Genellikle aile şirketi olarak faaliyet gösteren şirketlerde ebeveynlerin sözleri geçerli olmakta ve
aile büyükleri kendi doğrularını genç kuşaklara kabul ettirmektedirler. Genç kuşak nesillerin
zaman içerisinde kendilerini geliştirmeleri ve global dünya ile olan ilişkileri ve diğer ortaklarla
görüş farklılıklarının ortaya çıkması sonucunda ortaklıktan ayrılmalar baş göstermektedir. Bu
ayrışmaların sonucunda şirket bünyesinde yürütülen birden çok hizmet veya üretim ile ticari
faaliyet ayrıştırılarak bu faaliyetler ortaklar arasında yeni kurulacak şirketler bünyesinde
yürütülmektedir. Bazen de aile fertleri aynı işi yapmak suretiyle birbirlerine rakip olmaktadırlar.
Şirketin devamlılığı ve uzun süre yaşatılması için aile anayasası yapılması bir ihtiyaç olarak
doğmuştur.
Ülkemizde ve dünyada faaliyet gösteren şirketlerin büyük çoğunluğunun aile şirketi olduğu ve bu
şirketlerin pek azının varlıklarını gelecek nesillere aktarabildiği bilinen bir gerçektir. Aile şirketinin
varlığını gelecek nesillere başarılı bir şekilde aktarabilmesi için sağlam bir kurumsal yapı
oluşturulması ve aile üyeleri arasında doğabilecek uyuşmazlıkların önlenmesi ya da şirketin
işleyişine olumsuz etki etmeyecek şekilde çözüme kavuşturulması gerekli ve önemlidir. Bu
doğrultuda atılabilecek en önemli adımlardan biri de aile anayasası hazırlanmasıdır.
Aile anayasası; aile şirketlerinde sürdürülebilirliği amaçlayan, aile üyeleri ile şirket arasındaki
ilişkilerin yer aldığı ve temel ilkeleri konu alan bir belgedir.
Aile anayasasının aile işletmelerine sağladığı faydalar nelerdir?
Aile Şirketi Anayasası, Aile misyonu ve stratejik hedeflere ulaşmada ailenin kendi arasındaki ve
kuruluşa dair sorunlarının tespiti, teşhisi ve çözüm önerileri üretmesini sağlayan yazılı bir
metindir. Aile şirketi anayasaları aile şirketlerinin devamlılığını ve kurumsallaşmasını sağlayan
en önemli araçlardan biridir.
Aile Anayasası Nedir ?
Aile anayasası hazırlanmasının temelinde, şirket işleyişi ile aile misyonu ve değerlerinin gelecek
nesle doğru bir biçimde aktarılabilmesi, mevcut aile üyeleri ile evlilik yoluyla aileye sonradan
katılan kişiler ve aile üyeleri ile şirket arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi amaçları yatar. Bu
amaç doğrultusunda oluşturulan aile anayasaları, ailenin değerleri, ilkeleri, misyonu, hedefleri ve
aile üyelerinin rolleri açısından gelecek nesillere yol gösterici bir rehber niteliği taşır ve aile içi
muhtemel çatışmalara ilişkin çözümler içerir.
Atipik bir sözleşme olan aile anayasası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda öngörülen
sözleşme serbestisi ilkesi kapsamında tarafların kararlaştıracağı herhangi bir şekilde yapılabilir.
Herhangi bir tescil ya da ilan zorunluluğu da bulunmaz.
Bu durum anayasanın içeriği ve revizyonu konusunda aile üyelerine esneklik tanıdığı gibi
anayasa maddelerinin gizliliğinin korunmasını da sağlar. Ancak metnin aile tarafından erişilebilir
olması ve doğabilecek uyuşmazlıklarda taraflara ispat kolaylığı sağlaması amacıyla aile
anayasasının yazılı şekilde yapılması ve tüm aile üyeleri tarafından imzalanması önerilir.
Sözleşmeye bağlılık ilkesinin, hukuki güvenlik, doğruluk ve dürüstlük kuralının bir gereği olarak
esasen bir sözleşme niteliği taşıyan aile anayasası, imzalayan her aile üyesini bağlar. Ancak
anayasa hükümleri sadece imzalayan aile üyeleri açısından bağlayıcı ve borç sözleşmesi
hükmünde olup, metinde imzası bulunmayın aile üyeleri, aileye sonradan katılan üyeler, aile
şirketinin pay sahipleri ve ailenin şirketleri açısından hukuken bağlayıcı değildir. Buna karşılık,
aile anayasasında yer verilen bazı hükümlerin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun izin verdiği
ölçüde şirket esas sözleşmesine ya da ortaklar sözleşmesine yansıtılması ve böylece bu
kuralların şirket ve pay sahipleri açısından da bağlayıcı hale getirilmesi mümkündür.
