Sadullah Kısacık: Kalkınma Modelimizi Değiştirmeliyiz

GÜNDEM 06.11.2025 - 15:29, Güncelleme: 06.11.2025 - 15:29 240 kez okundu.
 

Sadullah Kısacık: Kalkınma Modelimizi Değiştirmeliyiz

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi ve Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, Türkiye’nin yapay zeka teknolojisi yarışında dünyanın gerisinde kaldığını gündeme getirdi. Sanayi ve teknoloji alanında verimliliğin de arka plana atıldığını söyleyen Kısacık; sanayi, teknoloji ve iktisat bağlamında Türkiye’nin yeni bir vizyon geliştirmesi gerektiğini belirterek, “Kalkınma modelimizi değiştirmemiz lazım”, dedi.
Yapay Zeka TÜBİTAK’ta Bir Enstitüye Hapsedilmiş TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2026 Yılı Bütçe görüşmelerinde söz alan DEVA Partisi Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, bakanlığın yapay zeka teknolojisi politikalarını değerlendirdi. Kısacık, konuşmasında yapay zeka teknolojisinin; insan hayatında, eğitim, sanat, kültür alanlarında ve sağlık, turizm, sanayi gibi tüm sektörlerde devrim yapacak bir nitelikte olduğunu ifade etti. Türkiye’nin yapay zeka teknolojisine hazırlanma ve gereken önlemleri almakta dünya ülkelerinin gerisinde kaldığını söyleyen Kısacık, “Artık yapay zeka çağındayız. Dünya’da bu alanda yarış çoktan başladı. ABD, Avrupa, ülkeleri Çin, Güney, Kore, hatta Birleşik Arap Emirlikleri yapay zekâ konusunda yıllar öncesinden önlem aldı. Bu ülkelerin çoğunda devletin en üst düzeyinde mekanizmalar kuruluyor hatta yapay zekâ bakanlığı kuranlar var. Ama Türkiye’de tüm sektörleri ilgilendiren, hayatın her alanını etkileyen yapay zeka devrimi TÜBİTAK'ta bir enstitüye hapsedilmiş durumda. Sanayi ve teknoloji alanında ‘Güçlü bir yapay zeka altyapısı kurduk. Yapay zekâda güçlü yapısal reformlar yaptık. Yapay zekâya yön veren bir ülkeyiz’, dememiz lazımken elimizde bir enstitüsünden başka bir şey yok”, dedi. Sanayimizde Milli Verimlilik Seferberliği Başlatmalıyız Kısacık konuşmasında sanayide verimlilik stratejisinin yıllar içinde önemini kaybettiğine dikkat çekti. Sanayide verimlilik konusunda eğitim faktörünün önemine değinen Kısacık, “Benim üniversite eğitimi aldığım yıllarda üniversitelerimizde Milli Prodüktivite Merkezleri vardı. Bu merkezlerde sanayi alanında verimlilik konusunda eğitimler, seminerler, çalışmalar yapılarak sanayide verimlilik üzerine farkındalık bilinci oluşturulurdu. Maalesef şu anda verimlilik konusunda da bir stratejimiz ve etkin bir kurumumuz yok. Verimlilik konusunun çok gerilere itildiğini ve yapay zekada olduğu gibi bir genel müdürlük bünyesinde hapsedildiğini görüyoruz.  Önerimiz, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın da üzerinde,  okullarımızdan başlayarak milli verimlilik seferberliğine girişilmesidir. Eğitim yoluyla verimlilik kültürü ve bilincine sahip bir toplum oluşturmalı ve sanayimizde ihtiyaç duyduğumuz dönüşümü sağlamalıyız”, ifadelerini kullanarak sanayide stratejik verimiliğin yapay zeka ile aynı kaderi paylaşmaması gerktiğini vurguladı. Kalkınmada Devlet Aklına İhtiyacımız Var Konuşmasında Türkiye’nin kalkınma ajansları, kobiler ve KOSGEB üzerinden verilen desteklerle yıllardır uyguladığı kalkınma modelinden başarı elde edemediğine yer veren Kısacık, “Yıllardır bir türlü gerçekleştiremediğimiz bir kırsal kalkınma hayalimiz var. Şimdi ise Yerel Kalkınma Hamlesi Programı ile kırsal kalkınmayı desteklemeye çalışıyoruz. Kalkınma ajanslarımız, kobilerimiz ve KOSGEB bir bölgenin ekonomik potansiyelini değerlendirecek projelere destekler veriyor. Ancak bu desteklerin amacına ulaşması konusunda bir devlet aklına ihtiyacımız var. Adana’da Aladağ İlçemiz’deki Acıman Yaylası bu konuda bir örnektir. Gerek yurt içinden gerekse de yurt dışından Almanya'dan, İsviçre'den, Fransa'dan birçok kişi sağlık amacıyla Acıman’a gelir. Dünya’nın keşfettiği faydalı ve sağlıklı bir su kaynağı var. Ama Acıman’a gidenler çadırda kalıyor. Ne bir tesis ne bir kulübe var. Gidenler aynı gün geri dönmek zorunda. İşte bu noktada bir devlet aklı gerekli. Bu akıl Acıman’ı inceleyecek, analizini yapacak, suyunu araştıracak, termal üretim ve turizm yapan uluslararası veya ulusal şirketi bulacak, KOSGEB ile İŞKUR ile belediyelerle kordinasyonlu bir organizasyon sağlayarak bölgeye ekonomik değer kazandıracak. Ancak kalkınma ajanslarımızın bırakın böyle bir projeye imza attığını yıllardır bir kurumu büyüttüğü, istihdamı artırdığı, bir şehrimizi ekonomik açıdan geliştirip dönüştürdüğü bir başarı hikayesine şahit olmadık. Eğer bu alanlarda bir başarı yakalayacaksak kalkınma modelimizi değiştirmemiz gerekiyor. Kalkınma ajanslarımız merkezden yönetilmemeli, bulunduğu bölgenin içinde olmalı, bölgeyi iyi bilmeli ve ekonomik potansiyelini değerlendirmeli”, sözleriyle bölgesel ekonomik kalkınma hamlelerinde ajanslara, kobilere ve KOSGEB’e daha aktif bir rol verilemesi gerektiğinin altını çizdi.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi ve Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, Türkiye’nin yapay zeka teknolojisi yarışında dünyanın gerisinde kaldığını gündeme getirdi. Sanayi ve teknoloji alanında verimliliğin de arka plana atıldığını söyleyen Kısacık; sanayi, teknoloji ve iktisat bağlamında Türkiye’nin yeni bir vizyon geliştirmesi gerektiğini belirterek, “Kalkınma modelimizi değiştirmemiz lazım”, dedi.

