KÜÇÜK: HERKES İÇİN ADALET İSTİYORUZ

  Adana Barosu üyesi avukatlar, bugün itibariyle tam 200 gündür Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan ve hala soruşturması sonuçlanmayan  Cumhuriyet Gazetesi'nin avukatlarına destek olmak için uzun süredir İstanbul Çağlayan Adliyesinde yapılan “Adalet Nöbeti”ne Tarihi Taş Bina (eski adliye) önünde tutulan "Adalet Nöbeti" ile destek oldu. Cumhuriyet Gazetesi soruşturması kapsamında tutuklanan Cumhuriyet Gazetesi'nin avukatları Bülent Utku, Akın Atalay ve Mustafa Kemal Güngör'ün serbest bırakılması için her hafta İstanbul Çağlayan Adliyesi Perşembe günü bir araya gelen avukatlara, bugün ülke genelinde 14 ayrı ilde eşzamanlı yapılan desteğe Adana Barosu avukatları da katıldı ve tarihi adliye binası önünde toplanarak "Adalet Nöbetini" tuttu. Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, “Bugün Türkiye’nin başta İstanbul Çağlayan Adliyesi olmak üzere toplam 14 adliyesinde adalet nöbeti tutulmaktadır. Maalesef halk iradesinin tecelli noktası olan yasama organı TBMM  devre dışı bırakılmıştır. Keyfilik, hukuksuzluk ve parti devletinin tüm uygulamalarını hep birlikte yaşamakta ve görmekteyiz. Ülkemizin uçurumun kıyısından döndüğü hain darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz’dan iki gün sonra Genelkurmay Başkanlığının “Darbe püskürtülmüştür” beyanına rağmen ülkemiz OHAL sürecine sürüklenmiş ve bugüne kadar çıkartılan toplam 24 adet KHK’larla hukuk devleti ilkesi ayaklar altına alınmıştır. Açlık grevinin 71. Gününde olan Akademisyen Nuriye Gülmen ve Eğitimci Semih Özakça için Adalet istiyoruz. Oğlunun cenazesini almak için 84 gündür açlık grevi yapan baba Kemal Gün için adalet istiyoruz. Hakimlik stajını da bitirip mesleğe kabul aşamasında nedensizce ataması yapılmayan meslektaşımızın ve Adana Barosundan bu durumda olan 4 meslektaşımız için adalet istiyoruz. Bağımsızlığını kaybeden, can çekişen ve siyasi iktidarın kadrolaştığı yargı için adalet istiyoruz.” diyen Baro Başkanımız sözlerini; şair Adnan Yücel’in şu dizeleri ile sonlandırdı. “Saraylar saltanatlar çöker kan susar birgün zulüm biter. menekşeler de açılır üstümüzde leylaklar da güler. bugünlerden geriye, bir yarına gidenler kalır bir de yarınlar için direnenler…”     ADLİYE ÖNÜNDE BASIN AÇIKLAMASI YAPTILAR Adana Barosu Avukat Hakları Merkezi Başkanı Av. Volkan Hüseyin Ertem’in okuduğu basın açıklamasında şöyle denildi:  "Bugün, Cumhuriyet gazetesi tutuklularının 200. Günü. Dost ve meslektaşlarımız olan Bülent Utku, Akın Atalay ve Mustafa Kemal Güngör 200 gündür özgürlüklerinden mahrum. İlk olarak İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde her hafta Perşembe günü tutulmaya başlanan Adalet Nöbeti bugün 7. Haftasında. Meslektaşlarımız nezdinde başlayan adalet nöbeti bugün tüm Türkiye'de çeşitli illerde aynı anda aynı saatte, meslektaşlarımızın serbest bırakılması, adalet sisteminin hukuka uygun hale gelmesi ve uygulanması için tutulmaktadır. Hepimizin bildiği gibi son süreçte hukuksuzluk ve adaletsizlik hiç olmadığı kadar yoğun ve fütursuz biçimde gerçekleşmektedir. Belgesiz, bilgisiz, delilsiz, sorgusuz, sualsiz insanlar gözaltına alınıp tutuklanmaktadır. Uzun süreler boyunca ortaya ne bir iddianame konulmakta ne de dava açılmaktadır. Dava açılsa dahi tutukluluğun devamına karar verilerek duruşmalar aylar sonraya atılmaktadır. İktidarın amacı kendi dışında ne varsa baskılamak, susturmak ve sindirmektir. Biz buna boyun eğemeyiz, izin veremeyiz. Bu nedenlerle avukatlar olarak tutuklu 3 meslektaşımız Akın Atalay, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör nezdinde başlattığımız esasen haksızlığa uğrayan herkes için hukuk ve adalet talebi ile her perşembe saat 11.30 - 12.30 arasında bulunduğumuz yerlerde adalet nöbetimizi tutuyoruz, tutmaya devam edeceğiz. Diğer yandan KHK zulmüne, sivil ölüme ve açlığa mahkum edilerek teslim alınmaya ; bedenlerini açlığa yatırarak karşı durarak süresiz açlık grevinin 70 gününde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile “oğlumun bir mezarı olsun istiyorum, kemiklerine de razıyım” diyerek 84 gündür açlık grevinde olan Kemal Gün’ü de unutmak mümkün değil.  Nuriye , Semih ve Kemal’in zulme ve haksızlığa karşı sürdürdükleri direnişi buradan selamlıyor ve onları asla yalnız bırakmayacağımıza, zulme karşı birlikte direneceğimize söz veriyoruz. Bu nöbet tüm haksız yere gözaltına alınanlar ve tutuklananların hakların savunulması içindir. Bu nöbet hakkın, hukukun ve adaletin sembolüdür.”