolaylaştırsa da, anız yakmak toprağın verimliliğini azaltır, organik maddeyi yok eder, su tutma kapasitesini düşürür ve daha fazla gübre kullanımına neden olarak çiftçinin maliyetini artırır.
Anızın toprağa karışması, doğal sürecin bir parçasıdır. Özellikle nadasa bırakılacak tarlalarda, anız zaten kendiliğinden çürüyerek toprağa karışır. Ancak anız yakıldığında hem toprak zarar görür hem de orman yangınlarının fitili ateşlenmiş olur. Üstelik sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği bu yıl, anız yakmak çok daha yüksek riskler barındırmaktadır.
Anız, toprağın geleceğidir. Toprak ise bizim geleceğimizdir. Bu bilinçle hareket etmeli, anız yakma uygulamasından kesinlikle kaçınılmalıdır. Anızı yakmak, bize emanet edilen en kıymetli varlığımızı –doğayı ve geleceğimizi– yakmaktır. Bu gerçek asla unutulmamalıdır.
Son olarak, ülkemizin çeşitli bölgelerinde devam eden yangınların en kısa sürede kontrol altına alınmasını temenni ediyor; yangınla mücadele eden tüm görevlilere ve gönüllülere şükranlarımı sunuyor, kolaylıklar diliyorum.”
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.