Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.
….
Büyük üstat Cahit Sıtkı Tarancı, “Memleket İsterim” isimli şiirinde ne güzel betimlemiş, yaşamı, ülkeyi…
Her gün bir cinayet, her gün trafik kazası, her gün kavga, ölüm, silah. Bir televizyon kanalını açıyorsun, için kararıyor, bir ötekine geçiyorsun, belki rahatlayacağını düşündüğün bir program karşına çıkar diye, ne yazık ki aynı ya da benzer haberlerle, görüntülerle için sıkılıyor, yüreğin daralıyor.
İnsanlar zaten şu zor koşullar altında, evine ekmek götürme telaşında. Aldığı maaş yetmiyor, ev kirasını mı, çocuğunun eğitim masraflarını mı hangisini düşünsün!..
Neyi paylaşamıyoruz, derdimiz ne…
Acıları, sevinçleri paylaşmak varken, nedir birbirimize karşı bu hıncımız. Dört mevsimi aynı anda yaşadığımız şu güzelim coğrafyada birbirimizle dayanışmak varken, neden kırıp döküyoruz. Sanki toplumsal bir cinnet halindeyiz.
Ekonomik zorluklar da aşılır, enflasyon da gün gelir yenilir, hepsi geride kalır. Peki ama ya birbirimize karşı bu telafisi mümkün olmayan, son pişmanlığın da fayda etmediği olaylar!..
Filmi geriye sarabilir miyiz, ne dersiniz!