Aile Anayasasında Hangi Konular Düzenlenebilir ?
Aile anayasası içeriğinde hangi düzenlemelerin yer alacağı aile üyelerinin ortak kararı, talepleri
ve ailenin ihtiyaçları doğrultusunda şekillenir ve dolayısıyla her aile anayasası birbirinden farklı
özgün belgelerdir. Aile üyeleri anayasa içeriğini Türk Borçlar Kanunu ve 4721 sayılı Türk
Medeni Kanunu’ nun genel kural ve ilkelerini göz önünde bulundurarak ve kanunda öngörülen
sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler. Ancak Türk Borçlar Kanunu madde 27 uyarınca, kanunun
emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu ve içeriği
imkansız olan aile anayasaları kesin olarak hükümsüz olacaktır.
Anayasa oluşturmakla hedeflenen amaç dikkate alındığında her anayasa metninde sıkça
rastlanan birtakım temel konular elbette ki vardır. Bu konuları 1) Aile ile ilgili,
2) Aile şirketleri ile ilgili, 3) Aile anayasası ile ilgili hükümler olmak üzere üç ana başlık altında
toplayabiliriz.
1) Aileye ve Aile Üyelerine İlişkin Düzenlemeler:
Ailenin gelecek nesillere değerlerini net bir şekilde aktarılabilmesi, aile içi sağlıklı bir iletişim
kurulması ve bu iletişimin sürdürülebilirliği, ortak değerler ve bilinç oluşturulabilmesi için aileyi
bizzat ilgilendiren hususların doğru bir şekilde tespit edilerek yazıya dökülmesi son derece
önemlidir. Bu nedenle, aile anayasaları genellikle ailenin vizyonu, misyonu, değerleri, hedefleri,
kültürü, aile içi iletişim prensiplerini açıklayarak başlar ve aile üyelerinin ve ailenin pay sahibi
olduğu şirketlerin tanımlandığı maddeler ile devam eder.
Aile şirketleri açısından önem arz eden konulardan biri olan aile varlıkları ile şirketin ve şirket
varlıklarının ayrıştırılması ve varlık yönetimi de bu temel konu başlığı altında düzenlenir. Aile
varlıklarının saklanması, varlık gelirlerinin kullanımı ve dağıtımı, yeni bir yatırım ya da aile
bireylerinin ihtiyacı halinde bu varlıkların ne şekilde kullanılacağına dair politikalar belirlenebilir.
Bu doğrultuda aile şirketlerinde pay sahibi olan aile üyelerinin Türk Ticaret Kanunu hükümleri de
dikkate alınarak şirkete karşı borçlanma sınırları çizilebilir. Bunun yanı sıra, genç aile üyelerinin
eğitim ve kariyer gelişimine dair kural ve ilkelerin belirlenmesi, aile bankası ya da aile kasası gibi
fonlar oluşturulmasına ve tüm hususların da anayasa metnine dahil edilmesi mümkündür.
Bazı aile anayasalarında ayrıca ailenin halihazırda yaptırdığı, müze, okul, fidanlık ya da park
mevcutsa bu projelerin devamlılığının sağlanmasındaki sorumluluklar, sosyal sorumluluk
projelerine aile bütçesinden karşılık ayrılıp ayrılmayacağı, projelerin seçimi ve onaylanmasına
dair süreçlerin de belirlendiği görülür.
2) Şirketlere İlişkin Düzenlemeler:
Şirketlerin yönetimine dair ilke ve prensipler de aile anayasası metinlerinde yer alan temel ve
önemli düzenlemelerdendir.
Bu bağlamda aile üyelerinin ve aileye sonradan dahil olacak kişilerin aile şirketlerinde çalışma
ya da staj koşulları, işe alım ve değerlendirme süreçleri, performans değerlendirmeleri,
yönetimde yer alma şartları, yönetim kurulu üyesi olma koşulları, yönetim organlarının oluşumu,
pay sahipliğine ilişkin kurallar ile halefiyet planı gibi konular oldukça detaylı şekilde ele alınabilir.
Ancak genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarında bazı kararlar için ağırlaştırılmış nisaplar,
payın devrine ilişkin sınırlamalar getirilmesi, payın aile üyelerine satış ve devir usulünün,
imtiyazlı payların belirlenmesi, kar payı oranları ve dağıtım dönemleri gibi maddelere çoğunlukla
pay sahipleri sözleşmelerinde yer verilmesi tercih edilmektedir.
Dolayısıyla aile anayasalarında söz konusu kural ve ilkelere genel hatlarıyla yer verilerek
ayrıntılı düzenlemeler için pay sahipleri sözleşmesine atıf yapmakla da yetinebilir.