Yapay Zeka TÜBİTAK’ta Bir Enstitüye Hapsedilmiş
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2026 Yılı Bütçe görüşmelerinde söz alan DEVA Partisi Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, bakanlığın yapay zeka teknolojisi politikalarını değerlendirdi. Kısacık, konuşmasında yapay zeka teknolojisinin; insan hayatında, eğitim, sanat, kültür alanlarında ve sağlık, turizm, sanayi gibi tüm sektörlerde devrim yapacak bir nitelikte olduğunu ifade etti. Türkiye’nin yapay zeka teknolojisine hazırlanma ve gereken önlemleri almakta dünya ülkelerinin gerisinde kaldığını söyleyen Kısacık, “Artık yapay zeka çağındayız. Dünya’da bu alanda yarış çoktan başladı. ABD, Avrupa, ülkeleri Çin, Güney, Kore, hatta Birleşik Arap Emirlikleri yapay zekâ konusunda yıllar öncesinden önlem aldı. Bu ülkelerin çoğunda devletin en üst düzeyinde mekanizmalar kuruluyor hatta yapay zekâ bakanlığı kuranlar var. Ama Türkiye’de tüm sektörleri ilgilendiren, hayatın her alanını etkileyen yapay zeka devrimi TÜBİTAK'ta bir enstitüye hapsedilmiş durumda. Sanayi ve teknoloji alanında ‘Güçlü bir yapay zeka altyapısı kurduk. Yapay zekâda güçlü yapısal reformlar yaptık. Yapay zekâya yön veren bir ülkeyiz’, dememiz lazımken elimizde bir enstitüsünden başka bir şey yok”, dedi.

