Her yıl olduğu gibi bu yılda 5 Ocak 2025 günü Adana’nın kurtuluş bayramını büyük bir
coşkuyla kutlamış bulunmaktayız. Adana’nın Fransızlar tarafından işgali ve Kuva-yı Milliye
kuvvetleri tarafından kurtarılışı makalenin konusunu teşkil etmektedir.
İngilizler, 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması gereğince Maraş,
Adana, Antep ve Urfa bölgelerini işgal etmişlerdi. İngiltere ile Fransa arasında 15 Eylül 1919’da
imzalanan Suriye Antlaşmasıyla ise bu bölgelerin işgal hakkı Fransa’ya devredilmiştir.
İstanbul’da kurulmuş olan Kilikyalılar Cemiyeti her ne kadar Fransız işgallerinin haksızlığını
beyan edip halkı direnişe çağırsa da, halkı asıl harekete geçirecek olan güç Sivas Kongresi
olmuştur. Yine Pozantı Kongresi de başta Adana olmak üzere güney bölgelerinin kurtuluş
mücadelesinde önemli görevler üstlenmiştir. Adana’nın savunması sırasında gerek Adana
halkının, gerek Kuva-yı Milliye kuvvetlerinin gayretleri olumlu sonuçlar vermiştir. Fransızlar,
Türkiye ile 20 Ekim 1921’de imzaladıkları Ankara Anlaşması gereğince askerlerini 5 Ocak
1922’de Adana’dan tahliye etmişlerdi. Dolayısıyla Fransızların Adana’yı tamamen boşalttıkları 5
Ocak günü her yıl Adana’nın kurtuluş günü olarak kutlanmıştır. Her yıl bir öncekinden daha
ihtişamlı olmasına gayret edilen kutlamalar, İstanbul ve Ankara Halkevlerinde de yapılmıştır.
Kutlamalar Adana’da görsel bir şölen oluşturmuş, ayrıca kutlamalar sayesinde şehre yapılan
yatırım ve harcamalar şehrin modernleşmesine de katkı sağlamıştır.
Adana ve Havalisinin Fransız İşgalinden Kurtuluşu Fransa ile 20 Ekim 1921’de
imzalanan Ankara antlaşmasını Türkiye için siyasi bir zafer olarak kabul etmek gerekir. Bu
antlaşma ile Türkiye, doğu meselesinden sonra güney meselesini de çözmüş ve böylece Misak-
ı Milli amaçlarını kısmen gerçekleştirmiştir. Millî Hükümetin, Fransa tarafından tanınmasıyla
birlikte İngiltere-Fransa arasındaki görüş ayrılıkları da iyice derinleşmiştir. Ayrıca
unutulmamalıdır ki; Güney Cephesinde bulunan kuvvetlerin Batı cephesine kaydırılması
sonucunda Yunanlılara karşı bu kuvvetlerin kullanılması başarıda kilit bir rol oynamıştır. Yapılan
antlaşma gereğince Fransızlar tarafından boşaltılan Adana bölgesinde Tuğgeneral Muhittin
Paşa’nın emrinde kolordu yetkisiyle bir Adana Çevresi Komutanlığı kurulmuştur. Bu komutanlığa
Adana Vilayeti, İçel (Silifke), Mersin, Kozan, Maraş, Cebel-i Bereket (Osmaniye), sancakları ile
Urfa sancağının batısındaki Halep Vilayetinin Suriye sınırının kuzeyinde kalan kısımları içindeki
kuvvetler bağlanmıştır. Ankara Antlaşması’nın 5. Maddesine göre 5 Aralık 1921 tarihinde
Fransızların tahliye ettiği bölgede, işgal sırasında işlenmiş bütün suçların affedileceği karşılıklı
bir genel af yasası çıkarılmıştır. TBMM Reisi Mustafa Kemal Paşa da Büyük Millet Meclisi
tarafından af kanununun kabulü sonrasında, Adana’nın tekrar Anavatana geçmesi üzerine,
Adanalılara yönelik bir beyanname hazırlamıştır. Ankara Antlaşmasının imzalanmasından sonra
yapılan Tahliye Protokolü gereğince Fransızlar 4 Kasım 1921 tarihinden itibaren Kilikya’yı
boşaltmaya başlamışlardı. Adana’nın teslim alınmasına üç dört gün kala, işgaller sırasında
Adana’nın dışına çıkan Türkler, Pozantı’da toplanmaya başladılar. Ayrıca Adana’yı teslim alacak
olan sivil Türk yöneticileri de Pozantı’da bekliyorlardı. Adana ve havalisi komutanı Muhittin Paşa
ile Dâhiliye Müsteşarı Hamit Bey, 24 Kasım 1921’de Adana’ya geldiler. Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti adına İbrahim Kethüda, Belediye Başkanı Mehmet Fuat ve Yeni Adana gazetesi sahibi
Ahmet Remzi’nin de dâhil olduğu heyet, 30 Kasım’da Adana’ya geldiler ve 1 Aralık 1921’de
Adana’nın yönetimini Türk Devleti adına teslim aldılar.