3) Aile Anayasasına İlişkin Düzenlemeler:
Pek çok aile anayasası kapsamında aile konseyi ve/veya aile meclisi oluşturulduğu, bu yapıların
amaç, görev ve sorumluluklarının, alabilecekleri kararlar ve toplantı usullerinin belirlendiği,
üyelik koşulları ya da seçim usulleri ile aile ve şirketleri ile ilişkilerinin sınırlarının çizildiği dikkat
çeker. Aile meclisi genellikle aileye kan bağıyla bağlı kişilerden oluşur. Belirlenen aralıklarla ve
usullere bağlı gerçekleştirilecek aile meclisi toplantılarında aile üyeleri, aile ve şirketlerin
geleceğini ilgilendiren konularda görüşme ve bilgi edinme imkanı elde edecek; önem arz eden
konularda istişare ederek karar alabileceklerdir. Aile meclisinin aile için bir genel kurul niteliği
taşıdığı düşünülebilir. Aile konseyi ise, ailenin yönetim kurulu gibi görev yapan, aile ve şirketi
ilgilendiren politikalar düzenleyen, kararlar alan, uygulayan ve denetleyen bir platformdur. Bu
platformlar şirketlerin yönetim kurullarıyla iletişim ve koordinasyon halinde olabilir ve bu
koordinasyonun sınırları anayasada yer verilecek hükümler ile çizilebilir.
Buna ek olarak ihtiyaç ve talebe göre sayısı ve faaliyet alanları değişkenlik gösterecek aile
konseyine ya da meclisine bağlı çeşitli komiteler ve çalışma grupları oluşturulması da
mümkündür. Aile meclisi ya da konseylerinin kararıyla oluşturulup yetkilendirilecek bu yapılar
aile içi güçlü bir iletişim kurulabilmesinde ve meclis veya konseyin görev ve sorumluluklarını
yerine getirmesinde destek sağlar.
Her sözleşme gibi aile anayasaları da genellikle gizlilik, sözleşmede değişiklik koşulları ve
yürürlük gibi standart sözleşme maddeleri ile son bulur. Aile anayasasının hayata geçirildikten
sonra zamanla değişen şartlara, ailenin ihtiyaçlarına, şirketlerde yaşanan gelişmelere ve
yenilenen mevzuata uyum sağlayabilmek amacıyla belirli aralıklarla gözden geçirilerek güncel
tutulması son derece önemlidir. Bu durum dikkate alınarak anayasa hükümlerinin belirli
aralıklarla gözden geçirilmesine dair yükümlülüklerin öngörüldüğü ve bu kapsamda yapılacak
revizyonlara ilişkin aile üyelerinin görev ve sorumluluklarının belirlendiği düzenlemelerin metne
dahil edildiği görülür. Anayasanın güncellenmesine ilişkin aile meclisi ya da aile konseyi
görevlendirilebilir.
Aile Anayasasına Aykırılık Halinde Yapılacak İşlemler:
Aile üyeleri ya da aile ile şirket arasında doğabilecek sorunların uyuşmazlığa dönüşmeden ya
da şirketin işleyişini etkilemeden kısa sürede ve gizlilik içerisinde çözüme kavuşturulması, aile
şirketlerinin sürdürülebilir başarısının anahtarıdır. Nitekim bu doğrultuda, her ailenin kendisine
özgü değerleri ve dinamikleri gözetilerek hazırlanan anayasa içeriğinde, öngörülen kural ve
ilkelere aykırılık halinde uygulanabilecek yaptırımlara yer verilir. Bu yaptırımlar, yazılı ya da
sözlü belirlenme hakkına sahip olabilir.
Anayasaya aykırı hareket edilmesi halinde pay devrinin sınırlandırılmasına yönelik önlemler
kapsamındaki alım ve satım hakkının kullanılması da bir cezai yaptırım olarak düzenlenebilir. Bu
kapsamda, anayasaya taraf aile üyeleri aykırılığı yapan pay sahibi üyeye karşı ilgili üyenin
paylarını alma hakkını kullanabilirler. Ancak bu tarz yaptırımlara daha çok pay sahipleri
sözleşmelerinde yer verilmesi tercih edilir.
Uyuşmazlıkların çözümü ve aile üyeleri aleyhinde uygulanabilecek yaptırımlar konusunda aile
meclisi ve aile konseyi yetkilendirilebileceği gibi tarafsız bir danışman, arabulucu ya da
avukattan da destek alınması mümkündür.
Sonuç olarak aile şirketlerinin sürekliliği ve gelecek nesillere devredilebilmesi için aile üyelerinin
bir araya gelerek kendine özgü niteliklere sahip hükümler barındıran bir anayasa oluşturması
önemlidir.