‘‘Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir ’ M.Kemal ATATÜRK
Sanat Sanat İçin mi? Sanat Toplum İçin midir? Siyaset Halk için mi? Yoksa Siyaset
Yönetilenlere Çoban olmak için midir? Yönetim biçimleri; Liberal (Bırakınız ne yaparlarsa
yapsınlar!- Laissez faire laissez passer –Sananeci, Bananeci), Devletçi , höt hötçü yani
Otoriter, Faşizan, Monarşik( Yalnızcı ) ,Oligarşik (zengin severci) Federatif( kooparatifin
eniştesi-ABD), Anarşi (Çapulcu –Sanatçı) bunlardan oluşmaktadır. Peki Aristokrasi
( Soylular Sınıfı) tanımına baktığımızda iktidarın imtiyazlı ve ekonomimizin, toplumuzun,
siyasi güçlerin soya bağlı bir toplum sınıfının elinde bulunduğu siyasi hükûmet şeklinde
tarihi yönetim biçimi diyebiliriz. Para Bende diyen Plütokrasi; Varlıkların Yönetimi ise sonuç
olarak aristokrasiler daha çok plütokrasi olmuşturlar. Koyun olmayı hak eden Meritokrasi ise
"yönetmeyi hak edenlerin yönetmesi" yani en iyinin yönetimde kalması denilmektedir.
Siyaset kelimesinin tarihi sürecine baktığımızda Arapça da Seyis (At Bakıcısı) , "Atkarmak"
(siyaset yapmak, idare etmek, icra etmek, muvaffak olmak) aslında atın idare edilmesi
manasına gelmektedir. Osmanlıca’da siyaset; padişahın hükmettiği ölüm cezası anlamında
kullanılır. Yunan Kültüründe ise ; Polis (Şehir demektir) ve devlete ait etkinlikler biçiminde
tanımlanmıştır.Ve nihayet Karl Marx! ‘Cehalet, ayrıcalıklı sınıfın ustaca kullandığı bir
silahtır.’ diyen hayatımıza anlam katan tarihi şahsiyet! Siyaseti bilimsel olarak ele alan ilk kişi
olarak ve 1970'lere kadar bilimsel gelenek etkisi olan ağır abimiz Marksizm-Kapitalizmin
çivisini ‘..para artık Tanrı gibidir’ ile artık para her yerdedir. Esinizm desem kimse
Marksizmin yüzüne bakmaz !
Siyaset Kirlenmediği sürece düzen sağlarken; Sanat üstün yaratıcılık güzelliğiyle bir
duygunun, tasarımın, dışavurumunda, anlatımında kullanılan yöntemlerin tümüdür.Siyasette
SANSÜR uygulandığında Sanatınız sekteye uğrar. Sanat İçin Seçtiklerimiz siyasetçiler
önemlidir! Modern dansın Annesi olarak bilinen Martha Graham (1894-1991) ; birçok kültürü
tanıma fırsatı değerlendirerek danslarına yansıtıp büyük bir beğeni almış ve ismini
Amerika'ya genç yaşta duyurmuştur. Türkiye’de belki bir çok kadınımız, dansçı olarak
keşfedilmemiş olabir mi? Türkiye’de Türk tiyatrosunda sahneye çıkan ilk Müslüman kadın
oyuncu olan aynı zamanda ilk kadın dansçı Afife Jale ‘dir. Türkiye’de ilklere imza atan bir
çok kadın siyaset ve sanat alanında keşfedilmiş yetenekleri saygıyla anımsayalım:
- İlk kadın siyasetçi: Emine Semiye Hanım
-İlk kadın heykeltıraş: Sabiha Bengütaş
- İlk kadın fotoğrafçı: Semiha Es
-İlk kadın arkeolog: Jale İnan (1943)
-İlk kadın romancı: Fatma Aliye Hanım
Ressam Fatma Saime Hanım ve şair Ziya Cenap Berksoy' un çocuğu olan (1910-2004)
Türk ilk opera sanatçısı, ilk kadın şarkıcı, tiyatrocu ve ressam . Sanatın birçok alanında ilki
gerçekleştiren ve "İlklerin kadını" olarak tanınan Semiha Berksoy,Türkiye'nin uluslararası
alanda tanınmış ilk sanatçılarından birisi ve Cumhuriyet döneminin sanat simgelerinden
olmuştur. Türkiye’yi daha ileri götürmek için Hoşgörülü İnsanlar olmalıyız ve daima
Çalışılmalıyız!
‘ Politika, toplumun halka dair yaptığı tüm etkinliklerdir.’ Aristoteles