Söylenen cümlelerin en kıymetli hali davranışa dökmektir. Doğduk, kadın erkek yaşarken bu kadar abartılıp olay ne zamandır çıkarıyoruz. Sünnet yaparak erkek olmak; regl olarak kadın olmak bu yaradılış gereğimizken bir çok farklı tonu içine sindirememek neden?  Algoritma, belli bir problemi çözmek veya belirli bir amaca ulaşmak için tasarlanan yoldur. Mutluluğunuzu davranışa yansıtın arkadaşlar…    Kadın erkek iki ayrı cinsin çatışması olarak düşünülmemelidir. Daha çok tamamlayıcı haliyle düşünüldüğünde iki elmanın yarısını girintisi çıkıntısı ile birleşmesidir. Kadınlara  ‘Data ekip Kadınları ‘diyelim. Erkeklerin adı yok. Bu Data Ekip Kadınları bir çok yerde datalanmış  yani ‘‘bilgi, girdi, veri, malumat" anlamına gelen  data programlanmış tablet şeklinde, erkeklere her yemekten sonra bir çay kaşığı olarak gün aşırı verilmiştir. Bunu yapan kim? Aile, en güvendiğimiz bireylerden oluşan toplumun en küçük birimi…2023 yılı başlık parası var,  kan davası var, okula gidemeyen bir çok erkek çocuk var, çocuk yaşta evlilik devam etmektedir. (Urfalı bir çocuktan alıntıdır.) Okumak , gezmek- görmek,kültür- sanat-edebiyat kişisel gelişimi tamamlamak kader midir, seçim midir? Sadece doğup yaşamak için  çalışmak kader midir, seçim midir? Ben seçtim…   Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin ilk kadın filmleri festivali olma özelliğine sahip, 26.  Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali düzenlenmiştir. Cannes, Berlin, Rotterdam gibi dünyanın en önemli festivallere jüri gönderen bir festival niteliği taşımaktadır. Uçan Süpürge, 2020 yılında #EvdeKaldık temasıyla 26. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’ni 31 Mayıs-7 Haziran arasında düzenlenmiştir. Festival, toplumsal cinsiyet eşitliğine ve kadın sorunlarına duyarlı kişileri, kadın örgütleri ve diğer ilgili sivil toplum örgütlerini bir araya getirmeyi, kadın sorunları konusunda ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde toplumsal farkındalığı artırmayı ve kadın emeğini görünür kılmayı amaçlıyor. Diğer başarımız da Dünya Tekvando Şampiyonası’nda altın madalya kazanan Merve Dinçel madalyasını ‘hayallerinin peşinden giden ve asla pes etmeyen kadınlara ve kız çocuklarına’ armağan ederek yüzümüzü güldürmüştür.     Erkeklerin performans Grafiklerinde kadınlarla ortak noktada buluşabilme olasılığını varmış gibi yapılan bir başka problemlimizde; 1960 lı yıllarda ortaya çıkan ‘Sütyene Hayır Kampanyası’ her geçen gün daha da popülerleşti. ‘Sütyene Hayır Kampanyası?’ ne demektir? Bra-Cott (Sütyen Boykotu), Free The Nıpple (Meme Ucunu Özgürleştir)olarak da isimlendirilen kampanya kadınların kendi bedenleri ile barışmasını erkek bakışının egemenliğinden çıkarılmasını hedeflemektedir. Kampanya  kadınlara dayatılan, rahatsız edici aksesuarlardan biri olarak tanımladığı sütyeni, erkekler tahakkümü ile ilişkilendiriyor..Erkek memesinin kapatılmasına gerek görünmezken Kadın memesinin erotik bölge olarak kabul edilip, erkekleri tahrik etmemek adına saklanmasına karşı çıkıyor. Sütyenlerin estetik bir görüntü sunmakta beraber baskıcı ve gizleyici bir algıya hizmet ettiği kabul edilmektedir. Kampanya, kadınların eğer sütyen giymek istemiyorlarsa giymek zorunda olmadıklarını ve sütyensizliğin kadınları değersizleşmediğini sunuyor. Hadi bakalım…