Biliyorum ki…
Çöllerin sahrasından
Ormanların derinliği
Buzulların ayazındaki hayat
Görünenden farklı imiş.
Yaşadığımız mekânda
çok şeyler vardır.
Kâh sevinç kâh hüzün bazen korkuyla endişe.
Bu atmosferi yaratan enerjimiz
Önce kabul görmek gerekir ki
Yaşamın penceresi böyle bakmakla başlar.
Gözlerin aynası yüreğimize yansır dönüşür her şeye…
Gördüğümüz duyduğumuza yankı yansıma yapar.
Çilem'in baktığı pencereden doğar herkese doğduğu gibi.
Evvelden gelen ezelî,
Ve yeniden doğarsın.
Bakışa görüş hizası farklı olsun diye.
Yüzünden dökülen taneler toprağı yakıyor…
Suya hasret sebepler
Güneşe sinen ışık yabancı kalıyor.
Gönüllerden başlayan hisseler doğuyor.
Gülücükler saçan
Gönüllere giden bir hayatın
Gerçeklerine karışıyor.
Oysaki sen fani cihanı yok etmiş
Gönüllerden başlayan gerekçelere karışıyor.
Gözlerin baktığı bakıştan süzülen bir gerçek gibi
Hayat devam ediyor.
Zaman ise yine yarına akıyor.
Belirsizlik yarınlar için.
Umudun kaynağı ümide tükeniyor
Telaşlar başlıyor
Tecellisi kabul gören umudun
Yarına kadar kim bilir ne olur?
Belki güneş açar
Belki de kasırga boran ayaz düşer.
Sıcağın yaktığı ayaz buz kesilecek
Belki kim bilir
Kimler gelip geçmiş bu cihanın koynundan.
Sıcaklığı soğuyan ayazlar basmış.
Kuşlar göçmüş,
İnsanlık ölmüş.
Yaşamın döngüsü yörünge değiştirmiş
Kim bilir kaç gün daha ayazı yaşayacak.
Kaç ömür güneşine sadık kalacak.
Kaç asırda yokluklara başlangıç olacak
Umudum vardı hep
Umutsuzluk kapıma geldiğinde anladım.
Hangi mevsimde hangi iklimler cemresine dik duracak.
Durağan zamanda hep ve her zaman olduğu gibi
İnsanın iklimine sadık olmadığını söyler.
Yarın güneş mi açar
Yoksa yağmur mu dökülür!..
Her açan güneşin ışıklarında
Her dökülen yağmurun tanesinde...
Yaşadığımız mekan içinde çok şeyler vardır.
Dip not: Doğum günüm nedeniyle kadim dostum Rahşan’ın, kaleme aldığı bu anlamlı dizeleri okurlarımızla paylaşmak istedim.