Adana ve Mersin hiç tartışmasız ki Çukurova Bölgesi' nin önemli iki kentidir. Ama Adana ve Mersin arasinda da kıyasıya bir rekabet vardır. Hatta rekabetten öte kıskançlık yaşandığını da söylememiz mümkün. Adanalılar, Adana'nın degerlerinin yıllardan bu yana sürekli Mersin'e kaydırıldığından yakınırlar ki bu konuda haklıdırlar.
İki kent arasındaki rekabet temeli çok yıllar önce atılan ve nihayet 10 Ağustos'ta uçuşlara açılacağı bildirilen Çukurova Bölgesel Havalimanı meselesiyle daha da kızışmıştı. Zira uzun yıllardır bölgemize güvenli bir şekilde havayolu taşımacılığı hizmeti sunan Şakirpaşa Havalimanı'nın kapatılması gündemdeydi ve hala da aynı kaygı yaşanmakta.
Benzer rekabet sporda da yaşanıyor. Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Gelelim değinmek istediğimiz asıl konuya.
Birkaç gün önce AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Adana (Doğu Akdeniz) Ana Konteyner Liman Projesi'nin onaylandığını açıkladı.
Adeta kıyamet koptu!..
Adana'da heyecan, Mersin'de tepki fırtınası oluştu. Bunlara burada uzun uzun değinmeye gerek yok. Yazının başında değindiğimiz kentimizin değerlerinden olan TRT, Senfoni, Lojistik Köy gibi yatırımların Mersin'e taşınmasına ve kurulmasına taraf değiliz.
Ama fakat Adana ile Mersin'in yarıştırılmasına ise hiç taraf değiliz.
Nedenine gelince...
"Marka kentler" adı altında Adana ve Mersin birbiriyle yarışmak yerine güçbirliği yapmalıdır. Mersin'e havalimani yapılsın ama Şakirpaşa'da kapatılmasın. Adana'ya Ana Kontenyner Liman yapılsın ama Mersin'e de yapılsın.
Siyasi iradenin kararları iki kenti ayrıştırma yerine her alanda işbirliği ve güçbirliği yapmaya teşvik etmelidir. Unutmayalım ki Çukurova Mersin'den Hatay'a uzanan büyük ve bereketli alandır ve birbirinden bağımsız düşünülemez...