Bir kızı olmalı insanın.
Canını emanet ettiğin, elin, ayağın, gözün, kulağın, her şeyin.
Bir kızı olmalı insanın.
Canıyla canlandığın, varlığıyla anlamlandığın,
Özlemiyle ve iç çekişlerinle dağ dağ efkarlandığın.
Bir kızı olmalı insanın.
"Dünya bir yana, kızım bir yana" diyebildiğin.
…
Dizelere, böyle dökmüş büyük şair Nazım Hikmet, kız çocuklarını…
11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü olarak kutlanıyor. Ama ne yazık ki, kız çocukları bugün Dünya üzerinde mutlu ve güvende değiller. Kimi coğrafyada savaşlarda, iç çatışmalarda öldürülüyor, kimi coğrafyada açlığın, susuzluğun ve kıtlığın onulmaz sancısını yaşıyor.
Üzülerek söylemek gerekirse, ülkemizde de tablo pek iyimser değil. Diyarbakır’da, 8 yaşındaki Narin, kuvvetle muhtemel “Dünya Kız Çocukları Günü”nün adını bile duymadan, farkına varmadan daha tomurcukken hayattan koparıldı. 2 yaşındaki Sıla bebek gibi…
Okul yüzü görmeyen kız çocuklarımız var. Mevsimlik tarım işçisi, tekstil işçisi, fabrika işçisi kız çocuklarımız var. Sokaklarda, caddelerde aile ekonomisine katkı sağlamak amacıyla kağıt mendil satan, atık toplayan kız çocuklarımız var.
Yetmedi…
Çocuk yaşta gelin olan, anne olan küçük kız çocuklarımız var.
Bu tabloyu ancak kız çocuklarımıza nitelikli, eşit eğitim vermekle değiştirmemiz mümkün. Dünyanın tüm kız çocukları, ancak böyle güçlü, böyle güvende olabilirler.
Onlar ki, Dünya’yı daha yaşanabilir kılacak biricik varlıklardır.
Bir kızı olmalı insanın!..