Türkiye, bir kez daha büyük bir felakete tanıklık etti. Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de çıkan yangın, 79 cana mal oldu. 79 insan, canlarını, her şeyin pahalı olduğu bir ülkede, en temel güvenlik önlemleri alınmamış bir otelde kaybetti. Bu acı tablo, ülkemizdeki yönetimsel çöküşün, denetim eksikliklerinin ve rant hırsıyla gözleri kör olmuş siyasilerin büyük bir hesabıdır. İhmallerin Bedeli: 79 Can Yangın, sadece bir felaket değil, aynı zamanda bir sorumsuzluk zincirinin sonucudur. Otelin yangın güvenliği yetersizdi, uyarı sistemleri çalışmıyordu, yangın merdiveni eksikti. Ve bu eksiklikler, insanların ölümüne yol açtı. Otel çalışanlarının anlattığına göre, panik içinde camlardan atlayan insanlar, bir baba kucağındaki çocuğuyla hayatını kaybetti. Bir otelde bu kadar büyük bir ihmali kimseye anlatmak zorunda kalmamalıydı. Ama ne yazık ki, bir otel faciası, denetimsizliklerin, sorumsuzlukların ve “rant” peşinde koşan yöneticilerin bedelini alıyor. Sorumlular Kim? İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sorumluların 10 gün içinde açıklanacağına dair söz verdi. Ama gerçek şu ki, bu facianın arkasında çok daha derin bir sistemsel sorun yatıyor. Gözaltına alınan Bolu belediye başkan yardımcısı ve itfaiye müdür vekilinin, otelin yangın yeterlilik belgesini verdiği ortaya çıktı. Bu, sadece bir yerel sorumluluk meselesi değil, tüm yönetimsel sistemin başarısızlığını gözler önüne seriyor. Kültür ve Turizm Bakanı da bu sorumluluktan kaçamaz. Otelin denetimleri, yasaların, kuralların hiçe sayılmasıyla gerçekleşti. Peki, bu ihmalin bedelini kim ödeyecek? 79 can, bu denetimsizliklerin faturasını ödemek zorunda mı? Yangın, Sadece Bir Otel Yangını Değil Yangın, bir otelde yaşandı ama bu, sadece o otelin sorunu değil. Türkiye’deki denetim açığı, sorumsuzluk ve cezasızlık kültürüyle büyüyen bir sorun. Kartalkaya’daki yangın, bir otel yangını değil, toplumsal bir patlama, sistemsel bir çöküşün sonucudur. Rant hırsıyla gözü dönmüş, yasaları hiçe sayan politikacılar, yönetim boşluğu ve yetersiz denetimler yüzünden her geçen gün daha çok insan hayatını kaybediyor. Peki, bu ülkede insan hayatının değeri ne kadar? Eğer her şey pahalıysa, insan canı neden bu kadar ucuz? Yasalar Yok Sayıldıkça, Biz Ölüyoruz Yangın, sadece bir facia değil, aynı zamanda bizim sistemimizi öldüren, her gün daha fazla cana mal olan bir tecrübedir. Sonuçta, sadece Kartalkaya’daki otel değil, tüm ülke yanıyor. Bütün bu ihmallerin, yasal boşlukların, denetim eksikliklerinin sorumlusu kim? Bu facianın ardından hala bir suçlu bulunmazsa, ülkemizdeki yasal düzenin ne kadar çürüdüğünü bir kez daha görmüş olacağız. Türkiye’nin her köşesinde yangınlar, depremler, sel felaketleri ve hayatını kaybeden insanlar var. Her biri, denetimlerin yokluğunun, yasa dışı düzenlemelerin, sistemsel hataların birer sonucu. İnsan canı, her şeyin önünde olmalı. Ama biz, bir yangında 79 insanı kaybettik. Sorumlular belli ama bir kez daha cezasızlıkla karşı karşıyayız. Bu Acıdan Ders Almak Zorundayız Türkiye bir daha böyle bir acı yaşamamalıdır. Bir daha, kaybettiğimiz canların ardından sorumluların cezasız kalmaması gerekir. Bu, bir felaket değil; aynı zamanda bir uyanış, bir hesaplaşma anıdır. Kartalkaya yangını, sadece o otelin değil, tüm Türkiye’nin bir aynasıdır. İhmallerin, sorumsuzlukların bedelini ödemek zorunda kalan insanlar, bu ülkenin her köşesinde ölüyor. Ve biz, her seferinde bunu kabul etmek zorunda kalıyoruz. Ancak, bu yangından sonra bir şeylerin değişmesi gerekir. Yoksa daha çok can kaybı ve daha çok acı ile karşı karşıya kalacağız. Her şey pahalı, her şey zor, ama insan canı bu kadar ucuz olmamalı!