“Ürün desenimiz bozuluyor”
“Ürün desenimiz bozuluyor”
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, iklim değişikliği, zirai don, kuraklık ve pandemi sürecinin tarımın stratejik önemini bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı
ABD’den Çin’e, Hindistan’dan AB ülkelerine kadar her ülkenin artık kendi gıda güvenliğini sağlama çabasında olduğunu kaydeden Gürer, “ABD’de Trump yönetiminin uyguladığı korumacı politikalar, tarımda da içe dönük bir üretim anlayışını öne çıkarıyor. Önümüzdeki süreçte ithalata bağımlı ülkeler büyük sorunlar yaşayacak. Bu nedenle Türkiye’nin kendi kendine yeter bir üretim sistemini mutlaka kurması gerekiyor” dedi.
KURU SOĞAN BİLE İTHAL EDİYORUZ
Bakliyat ve hububatta dışa bağımlılığın sürdüğünü vurgulayan Gürer, TÜİK verilerine göre 2024 ve 2025 yıllarında ithalatın birçok üründe arttığını belirtti. Gürer, nohutta, Ayçiçek yağında, kuru fasulyede, kırmızı mercimekte, pamukta, elmada, cevizde vb. ithalatın arttığını dile getirerek, Kuru soğan bile ithal ediyoruz. Geçen yıl 3 bin 554 ton soğan ithal ederken bu yılın ilk 8 ayında 2 bin 695 ton soğan ithal edilmiş” şeklinde konuştu.
ÇİFTÇİ ÜRETİMDEN KAZANAMIYOR
Çiftçinin üretimden kazanç sağlayamadığı için ürün deseninin bozulduğuna dikkat çeken Gürer, “Üretici düşük alım fiyatları nedeniyle ürettiği üründen para kazanamıyor. Bu durumda çiftçi, ihtiyaç duyulan ürünü değil, kazanç sağlayabileceği ürünü ekmeye yöneliyor. Bu da üretimde dengesizlik ve arz açığına yol açıyor. Oysa Türkiye’nin toprağı, suyu, iklimi var. Yeter ki üreticiye gerçekçi destek verilsin, girdi maliyetleri düşürülsün, üreten sahiplenilsin” dedi.
……………
CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye’nin giderek artan tarımsal dışa bağımlılığına dikkat çekerek, pandemi, iklim değişikliği, kuraklık, zirai don ve küresel gelişmelerin ülkeleri kendi kendine yeter hale gelmeye zorladığını söyledi. Gürer, “Türkiye’nin hava, su ve toprak zenginliğine rağmen ithalatçı ülke konumuna gelmesi kabul edilemez. Çiftçimizi küstürür, üretimden koparırsak gelecekte gıda güvenliği ciddi biçimde tehlikeye girer” dedi.
“İKLİM KRİZİ VE KÜRESEL GELİŞMELER, TARIMDA KENDİ KENDİNE YETERLİLİĞİ YENİDEN GÜNDEME GETİRDİ”
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yaptığı açıklamada, iklim değişikliği, zirai don, kuraklık ve pandemi sürecinin tarımın stratejik önemini bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı. “Her ülke artık kendi gıda güvenliğini sağlama çabasında. ABD’den Çin’e, Hindistan’dan Avrupa Birliği ülkelerine kadar tüm büyük üreticiler kendi kendine yeterlilik arayışında. ABD’de Trump yönetiminin uyguladığı korumacı politikalar, tarımda da içe dönük bir üretim anlayışını öne çıkarıyor. Önümüzdeki süreçte ithalata bağımlı ülkeler büyük sorunlar yaşayacak. Bu nedenle Türkiye’nin kendi kendine yeter bir üretim sistemini mutlaka kurması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“BAKLİYAT VE HUBUBATTA DIŞA BAĞIMLILIK BÜYÜYOR”
CHP’li Ömer Fethi Gürer, TÜİK verilerine göre 2024 ve 2025 yıllarında ithalatın birçok üründe arttığını belirterek, “Nohutta 2024 yılında 12 bin ton olan ithalat, 2025’in ilk 8 ayında 31 bin tona yükselmiş. Ayçiçek yağında 2024’te 2 milyon 951 bin ton ithalat yapılırken, bu yılın ilk 8 ayında 2 milyon 138 bin ton ithalat gerçekleşmiş. Kuru soğan bile ithal ediyoruz. Geçen yıl 3 bin 554 ton soğan ithal ederken bu yılın ilk 8 ayında 2 bin 695 ton soğan ithal edilmiş” dedi.
