“TÜİK’in verileri gerçeklikten uzak”

EKONOMİ 05.08.2025 - 12:19, Güncelleme: 05.08.2025 - 12:19 794 kez okundu.
 

“TÜİK’in verileri gerçeklikten uzak”

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Merkez Yönetim Kurulu, Türkiye İstatistik Kurumu’nun enflasyon hesaplama yöntemlerinin şeffaf, bilimsel ve halkın yaşadığı gerçekliği yansıtacak şekilde yeniden düzenlenmesi çağrısında bulundu. TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerinin gerçeği yansıtmaktan uzak olduğunu savunan Birleşik Kamu-İş Merkez Yönetim Kurulu, “Çarşıda, pazarda yaşanan hayat pahalılığı; gıda, ulaşım, kira ve temel ihtiyaçlardaki fahiş artışlar TÜİK’in rakamlarının halkın yaşadığı gerçeklikle bağdaşmadığını göstermektedir. Gıdaya ulaşmak her geçen gün daha da zorlaşırken, resmi veriler halkı kandırmanın bir aracı haline gelmiştir” açıklamasını yaptı.
Konuya ilişkin konfederasyonun internet sitesinde şu görüşlere yer verildi: “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Temmuz 2025 enflasyon verileri, ekonomik krizin halk üzerindeki yıkıcı etkilerini bir kez daha gözler önüne sermiştir. TÜİK'e göre Temmuz ayında tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık bazda yüzde 2,06, yıllık bazda ise yüzde 33,52 oranında artmıştır. Ancak bağımsız araştırma kuruluşu Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAG) verileri, gerçek enflasyonun halkın yaşadığı ekonomik tabloyla çok daha uyumlu olduğunu ortaya koymaktadır. ENAG'a göre Temmuz ayında enflasyon yüzde 3,75 artarken, yıllık enflasyon oranı yüzde 65,15’e ulaşmıştır. TÜİK’in açıkladığı veriler gerçeği yansıtmaktan uzaktır. Çarşıda, pazarda yaşanan hayat pahalılığı; gıda, ulaşım, kira ve temel ihtiyaçlardaki fahiş artışlar TÜİK’in rakamlarının halkın yaşadığı gerçeklikle bağdaşmadığını göstermektedir. Gıdaya ulaşmak her geçen gün daha da zorlaşırken, resmi veriler halkı kandırmanın bir aracı haline gelmiştir. Konfederasyonumuz Kamu-Ar tarafından yapılan araştırmaya göre Temmuz 2025 itibarıyla açlık sınırı 27 bin 670 liraya çıkmıştır. Dört kişilik bir ailenin yalnızca sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için yapması gereken harcama bu seviyeye ulaşmışken, yoksulluk sınırı ise barınma, ulaşım, sağlık, eğitim ve diğer zorunlu harcamalarla birlikte 85 bin 344 liraya fırlamıştır. Sadece bir ayda 1.485 liralık bir artış yaşanmıştır. Bu veriler, çalışanların büyük çoğunluğunun açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm edildiğini göstermektedir. Emekçilerin ücretleri enflasyon karşısında her geçen gün erirken, hükümet ve TÜİK halkın gözünün içine baka baka algı operasyonlarıyla gerçekleri perdelemeye çalışmaktadır. Gerçek hayat pahalılığına göre belirlenmeyen ücret politikaları, toplu sözleşmelerdeki gerçek dışı artış oranları, memuru, emekçiyi, emekliyi adım adım yoksulluğa ve sefalete sürüklemektedir. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak bir kez daha altını çiziyoruz: - TÜİK’in enflasyon hesaplama yöntemleri şeffaf, bilimsel ve halkın yaşadığı gerçekliği yansıtacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. - Ücretler, gıda ve temel tüketim harcamalarına endekslenerek gerçekçi biçimde artırılmalıdır. - Açlık ve yoksulluk sınırı temel alınarak asgari ücret ve kamu çalışanlarının maaşları yeniden düzenlenmelidir. - Emekçiler, iktidarın yanlış ekonomi politikalarının bedelini ödememelidir. Halk yoksullaşırken, emeğin alın teri görmezden gelinemez! TÜİK’e değil, halkın mutfağına bakın! Gerçek enflasyon sofralarda, pazarlarda, halkın cebinde yaşanıyor!”
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Merkez Yönetim Kurulu, Türkiye İstatistik Kurumu’nun enflasyon hesaplama yöntemlerinin şeffaf, bilimsel ve halkın yaşadığı gerçekliği yansıtacak şekilde yeniden düzenlenmesi çağrısında bulundu. TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerinin gerçeği yansıtmaktan uzak olduğunu savunan Birleşik Kamu-İş Merkez Yönetim Kurulu, “Çarşıda, pazarda yaşanan hayat pahalılığı; gıda, ulaşım, kira ve temel ihtiyaçlardaki fahiş artışlar TÜİK’in rakamlarının halkın yaşadığı gerçeklikle bağdaşmadığını göstermektedir. Gıdaya ulaşmak her geçen gün daha da zorlaşırken, resmi veriler halkı kandırmanın bir aracı haline gelmiştir” açıklamasını yaptı.

