Ülkemiz coğrafya açısından
çok stratejik bir yerde.
Biz ne Amerika’ya,
ne Avrupa’ya,
ne başka bir yere benziyoruz.
Bunun için özellikle ‘devlet aklı’ denen
mekanizmanın çok iyi çalıştırılması gerekiyor.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik,
Yeni Şafak Gazetesi’nde yer alan 24 Eylül 2001 tarihli
“Devlet aklı,
küresel Magna Carta ve Türkiye yazısında bakın neler yazıyor:
Türkiye'nin 'yöneten aklı', 'devletçi siyaset' ile 'romantik siyaset' arasında bölünmüş durumda...
'Siyasal statükoculuk' ile 'siyasal romantizm'in 'siyasal mekan'ı doldurmuş olması, gerçek bir siyaset üretiminin önündeki en büyük engel olarak duruyor.
'Devletçi siyaset' sadece mevcut şartlar içinde küçük taktikler üreterek yolunu bulmaya çalışıyor. Bu da büyük stratejilerin çarpıştığı dünyada Türkiye'nin geleceği için hiçbir şey ifade etmiyor. ABD'ye yapılan saldırılardan sonra Hükümet kanadının verdiği tepkiler bunu açıkça ortaya koyuyor. Birkaç satırı geçmeyen bir değerlendirmesi var Hükümetin. Bütün dünyayı sarsan ve yeniden yapılanmaya zorlayan gelişmeler karşısında, genel geçer cümlelerle ifade edilmiş bir yaklaşım...
Hükümet kanadı dışında kalan odakların yaklaşımları da son derece 'romantik'. Terörün dünyayı soktuğu yeni dönemeci algılamaktan çok, ABD'nin neyi nasıl cezalandırması gerektiğine dönük yaklaşımlarla dolu bu bölüm. Oysa, tüm dünyayı çok uzun bir müddet 'pax'sız bırakabilecek bir döneme girme riski var. Bu dönemde kimsenin elindeki hassasiyetin bir değeri kalmayabilir. Bu durumda birtakım gerçek ve insani hassasiyetlerin korunabilmesi için, girilen yeni dönemi kışkırtan gelişmelere karşı doğru tavır belirlemek gerekiyor. Bu da 'İslam'dan 'ulus-devlet'e, 'milli güvenlik siyaseti'nden 'Avrupa Birliği'ne kadar bir dizi kavramın ve siyasal çerçevenin yeni bir yaklaşımla ele alınmasını zorunlu kılıyor.
İşte bu noktada Türkiye'nin yeni gelişmeler karşısında 'devlet aklı'nı yeniden keşfetmesi gerekiyor. 'Devlet aklı', toplumsal dinamikleri siyasal alanda istihdam etmekten, yeni gelişmeler karşısında güvenlik ihtiyaçları adına yoksul kesimlerin daha çok ezilmesini önleyecek tedbirler almaktan, İslam dünyası ile Batı arasında 'yeni bir siyasal magna carta' inşa edilmesine kadar çok geniş bir alanda pozisyon belirlemek demek...”