Yeni yıl yaklaşıyor. Birkaç gün sonra 2025’e merhaba diyeceğiz. Geride bırakmaya hazırlandığımız 2024 sadece ülkemiz için değil, dünya genelinde zor bir yıl oldu. Özellikle Diyarbakır’da acımasızca katledilen 8 yaşındaki Narin ile Tekirdağ’da darp ve cinsel istismar sonucu hayatını kaybeden 2 yaşındaki Sıla bebeğin ölümü, toplum olarak hepimizi derinden yaraladı. Bu satırlar kaleme alınırken, Narin davasından bir karar çıkması bekleniyordu. 2024, kadın cinayetlerine de sahne olmaya devam etti. Kadınlarımız, kızlarımız en yakınındaki erkekler tarafından acımasızca katledildi. Bir o kadarı şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Üniversiteli Rojin’in ölümü üzerindeki sis perdesi kaldırılamadı.
Ülkemiz böyle de diğer ülkeler farklı mıydı? Kadınlar, çocuklar, bebekler iç çatışmalarda, savaşlarda öldürüldüler. Gazze’de hayatını kaybeden kadınların, çocukların sayısını hatırlayan var mı acaba?
2024’ü acı ve gözyaşı içerisinde geride bırakıyoruz. Her sabah, her gün, her yeni yıl yeni umutları da beraberinde getiriyor. 2025’in yeni umutların yeşereceği bir yıl olmasını diliyorum. Artık, kadınlarımız, çocuklarımız öldürülmesin. Savaşlar, iç çatışmalar son bulsun. İçinde bulunduğumuz yeryüzü tüm insanlığa yeter.