1 Aralık 1921 Çarşamba günü Hükümet meydanını hınca hınç dolduran Türklerin sevinç
gösterileri eşliğinde Fransız bayrağı indirilerek yerine törenle Türk Bayrağı çekildi. Bütün
okullarda yönetimi ise Türk memurları devralmışlardı. Mustafa Kemal’in Adanalılara gönderdiği;
“ağırbaşlı olunması ve görevlilerin üstüne düşen görevleri yerine getirmeleri” hususunu içeren
mesajı Adanalılar tarafından harfiyen yerine getirilmiştir. Yapılan plana göre 20 Aralık 1921
günü Türk Ordusu Adana’ya girecekti. Askeri ve mülki erkânın hazır bulunduğu Türk askerini
karşılama töreninde Tüm Adanalılar da hazır bulunmuş; tören esnasında tarif edilemeyecek
derecede coşku ve sevinç yaşanmıştı. Ayrıca tören esnasında kurbanlar kesilerek, tekbir ve
dualarla karşılanan Türk ordusu şehre girdiğinde Türk bayrağı da Kolordu binasına çekilmiştir.
Fransızların Adana ve civarını boşaltacakları haberinin yayılmasıyla birlikte Kuva-yı
Milliye karşısında faaliyetlerde bulunan Hıristiyanların önemli bir kısmı 1 Aralık 1921-4 Ocak
1922 tarihleri arasında bölgeyi terk ettiler. Tahliye Komisyonu kararına göre Fransızlar, Adana
ve havalisindeki yerleşim yerlerinden Yenice’yi 19 Aralık 1921’de, Adana’yı 20 Aralık’ta, Tarsus
ve Hacıtalip’i 27 Aralık’ta ve Mersin’i ise 4 Ocak’ta tamamen tahliye etmiş olacaklardı. Ayrıca
Memure 18 Aralık, Misis 23 Aralık, Ceyhan ve Kozan bölgesi 24 Aralık, Osmaniye 29 Aralık
1921’de; Toprakkale ve Erzin 4 Ocak 1922’de tahliye olunacak ve işgal tamamen sona
erdirilecekti. Ayrıca tahliye protokolü gereğince 25 Aralık’ta Gaziantep, 31 Aralık 1921’de ise
Dörtyol boşaltılacaktı. Fransızların Adana’daki kuvvetlerini 20 Aralık 1921 tarihinde başlattıkları
geri çekme işlemleri, 4-5 Ocak 1922’de tahliye Komisyonu başkanı Kurmay Albay Şükrü Nailî ile
Fransız otoritelerinin de katıldığı askeri bir törenle tamamlamıştır (Ener, 1996, s. 254). 5 Ocak
1922 tarihinde yapılan bu tören esnasında Hükümet Konağına, Ulu Câmi ile Saat Kulesi arasına
Türk Bayrağı çekilerek Adana’nın düşman işgalinden kurtarıldığı tüm dünyaya duyurulmuştur.
Adana şehrinin Türk Birliği tarafından 20 Aralık 1921 tarihinde teslim alınması göz önünde
tutularak, 5 Ocak gününün Adana’nın kurtuluş günü olarak kutlanmasının yanlış olduğu kanaati
birçok kişide oluşmuş ve çeşitli zamanlarda bazı kişilerce bu görüş dile getirilmiştir. İçişleri
Bakanlığı da 1958 yılında kurtuluş Törenlerinin 20 Aralık günlerinde yapılmasını istemiştir. Fakat
Ankara İtilâfnamesi gereğince son tahliye tarihinin 4 Ocak 1922 olacağı ve bu tahliyenin
Fransızların isteği üzerine uzadığı gerekçe gösterilerek, İçişleri Bakanlığı’nın bu talebine karşı
çıkılmıştır. Bir başka karşı çıkış nedeni de, ilk defa kurtuluş bayramı kutlamalarının 5 Ocak’ta
yapılması ve “5 Ocak Kurtuluş Bayramı” hatırasının yaşatılmak fikri olsa gerekir. Mahalli kurtuluş
günleri kutlamaları her ne kadar 1982 yılında yayınlanan “Mahalli Kurtuluş Günleri, Atatürk
Günleri ve Tarihi Günlerde Yapılacak Tören Yönetmeliği” (Resmi Gazete, 5 Nisan 1982: 12-15)
ile detaylı bir şekilde düzenlenmekte ise de; bu yönetmelik 19 Mayıs 1930 tarihinde kabul edilen
1624 Sayılı Dâhiliye Vekâleti Merkez Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun’a dayanmaktadır.
Kanunun 10’ncu maddesinde Vilayet İdaresi Umum Müdürlüğü’nün İkinci Şubesi’nin görevleri
sayılırken bu şubenin millî bayramlardan ve merasimlerden sorumlu olduğu belirtilmiştir (Resmi
Gazete, 24 Mayıs 1930: 8940; Şavkılı, 2017: 313). 1930’da söz konusu edilen millî bayramlar
arasında muhtemelen kurtuluş günleri kutlamaları da vardı. Adana’nın kurtuluş günü
kutlamaları, tek partili yıllar boyunca sistemli ve yoğun katılımlı bir kutlama havasına
bürünmüştür. Kurtuluş bayramı, köklü bir gelenek halini alarak günümüzde de kutlanmaktadır.
Fransızlar, Türkiye ile 20 Ekim 1921;de imzaladıkları Ankara Anlaşması gereğince
askerlerini 5 Ocak 1922;de Adana;dan tahliye etmişlerdi. Dolayısıyla Fransızların Adana'yı
tamamen boşalttıkları 5 Ocak günü her yıl Adana'nın kurtuluş günü olarak kutlanmıştır.