Konuya ilişkin konfederasyonun internet sitesinde şu görüşlere yer verildi:
“Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Temmuz 2025 enflasyon verileri, ekonomik krizin halk üzerindeki yıkıcı etkilerini bir kez daha gözler önüne sermiştir. TÜİK'e göre Temmuz ayında tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık bazda yüzde 2,06, yıllık bazda ise yüzde 33,52 oranında artmıştır. Ancak bağımsız araştırma kuruluşu Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAG) verileri, gerçek enflasyonun halkın yaşadığı ekonomik tabloyla çok daha uyumlu olduğunu ortaya koymaktadır. ENAG'a göre Temmuz ayında enflasyon yüzde 3,75 artarken, yıllık enflasyon oranı yüzde 65,15’e ulaşmıştır.
TÜİK’in açıkladığı veriler gerçeği yansıtmaktan uzaktır. Çarşıda, pazarda yaşanan hayat pahalılığı; gıda, ulaşım, kira ve temel ihtiyaçlardaki fahiş artışlar TÜİK’in rakamlarının halkın yaşadığı gerçeklikle bağdaşmadığını göstermektedir. Gıdaya ulaşmak her geçen gün daha da zorlaşırken, resmi veriler halkı kandırmanın bir aracı haline gelmiştir.
Konfederasyonumuz Kamu-Ar tarafından yapılan araştırmaya göre Temmuz 2025 itibarıyla açlık sınırı 27 bin 670 liraya çıkmıştır. Dört kişilik bir ailenin yalnızca sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için yapması gereken harcama bu seviyeye ulaşmışken, yoksulluk sınırı ise barınma, ulaşım, sağlık, eğitim ve diğer zorunlu harcamalarla birlikte 85 bin 344 liraya fırlamıştır. Sadece bir ayda 1.485 liralık bir artış yaşanmıştır. Bu veriler, çalışanların büyük çoğunluğunun açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm edildiğini göstermektedir.
Emekçilerin ücretleri enflasyon karşısında her geçen gün erirken, hükümet ve TÜİK halkın gözünün içine baka baka algı operasyonlarıyla gerçekleri perdelemeye çalışmaktadır. Gerçek hayat pahalılığına göre belirlenmeyen ücret politikaları, toplu sözleşmelerdeki gerçek dışı artış oranları, memuru, emekçiyi, emekliyi adım adım yoksulluğa ve sefalete sürüklemektedir. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak bir kez daha altını çiziyoruz:
- TÜİK’in enflasyon hesaplama yöntemleri şeffaf, bilimsel ve halkın yaşadığı gerçekliği yansıtacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
- Ücretler, gıda ve temel tüketim harcamalarına endekslenerek gerçekçi biçimde artırılmalıdır.
- Açlık ve yoksulluk sınırı temel alınarak asgari ücret ve kamu çalışanlarının maaşları yeniden düzenlenmelidir.
- Emekçiler, iktidarın yanlış ekonomi politikalarının bedelini ödememelidir. Halk yoksullaşırken, emeğin alın teri görmezden gelinemez! TÜİK’e değil, halkın mutfağına bakın! Gerçek enflasyon sofralarda, pazarlarda, halkın cebinde yaşanıyor!”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.