Pamukta ithalatın 762 bin tondan 971 bin tona çıktığını belirten Gürer, kırmızı mercimek, kuru fasulye, ceviz ve elma gibi ürünlerde de dışa bağımlılığın sürdüğünü söyledi. Gürer, “Kuru fasulyede 2024 yılında 6.703 ton ithalatımız varken bu yılın 8 ayında 3.292 ton kuru fasulye ithal etmişiz. Kırmızı mercimek, anavatanı Anadolu olan kırmızı mercimekte geçen yıl 543.303 ton ithalat yapılırken bu yılın 8 ayında 301.759 ton ithalat yapmışız. Cevizde 2024 yılında 73.393 ton ithalatımız varken bu yılın 8 ayında 53.218 tona çıkmış. Elmada da zirai dondan dolayı geçtiğimiz yıl 77 ton ithalat yapılan elma bu yıl 31.219 tona ermiş. Ayrıca pirinçte, soyada, ayçiçekte farklı ürünlerde ithalat yapmak zorundayız. Pirinci yarı yarıya ithal ediyoruz. Soyada yüzde 95 dışa bağımlılığımız var” dedi.
“ÇİFTÇİ KAZANAMIYOR, ÜRETİM DESENİ BOZULUYOR”
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçinin üretimden kazanç sağlayamadığı için ürün deseninin bozulduğunu belirterek, “Üretici düşük alım fiyatları nedeniyle ürettiği üründen para kazanamıyor. Bu durumda çiftçi, ihtiyaç duyulan ürünü değil, kazanç sağlayabileceği ürünü ekmeye yöneliyor. Bu da üretimde dengesizlik ve arz açığına yol açıyor. Oysa Türkiye’nin toprağı, suyu, iklimi var. Yeter ki üreticiye gerçekçi destek verilsin, girdi maliyetleri düşürülsün, üreten sahiplenilsin” şeklinde konuştu.
“İTHALATA GÜVEN OLMAZ, KENDİ ÜRETİMİMİZİ KORUMALIYIZ”
İthalata dayalı tarım politikasının sürdürülemez olduğunu vurgulayan Ömer Fethi Gürer, şu uyarılarda bulundu:
“Yeni dünya düzeninde ithalatçı ülkelerin yarın mal bulup bulamayacağı belli değil. ‘Paramız var, alırız’ anlayışı da doğru değil. Çünkü o, diğer ülkelerle olan siyasi ve ekonomik ilişkilere bağlı. Türkiye’nin gıdada sorun yaşamaması için arz açığı olan ürünlerde dengeyi sağlamak zorunda.”
“TÜRKİYE YENİDEN KENDİ KENDİNE YETEN ÜLKE OLMALI”
Buğdayda yüzde 95 oranında kendine yeter görünse de Türkiye’nin her yıl 5 ila 10 milyon ton arasında buğday ithalatı yaptığını hatırlatan Ömer Fethi Gürer, “Arpa, mısır, pirinç gibi temel ürünlerde de ithalatçı konuma geldik. Bu tabloyu tersine çevirmeliyiz. Türkiye geçmişte olduğu gibi yeniden kendi kendine yeten ülke olmalı. Bunun için üretimi teşvik eden, çiftçiyi koruyan, planlı bir tarım politikası şart. Buğdayda üç yılda üç milyona erişen ürün kaybı önemli” dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
