DR.SECATTİN MARAŞLIOĞLU
Köşe Yazarı
DR.SECATTİN MARAŞLIOĞLU
 

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI

Her yıl olduğu gibi bu yıl da 23 Nisan günü Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak ülkemizde kutlanacaktır. Makalemizde ilk demokrasinin anlamını, ilk anayasa olan ve 1215 yılında imzalanan Magna Carta ile Türkiye Büyük Millet Mecilisi’nin açılışını ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ nın ilanını ve Atatürk’ ün bugünü tüm dünya çocuklarına armağan etmesini anlatacağız. Demokrasi : Siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimidir. İdeal bir demokrasinin nasıl olması gerektiği yönündeki arayışlar ve liberal demokrasi modeline dönük eleştiriler bu husus ve görüşlerle sınırlı değildir. Demokratik düşünce ve uygulamaların geçmişten günümüze dek süregelen tarihi, günümüzdeki en yetkin ve en yaygın modelini liberal demokrasi ile bulmuş olsa da daha iyi ve daha kapsayıcı bir demokratik sistemin oluşturulmasına dönük tartışmalar devam etmektedir. Siyasal iktidarın tüm toplumsal farklılıkları içerecek şekilde teşekkül etmesi, sivil toplumun devlet karşısında korunup gelişmesi, alt kimlik gruplarının çoğunluk karşısında güvence altına alınması, bireyin ve bireysel özgürlüklerin korunması, kolektif hak ve özgürlüklerin gözetilmesi ve diğer siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel nitelikli talep ve eğilimlerin mümkün olan en ideal şekilde karşılanması için yürütülen bu tartışmalar, demokratik düşünce ve uygulamaların yenilenmesine ve sürekliliğine büyük katkı sağlamaktadır. Magna Carta ve Özgürlükler : Magna Carta Latince "Büyük Sözleşme" Magna Carta Libertatum Latince "Büyük Özgürlükler Sözleşmesi" 1215 yılında imzalanmış bir İngiliz belgesidir. Kralın bazı yetkilerinden feragat etmesini, kanunlara uygun davranmasını ve hukukun kralın arzu ve isteklerinden daha üstün olduğunu kabul etmesini zorunlu kılmıştır. Metinde kralın yetkilerini teoride kısıtlayan hükümler yer alan belge aslen; Papa III. Innocentius, Kral John ve baronları arasında, kralın yetkileri konusunu karara bağlamak amacıyla imzalanmıştır. Yüzlerce yıl öncesine baktığımız zaman hukuk sistemini dini kuralların ve krallar tarafından verilen kararların belirlediğini görürüz. Ancak bunun Magna Carta isimli bir istisnası var. Tam adıyla Magna Carta Libertatum, 13. yüzyılda İngiltere'de imzalanmış ve ilk yazılı anayasa olarak kabul edilen hukuki bir belgedir. Modern anlamda insan haklarının uygulanması açısından ise İngiltere de ortaya çıkmış olan, 1215 Magna Carta Libertatum (Büyük Özgürlük Fermanı) ilk anayasal belge olarak kabul edilir. 63 maddeden oluşan bu ferman dönemin kralı olan Yurtsuz John ile asiller tarafından imzalanmıştır. Ulusal Egemenlik : Ulusal Egemenlik ya da millî hâkimiyet, devletin gücü olan egemenliğin doğrudan doğruya ulusa ait olmasıdır. Millî egemenlik, ulus egemenliği ya da hâkimiyetimilliye olarak da adlandırılır. Ulusal egemenliğin var olduğu devletlerde, kurucu ve yönetici güç bazı kişilerde ya da belli gruplarda değil halktadır. Ulusal egemenliğin en önemli göstergelerinden biri meclis ve onu oluşturan demokratik seçimlerdir. Uluslar bu sayede kendi egemenliklerini oluşturabilirler. Ulusal egemenlik kavramı, devlet ve egemenlik kavramları oluştuğundan beri pek çok siyaset bilimci ve filozof tarafından ele alınmıştır. Günümüz dünyasının pek çok devleti, ulusal egemenlik ilkesine dayalıdır. Ulusal Egemenlik ve Atatürk : Her yıl 23 Nisan günü, 23 Nisan 1920’de Ankara'da toplanan TBMM'nin kuruluşunun yıldönümü olarak kutlanmaktadır. Bu nedenle Atatürk ile Millî Egemenlik arasındaki ilgi güncel bir konudur. Bilindiği gibi, geniş bir tanım İle Atatürkçülük, Türk milletinin tam bağımsızlığa, huzur ve refaha sahip olması, devletin millet egemenliği esasına dayandırılması, aklın ve biliminin rehberliğinde çağdaş uygarlık düzeyine çıkarılması, amacı ile esasları Atatürk tarafından belirtilen fikir ve ilkelerin bütünüdür. Güçlü bir devleti öngören Atatürk'e göre, Türk Devleti'nin dayandığı esaslar, tam bağımsızlık ve kayıtsız şartsız milli egemenliktir. Atatürk tam bağımsızlığı, "siyasî, malî, ekonomik, adlî, askerî, kültürel, kısaca her hususta bağımsızlık ve serbestlik" olarak tanımlamaktadır. Milli egemenlik İlkesinin oluşmasını sağlayan Amasya Tamimi'nin "Milletin azim ve kararı" ve Erzurum Kongresi'nin bir ürünü olan "Millî Kuvvetleri kurmak ve Millî iradeyi Egemen Kılmak" esası, Sivas Kongresi'nde millet temsilcilerinin oybirliği ile kuvvetlendirilmiş, Sivas Kongresi esnasında millî hareketin organı olarak "îradeî Milliye" gazetesi çıkarılmış, 27 Aralık 1919'da Ankara’ya gelen Mustafa Kemal, 10 Ocak 1920’den itibaren "Hakimiyet-i Milliye"i yayınlamaya başlamıştır. 20 Ocak 1921 tarihli Anayasa ise "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, idare usulü halkın kendi kendini idare etmesi esasına dayanır" şekli ile TBMM tarafından benimsenmiştir. Son Söz : 23 Nisan 1920 günü Türkiye Büyük Millet meclisinin kurulduğu tarihtir. Dünyanın hiçbir ülkesinde bulunmayan bu özel günü Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak ilan etmiştir. Bu bayramı da tüm dünya çocuklarına armağan etmiştir. Bütün çocukların ulusal egemenlik ve çocuk bayramını kutluyorum.
Ekleme Tarihi: 22 Nisan 2024 - Pazartesi

