HAKAN DENİZLİ
Köşe Yazarı
HAKAN DENİZLİ
 

Susturamazlar!

           Önceki gün, bir saldırıya daha uğradım. Belki ne ilk ne de son olacak bu. Defalarca aynı yöntemleri kullandılar, her türlü kalleşliği yaptılar.  Peki; ne değişti?  Bizi terbiye mi ettiler? Edemediler.  Bizi hizaya mı soktular? Asla. Gözümüzü mü korkuttular? Hayır!  Susturdular mı? Susturamazlar! Bu saldırıların hiç biri bize geri adım attırmadı, attıramayacak. Saldırmak cesaret değil korkaklıktır. Asıl cesur olan biziz.  Adana'nın çıkarlarını kendi çıkarlarına çevirmeye çalışanları yazmaya devam edeceğiz. Doğru yolda olduğumu siz dostlarımın mesajları bana gösterdi. Adana'ya hainlik yapanların, kendi cesaretleri olmadığı için adam tutarak, kalleşçe arkadan saldırılar yaptırmaları, beni doğru bildiğim yoldan döndüremez. Yüzlerine yazmaya devam edeceğim.  Hiç kimse sanmasın ki bu çete-mafya artıkları bizi sindirecek.  Ben bu saldırıdan sonra şikâyetçi olmadım.  Çünkü şikâyetçi olsam da değişen bir şey olmayacaktı. Karakola git, Adli Tıp Birimi’ne git, ifade ver derken saatler geçiyor.  Daha önce şikâyetçi oldum. Gözaltına alınıp ifade veren saldırganlar anında serbest kaldı. Basına yapılan saldırılarla ilgili caydırıcı cezalar olmalı. Şiddetin her türlüsüne karşı caydırıcı cezalar olmalı.  Biri saldırıyor ve yapanın yanına kar kalıyorsa bu saldırıların ardı arkası kesilmez.  Saldıran çeteler, elini kolunu sallayarak gezmemeli. Basına saldıran, gazetecilere şiddet uygulayan kim olursa olsun cezalandırılmalı.  Bu cezai yaptırımlar olmadığı sürece kalleş, sinsi, aşağılık, vicdan ve ahlak yoksunlarının tetikçileri saldırmaya devam edecektir.  Çukurova Gazeteciler Cemiyeti ise bir satır kınama yazısı yollamadı. Bir geçmiş olsun mesajı iletmedi.  Şikayetçi olmadığım için saldırıyı kınamak suç olurmuş.  Bu tavır karşısında hiç kırılmadım.  Biz, hangi gazete ya da gazeteciye, basının hangisine ne gerekçe ile olursa olsun yapılan saldırıyı kınar, gereken mesajı anında veririz.  Çünkü şiddetin her türlüsüne karşıyız.  Kendi meslektaşına, günlük olarak yayınlanan cesur ve ciddi bir gazetenin sahibine yapılan saldırı karşısında susan o anlayış için acaba tek satır bile yazmak değer miydi, bilmiyorum. Bu ayıp onlara yeter de artar bile.  Sonuç olarak, hiç kimsenin şiddete uğramasına gönlümüz elvermez. Şiddete karşıyız. Sonuna kadar karşıyız. Şiddetin her türlüsüne karşıyız ve karşı olmaya devam edeceğiz.  Her saldırıda dostu- düşmanı biraz daha tanıma imkânımız oluyor.  Saldırı sonrasında mesaj atan, telefonla arayan, sosyal medyada geçmiş olsun dileklerini ileten, ziyaretime gelen tüm dostlara sonsuz teşekkür ederim.  Tekrar söylüyorum; Ne yaparlarsa yapsınlar susturamazlar!
Ekleme Tarihi: 08 Ağustos 2017 - Salı

Susturamazlar!

          

Önceki gün, bir saldırıya daha uğradım. Belki ne ilk ne de son olacak bu. Defalarca aynı yöntemleri kullandılar, her türlü kalleşliği yaptılar. 
Peki; ne değişti? 
Bizi terbiye mi ettiler? Edemediler. 
Bizi hizaya mı soktular? Asla.
Gözümüzü mü korkuttular? Hayır!
 Susturdular mı? Susturamazlar!
Bu saldırıların hiç biri bize geri adım attırmadı, attıramayacak. Saldırmak cesaret değil korkaklıktır. Asıl cesur olan biziz. 
Adana'nın çıkarlarını kendi çıkarlarına çevirmeye çalışanları yazmaya devam edeceğiz. Doğru yolda olduğumu siz dostlarımın mesajları bana gösterdi. Adana'ya hainlik yapanların, kendi cesaretleri olmadığı için adam tutarak, kalleşçe arkadan saldırılar yaptırmaları, beni doğru bildiğim yoldan döndüremez. Yüzlerine yazmaya devam edeceğim. 
Hiç kimse sanmasın ki bu çete-mafya artıkları bizi sindirecek. 
Ben bu saldırıdan sonra şikâyetçi olmadım. 
Çünkü şikâyetçi olsam da değişen bir şey olmayacaktı. Karakola git, Adli Tıp Birimi’ne git, ifade ver derken saatler geçiyor. 
Daha önce şikâyetçi oldum. Gözaltına alınıp ifade veren saldırganlar anında serbest kaldı. Basına yapılan saldırılarla ilgili caydırıcı cezalar olmalı. Şiddetin her türlüsüne karşı caydırıcı cezalar olmalı. 
Biri saldırıyor ve yapanın yanına kar kalıyorsa bu saldırıların ardı arkası kesilmez. 
Saldıran çeteler, elini kolunu sallayarak gezmemeli. Basına saldıran, gazetecilere şiddet uygulayan kim olursa olsun cezalandırılmalı. 
Bu cezai yaptırımlar olmadığı sürece kalleş, sinsi, aşağılık, vicdan ve ahlak yoksunlarının tetikçileri saldırmaya devam edecektir. 
Çukurova Gazeteciler Cemiyeti ise bir satır kınama yazısı yollamadı. Bir geçmiş olsun mesajı iletmedi. 
Şikayetçi olmadığım için saldırıyı kınamak suç olurmuş. 
Bu tavır karşısında hiç kırılmadım. 
Biz, hangi gazete ya da gazeteciye, basının hangisine ne gerekçe ile olursa olsun yapılan saldırıyı kınar, gereken mesajı anında veririz. 
Çünkü şiddetin her türlüsüne karşıyız.  Kendi meslektaşına, günlük olarak yayınlanan cesur ve ciddi bir gazetenin sahibine yapılan saldırı karşısında susan o anlayış için acaba tek satır bile yazmak değer miydi, bilmiyorum. Bu ayıp onlara yeter de artar bile. 
Sonuç olarak, hiç kimsenin şiddete uğramasına gönlümüz elvermez. Şiddete karşıyız. Sonuna kadar karşıyız. Şiddetin her türlüsüne karşıyız ve karşı olmaya devam edeceğiz. 
Her saldırıda dostu- düşmanı biraz daha tanıma imkânımız oluyor. 
Saldırı sonrasında mesaj atan, telefonla arayan, sosyal medyada geçmiş olsun dileklerini ileten, ziyaretime gelen tüm dostlara sonsuz teşekkür ederim. 
Tekrar söylüyorum; Ne yaparlarsa yapsınlar susturamazlar!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.