“İKTİDARIN YENİ ANAYASA VE YARGI REFORMU SÖYLEMLERİ SAMİMİ DEĞİL“
“İKTİDARIN YENİ ANAYASA VE YARGI REFORMU SÖYLEMLERİ SAMİMİ DEĞİL“
Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, Anayasaların toplumsal birer sözleşme ve uzlaşma metinleri olduğunu, dolayısıyla toplumun dinamiklerini ve rengini de yansıtması gerektiğine işaret etti.
Daha özgürlükçü, insan ve adalet odaklı bir anayasaya acilen ihtiyacın olduğunu ifade etti.
Av. Veli Küçük sözlerini şöyle sürdürdü;
“ Mevcut anayasa daha önce 21 kez değişikliğe uğramıştır. Bu değişiklikler yüzünden bizim anayasamıza yamalı bohça deyimi de kullanılıyor. Anayasamız darbelerden sonra yapılan bir anayasa olduğu için her ne kadar küçük değişiklikler yapılsa da ruhuna dokunulamıyor. Türkiye’nin şu an içerisinde bulunduğu süreç yeni bir anayasayı zorunlu kılıyor. Ama bugün yeni bir anayasayı yapmaktan ziyade mevcut anayasanın, Evrensel hukuk kurallarının, AİHM’nin kararlarının uygulanmadığı bir dönemdeyiz.
Dolayısıyla anayasanın uygulanmadığı bir süreçte yeni bir anayasanın yapılması bizlere samimi gelmiyor. Demokratik hukuk devletini yansıtacaksa, herkesin hakkını savunacak bir anayasa olacaksa herkes destekler.”
Demokratik işleyişinin, kurum ve kuruluşların birbirini denetleme mekanizmasına sahip olması gerekirken tüm bu unsurlar tek bir kişi de toplandığı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin de ‘beklentileri’ karşılamadığını belirten Av. Küçük, “Bundan tam 268 sene önce Montesquieu’nün söylediği gibi, yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin tek elde toplandığı bir sistemde hiçbir şekilde hürriyet olmaz.
Cumhuriyetimizin 100. Yılına yaklaştığımız dönemde büyük devrimler yapan bir ülkenin geldiği durum pek iç açıcı değil. Biz herkesin devlet karşısında kendini daha güvende hissedeceği bir anayasa istiyoruz. Kuvvetler ayrılığı teorisi, anayasacılığın en temel ve en eski teorisidir. Kuvvetler ayrılığının olmadığı yerde “anayasa” da olmaz. Kuvvetler ayrılığının olmadığı bir devlet, “anayasal devlet” değildir.
“Hakların güvence altına alınmadığı ve kuvvetler ayrılığının olmadığı bir toplumda anayasa da yoktur. Maalesef Gestapo mantığıyla yönetiliyoruz. Cumhurbaşkanına hakaretten son 80 yıldan daha fazla yurttaş hakkında suç duyurusu yapıldı. Aynı duyarlılığı cumhuriyet savcıları siyaset, mafya ve iktidarın kirli ilişkilerine kulaklarını tıkadı.
Şu an ki sistemden yani Türkiye usulü başkanlık sisteminden vazgeçilmelidir. Hatırlayın; bu sistemle koalisyonlar bitecek deniliyordu, ama ‘küçük" ve "minik" ittifaklar yapılmadan ülke yönetilemiyor. Yani bu durum da halledilemedi. “ ifadelerini kullandı.
“HUKUK FAKÜLTELERİ NİTELİKSİZ VE MUTSUZ ÜNİVERSİTE MEZUNLARI YETİŞTİRİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla açılan 5 yeni hukuk fakültesiyle birlikte Türkiye'deki toplam fakülte sayısının 100’ü aştığını da belirten Av. Küçük, “Her yıl 17 bine yakın mezun veren hukuk fakültelerine yenilerinin eklenmesi, 'Yeni hukuk fakültelerine neden ihtiyaç duyuluyor?' sorularını da gündeme getirmektedir. Yeni hukuk fakültesi açılması kararının meslekte ciddi itibarsızlık, niteliksizlik gibi çok önemli sonuçlar doğurduğu ortadadır. Malaesef mutsuz ve umutsuz hukuk fakültesi mezunları çoğalıyor. ” şeklinde konuştu.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.