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI

Her yıl olduğu gibi bu yıl da 23 Nisan günü Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak
ülkemizde kutlanacaktır. Makalemizde ilk demokrasinin anlamını, ilk anayasa olan ve 1215
yılında imzalanan Magna Carta ile Türkiye Büyük Millet Mecilisi’nin açılışını ve Türkiye
Cumhuriyeti Anayasası’ nın ilanını ve Atatürk’ ün bugünü tüm dünya çocuklarına armağan
etmesini anlatacağız.
Demokrasi :
Siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği
temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların
eşit sayıldığı yönetim biçimidir.
İdeal bir demokrasinin nasıl olması gerektiği yönündeki arayışlar ve liberal demokrasi modeline
dönük eleştiriler bu husus ve görüşlerle sınırlı değildir. Demokratik düşünce ve uygulamaların
geçmişten günümüze dek süregelen tarihi, günümüzdeki en yetkin ve en yaygın modelini liberal
demokrasi ile bulmuş olsa da daha iyi ve daha kapsayıcı bir demokratik sistemin oluşturulmasına
dönük tartışmalar devam etmektedir. Siyasal iktidarın tüm toplumsal farklılıkları içerecek şekilde
teşekkül etmesi, sivil toplumun devlet karşısında korunup gelişmesi, alt kimlik gruplarının
çoğunluk karşısında güvence altına alınması, bireyin ve bireysel özgürlüklerin korunması,
kolektif hak ve özgürlüklerin gözetilmesi ve diğer siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel
nitelikli talep ve eğilimlerin mümkün olan en ideal şekilde karşılanması için yürütülen bu
tartışmalar, demokratik düşünce ve uygulamaların yenilenmesine ve sürekliliğine büyük katkı
sağlamaktadır.
Magna Carta ve Özgürlükler :
Magna Carta Latince "Büyük Sözleşme" Magna Carta Libertatum Latince "Büyük Özgürlükler
Sözleşmesi" 1215 yılında imzalanmış bir İngiliz belgesidir. Kralın bazı yetkilerinden feragat
etmesini, kanunlara uygun davranmasını ve hukukun kralın arzu ve isteklerinden daha üstün
olduğunu kabul etmesini zorunlu kılmıştır.
Metinde kralın yetkilerini teoride kısıtlayan hükümler yer alan belge aslen; Papa III. Innocentius,
Kral John ve baronları arasında, kralın yetkileri konusunu karara bağlamak amacıyla
imzalanmıştır.
Yüzlerce yıl öncesine baktığımız zaman hukuk sistemini dini kuralların ve krallar tarafından
verilen kararların belirlediğini görürüz. Ancak bunun Magna Carta isimli bir istisnası var. Tam
adıyla Magna Carta Libertatum, 13. yüzyılda İngiltere'de imzalanmış ve ilk yazılı anayasa olarak
kabul edilen hukuki bir belgedir.
Modern anlamda insan haklarının uygulanması açısından ise İngiltere de ortaya çıkmış olan,
1215 Magna Carta Libertatum (Büyük Özgürlük Fermanı) ilk anayasal belge olarak kabul edilir.
63 maddeden oluşan bu ferman dönemin kralı olan Yurtsuz John ile asiller tarafından
imzalanmıştır.