Sanayimizde Milli Verimlilik Seferberliği Başlatmalıyız
Kısacık konuşmasında sanayide verimlilik stratejisinin yıllar içinde önemini kaybettiğine dikkat çekti. Sanayide verimlilik konusunda eğitim faktörünün önemine değinen Kısacık, “Benim üniversite eğitimi aldığım yıllarda üniversitelerimizde Milli Prodüktivite Merkezleri vardı. Bu merkezlerde sanayi alanında verimlilik konusunda eğitimler, seminerler, çalışmalar yapılarak sanayide verimlilik üzerine farkındalık bilinci oluşturulurdu. Maalesef şu anda verimlilik konusunda da bir stratejimiz ve etkin bir kurumumuz yok. Verimlilik konusunun çok gerilere itildiğini ve yapay zekada olduğu gibi bir genel müdürlük bünyesinde hapsedildiğini görüyoruz.  Önerimiz, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın da üzerinde,  okullarımızdan başlayarak milli verimlilik seferberliğine girişilmesidir. Eğitim yoluyla verimlilik kültürü ve bilincine sahip bir toplum oluşturmalı ve sanayimizde ihtiyaç duyduğumuz dönüşümü sağlamalıyız”, ifadelerini kullanarak sanayide stratejik verimiliğin yapay zeka ile aynı kaderi paylaşmaması gerktiğini vurguladı.

Kalkınmada Devlet Aklına İhtiyacımız Var
Konuşmasında Türkiye’nin kalkınma ajansları, kobiler ve KOSGEB üzerinden verilen desteklerle yıllardır uyguladığı kalkınma modelinden başarı elde edemediğine yer veren Kısacık, “Yıllardır bir türlü gerçekleştiremediğimiz bir kırsal kalkınma hayalimiz var. Şimdi ise Yerel Kalkınma Hamlesi Programı ile kırsal kalkınmayı desteklemeye çalışıyoruz. Kalkınma ajanslarımız, kobilerimiz ve KOSGEB bir bölgenin ekonomik potansiyelini değerlendirecek projelere destekler veriyor. Ancak bu desteklerin amacına ulaşması konusunda bir devlet aklına ihtiyacımız var. Adana’da Aladağ İlçemiz’deki Acıman Yaylası bu konuda bir örnektir. Gerek yurt içinden gerekse de yurt dışından Almanya'dan, İsviçre'den, Fransa'dan birçok kişi sağlık amacıyla Acıman’a gelir. Dünya’nın keşfettiği faydalı ve sağlıklı bir su kaynağı var. Ama Acıman’a gidenler çadırda kalıyor. Ne bir tesis ne bir kulübe var. Gidenler aynı gün geri dönmek zorunda. İşte bu noktada bir devlet aklı gerekli. Bu akıl Acıman’ı inceleyecek, analizini yapacak, suyunu araştıracak, termal üretim ve turizm yapan uluslararası veya ulusal şirketi bulacak, KOSGEB ile İŞKUR ile belediyelerle kordinasyonlu bir organizasyon sağlayarak bölgeye ekonomik değer kazandıracak. Ancak kalkınma ajanslarımızın bırakın böyle bir projeye imza attığını yıllardır bir kurumu büyüttüğü, istihdamı artırdığı, bir şehrimizi ekonomik açıdan geliştirip dönüştürdüğü bir başarı hikayesine şahit olmadık. Eğer bu alanlarda bir başarı yakalayacaksak kalkınma modelimizi değiştirmemiz gerekiyor. Kalkınma ajanslarımız merkezden yönetilmemeli, bulunduğu bölgenin içinde olmalı, bölgeyi iyi bilmeli ve ekonomik potansiyelini değerlendirmeli”, sözleriyle bölgesel ekonomik kalkınma hamlelerinde ajanslara, kobilere ve KOSGEB’e daha aktif bir rol verilemesi gerektiğinin altını çizdi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.