Geçtiğimiz günlerde Adana ve Osmaniye'de yaşanan süper hücre fırtınaları, ülkemizde bu nadir doğa olayının ne kadar yıkıcı olabileceğini gözler önüne serdi. Ağaçları kökünden söken, elektrik kablolarını koparan, evlerin çatılarını uçuran ve hatta inşaat vinçlerini devirebilen bu fırtınalar, bölgede büyük bir hasara yol açtı. Peki, süper hücre fırtınası nedir ve neden bu kadar tehlikelidir? Samsun Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Dr. Abdullah Kahraman, süper hücre fırtınalarının özelliklerini ve etkilerini bizlere detaylı bir şekilde anlattı. Kahraman, bu fırtınaların genellikle dar alanlarda, 5-10 kilometrelik bölgelerde sağanak şeklinde yağış bırakan ve gök gürültülü yağış sistemlerini oluşturan bulut tiplerinden meydana geldiğini belirtti. Süper hücre fırtınalarının gök gürültülü fırtınaların sadece %1’ini oluşturduğunu ve çok nadir görüldüğünü ifade eden Kahraman, bu fırtınaların hem dar alanlarda hem de kısa süreli etkili olduğunu vurguladı. Süper hücre fırtınalarının en tehlikeli gök gürültülü fırtına türlerinden biri olduğuna dikkat çeken Kahraman, bu fırtınaların organize yapısı sayesinde yıkıcı etkiler yaratabileceğini belirtti. Yükselici hava hareketlerinin helezonik bir şekilde yükseldiği bu fırtınalar, belirli rüzgar ve sıcaklık koşullarının oluşmasıyla meydana gelir. ABD’deki yıkıcı hortumların hemen hemen tamamından sorumlu olan bu fırtınalar, ülkemizde görülen zayıf deniz hortumlarından farklı olarak çok daha yıkıcı olabilir. Süper hücre fırtınaları, yıldırım ve şimşekler, kısa süreli aşırı yağışlar ve büyük dolu taneleriyle de tanınır. Çapı 5 santimetreden büyük dolu hadiselerinin hemen hemen tamamı süper hücre fırtınalarından kaynaklanır. Dolu tanelerinin büyümesi için bulut içindeki aşağı yukarı hareketlerde uzun mesafe kat edilmesi gerekir. Bu nedenle, süper hücre fırtınaları diğer gök gürültülü fırtınalara göre çok daha büyük dolu taneleri oluşturabilir. Türkiye'nin bu tür fırtınalara uzak olmadığını belirten Kahraman, geçmişe dönük kayıtlarda da bu tür hadiselerin tespit edildiğini söyledi. 1818'de Çeşme'de ve 1914'te Büyükçekmece'de yaşanan hortum kayıtları, ülkemizin de süper hücre fırtınalarının etkisi altında kalabildiğini gösteriyor. Sonuç olarak, süper hücre fırtınaları nadir görülse de etkileri son derece yıkıcı olabilir. Bu fırtınalar, özellikle son zamanlarda ülkemizde de sıkça gündeme gelmeye başladı. Dolayısıyla, bu tür doğa olaylarına karşı hazırlıklı olmak ve gerekli önlemleri almak büyük önem taşıyor. Dr. Abdullah Kahraman’ın da belirttiği gibi, süper hücre fırtınaları her yıl belirli bir noktada veya şehirde görülmese de, gerçekleştiğinde ciddi hasarlara yol açabilir ve can güvenliği açısından büyük tehlike arz eder. Bu nedenle, meteorolojik verilerin dikkatle takip edilmesi ve gerekli durumlarda hızla harekete geçilmesi hayati önem taşımaktadır. [16:59, 26.07.2024] Hatice Hanim: Köşe