Bir süre önce çıkarılan tartışmalı 17 maddelik “160 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu”, şu günlerde Anayasa Mahkemesi gündeminde. Yüksek Mahkeme nasıl bir karar verir, şimdiden bilemeyiz. Yargının kararı ne olursa olsun saygı duymaktan başka çaremiz yok.
Olayın üzücü tarafı şu…
Daha yasa Meclis’ten çıkmadan önce birçok insan ve belediyeler sokak hayvanlarını katletmeye başladı.
Yasa çıktı, bu katliamlar insanlar eliyle yapılmaya devam edildi. Geçenlerde, sosyal medyada olsun, haber sitelerinde olsun, yaşlı bir insanın elindeki tarım aleti yabayı yavru bir havyana acımasızca saplayan insana ne demeli. Ya da üç yavru kediyi sopayla vurarak öldüren kişiye ne diyeceğiz. Onlarca köpeği zehirlenmesi ne oluyor.
Meclis’ten geçen yasa, bu insanlara bu hakkı mı tanıyor? Öldürülen kedi ve köpek yavruları tedavi edilemez durumdaki ya da saldırgan canlılar mıydı?
Yasa, bu görevi koşula bağlayarak belediyelere veriyor. Biz kişilere değil.
Böyle acımasızlık olur mu? Biz toplum olarak böyle bir toplum değildik. Doğadaki canlı cansız tüm varlıklara yaradan dolayı saygı, sevgi beslerdik.
Ne ara bu hale geldik?