Meliha Savaş
Köşe Yazarı
Meliha Savaş
 

Yerli malı

İçinde bulunduğumuz hafta, “Tutum Yatırım ve Türk Malları Haftası” olarak kutlanıyor. Çok eskilerden “Yerli Malları Haftası” olarak kutlanan gün, elbette büyük önem taşımaktadır. Binlerce yıldan bu yana yurt edindiğimiz bu topraklar öyle bereketlidir ki, eskilerin dediği gibi “bastonu diksen yeşerecek” cinstendir. Örneğin buğdayın anavatanı olan Anadolu’da ne ekersen misliyle karşılığının alındığı dönemler yaşanmıştır. Övünerek söylememiz gerekirse, ülkemiz bir tarım ülkesidir. Tarım, su gibi, hava gibi, güneş gibi hayatın ta kendisidir. Ancak ne yazık ki, son yıllarda ülke tarımımız sorunlar yaşıyor. Hayvancılıktan bitkisel üretime kadar üreticimiz, çiftçimiz girdi maliyetlerinde yaşanan artışlar nedeniyle mutlu değiller. Oysa güçlü bir ekonominin yolu üretimden geçer. Yeteri kadar üretemediğimiz için de birçok tarımsal ürünü ne yazık ki ithal etmek zorunda kalıyoruz. Yukarıda da değindiğimiz gibi buğdayın anavatanı olan ülkemiz Rusya’dan, Ukrayna’dan, mercimeği Kanada’dan satın alıyor. Süt ve süt ürünlerinden olan peynirin ülkemizde yüzlerce çeşidi bulunurken, biz Fransız peynirini neden tercih edelim.  Örnekleri çoğaltmak mümkün. Yerli Malı Haftası’nı kutladığımız şu günlerde, çocuklarımız yerli malından çok ithal gıdalarla tanışıyor, bu ürünlerle büyüyor.  Garip bir çelişki değil mi? Elbette, mesele sadece tarım ürünleriyle sınırlı değil. Sanayiden, teknolojiye kadar her alanda yerli teknolojimizi geliştirmeliyiz. Kendi ürettiklerimizi kullanmalıyız. Bunun içinse daha çok çalışmalıyız.
Ekleme Tarihi: 20 Aralık 2024 - Cuma

Yerli malı


İçinde bulunduğumuz hafta, “Tutum Yatırım ve Türk Malları Haftası” olarak kutlanıyor. Çok eskilerden “Yerli Malları Haftası” olarak kutlanan gün, elbette büyük önem taşımaktadır. Binlerce yıldan bu yana yurt edindiğimiz bu topraklar öyle bereketlidir ki, eskilerin dediği gibi “bastonu diksen yeşerecek” cinstendir. Örneğin buğdayın anavatanı olan Anadolu’da ne ekersen misliyle karşılığının alındığı dönemler yaşanmıştır.
Övünerek söylememiz gerekirse, ülkemiz bir tarım ülkesidir. Tarım, su gibi, hava gibi, güneş gibi hayatın ta kendisidir. Ancak ne yazık ki, son yıllarda ülke tarımımız sorunlar yaşıyor. Hayvancılıktan bitkisel üretime kadar üreticimiz, çiftçimiz girdi maliyetlerinde yaşanan artışlar nedeniyle mutlu değiller. Oysa güçlü bir ekonominin yolu üretimden geçer. Yeteri kadar üretemediğimiz için de birçok tarımsal ürünü ne yazık ki ithal etmek zorunda kalıyoruz. Yukarıda da değindiğimiz gibi buğdayın anavatanı olan ülkemiz Rusya’dan, Ukrayna’dan, mercimeği Kanada’dan satın alıyor. Süt ve süt ürünlerinden olan peynirin ülkemizde yüzlerce çeşidi bulunurken, biz Fransız peynirini neden tercih edelim. 
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Yerli Malı Haftası’nı kutladığımız şu günlerde, çocuklarımız yerli malından çok ithal gıdalarla tanışıyor, bu ürünlerle büyüyor. 
Garip bir çelişki değil mi?
Elbette, mesele sadece tarım ürünleriyle sınırlı değil. Sanayiden, teknolojiye kadar her alanda yerli teknolojimizi geliştirmeliyiz. Kendi ürettiklerimizi kullanmalıyız. Bunun içinse daha çok çalışmalıyız.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.