Ulusal Egemenlik :
Ulusal Egemenlik ya da millî hâkimiyet, devletin gücü olan egemenliğin doğrudan doğruya ulusa
ait olmasıdır. Millî egemenlik, ulus egemenliği ya da hâkimiyetimilliye olarak da adlandırılır.
Ulusal egemenliğin var olduğu devletlerde, kurucu ve yönetici güç bazı kişilerde ya da belli
gruplarda değil halktadır. Ulusal egemenliğin en önemli göstergelerinden biri meclis ve onu
oluşturan demokratik seçimlerdir. Uluslar bu sayede kendi egemenliklerini oluşturabilirler.
Ulusal egemenlik kavramı, devlet ve egemenlik kavramları oluştuğundan beri pek çok siyaset
bilimci ve filozof tarafından ele alınmıştır. Günümüz dünyasının pek çok devleti, ulusal
egemenlik ilkesine dayalıdır.
Ulusal Egemenlik ve Atatürk :
Her yıl 23 Nisan günü, 23 Nisan 1920’de Ankara'da toplanan TBMM'nin kuruluşunun
yıldönümü olarak kutlanmaktadır. Bu nedenle Atatürk ile Millî Egemenlik arasındaki ilgi güncel
bir konudur. Bilindiği gibi, geniş bir tanım İle Atatürkçülük, Türk milletinin tam bağımsızlığa,
huzur ve refaha sahip olması, devletin millet egemenliği esasına dayandırılması, aklın ve
biliminin rehberliğinde çağdaş uygarlık düzeyine çıkarılması, amacı ile esasları Atatürk
tarafından belirtilen fikir ve ilkelerin bütünüdür. Güçlü bir devleti öngören Atatürk'e göre, Türk
Devleti'nin dayandığı esaslar, tam bağımsızlık ve kayıtsız şartsız milli egemenliktir. Atatürk tam
bağımsızlığı, "siyasî, malî, ekonomik, adlî, askerî, kültürel, kısaca her hususta bağımsızlık ve
serbestlik" olarak tanımlamaktadır. Milli egemenlik İlkesinin oluşmasını sağlayan Amasya
Tamimi'nin "Milletin azim ve kararı" ve Erzurum Kongresi'nin bir ürünü olan "Millî Kuvvetleri
kurmak ve Millî iradeyi Egemen Kılmak" esası, Sivas Kongresi'nde millet temsilcilerinin
oybirliği ile kuvvetlendirilmiş, Sivas Kongresi esnasında millî hareketin organı olarak "îradeî
Milliye" gazetesi çıkarılmış, 27 Aralık 1919'da Ankara’ya gelen Mustafa Kemal, 10 Ocak
1920’den itibaren "Hakimiyet-i Milliye"i yayınlamaya başlamıştır. 20 Ocak 1921 tarihli Anayasa
ise "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, idare usulü halkın kendi kendini idare etmesi esasına
dayanır" şekli ile TBMM tarafından benimsenmiştir.
Son Söz :
23 Nisan 1920 günü Türkiye Büyük Millet meclisinin kurulduğu tarihtir.
Dünyanın hiçbir ülkesinde bulunmayan bu özel günü Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurucusu
Mustafa Kemal Atatürk Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak ilan etmiştir. Bu bayramı da
tüm dünya çocuklarına armağan etmiştir.
Bütün çocukların ulusal egemenlik ve çocuk bayramını kutluyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.