Ruhani bir yer olduğu düşüncesinde olduğum İran; şiirsel, mistik, yorgun, her şeye rağmen
savaşçı, bir ülke olarak akıllarda yer edinmiştir.Sizi etkisi altına alan bir gücü var. İlk olarak
İran’ı tanıyalım.
Türkiye’nin doğusunda yer alan resmi dili Farsça olan İran, petrole bağımlı ve 1980’li
yıllarda uygulanılan ambargo(ithalat,ihracat yasak) yüzünden ekonomisini İran halkının 2-3
işte çalışarak geçinebildiği bir ülke durumundadır. Halkın Yüzde 52 Farslar, yüzde 22
civarında Azeri Türkleri. Diğer etnik gruplar Kürt, Arap, Türkmen, Kaşgay, Ahalaç, Beluc,
Ermeni, Yahudi, Süryani, Lor, Zerdüşt, Hindu ve Sihlerden oluşmaktadır. İran’ın hukuk
sisteminde zina, uyuşturucu, içki,siyasi ve dinî suçlar, tecavüz suçu çerçevesinde idam cezası
ile sonuçlanmaktadır. 1979 devriminden sonra İran devlet memurları için başörtüsü zorunlu
hale getirildi ve alkol satışını ve tüketimini yasakladı. Bunu 1983'te tüm kamusal alanlarda
başörtüsü takılmasını zorunlu hale getiren bir yasa izledi.Zina olayında ise;ancak taşlanacak
erkek ve kadınlara farklı muamele yapılmaktadır. Erkekler bellerine kadar, kadınlarsa
boyunlarına kadar çukura gömülüyor. İran'da da yürürlükte olan şeriat yasalarına göre zina
ölümle cezalandırılıyor. Ve erkek üstünlüğünde son nokta Erkekler en çok dört kadınla
sürekli evlilik yapabilir.
İran'da 1979'da yaşanan İslam Devrimi ile dünyaya gelen ve "Devrim'in çocukları" olarak
tanımlanan genç kuşak, İran'ı birçok açından dönüştürdü.Şöyle ki evlilikler ‘Erkek üstünlüğü’
şeklinde olduğundan dolayı; evliliklerin ve çocuk sayısının azalmasına neden olmuştur.Bir
İranlı kadın erkeğin izni olmadan hiçbir şey yapamıyor.İşyeri açamaz, boşanamaz,erkek
istemez ise evden dışarı bile çıkamıyor.Ve İranlı kadınlar özgürlük haklarını istiyor!
Devleti yöneten rejim şekline göre değişen kadın hakları; oy haklarından kıyafet
kurallarına kadar geniş bir yelpazedeki sorunları etkiledi. İran'daki kadın hakları, gelişmiş
ülkelerdeki kadınlara göre kısıtlıdır. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2017 Küresel Toplumsal
Cinsiyet Uçurumu Raporu, cinsiyet eşitliği sıralamasında İran'ın 144 ülke arasında 140.
olduğunu beyan etti. İran’da kadınlar, 1990’dan bu yana yalnızca %7 oranında büyüme ile
2017’de iş gücünün %19’unu oluşturabilmektedirler. İran gezimizde orada ikamet eden iki kız
kardeşin açtığı tur şirketi ile bize çok ilgi gösterdiler. Ve o iki kız kardeş ;haklarını bir
erkeğin cümleleriyle hayatlarını kısıtlamadan,özgürce güzelim İran’da haklı mücadele
veriyorlardı.
Kadınların yasal hakları, İran'daki son üç siyasi rejim boyunca birçok dalgalanma
yaşamıştır. İranlı Kadınlar, 1925-1979 yılları arasında daha fazla özgürlüğe sahip olduğu
Pehlevî İranı sırasında büyük ölçüde değişime uğradı, ancak bu özgürlükler kısa süre sonra
1979'da gerçekleşen İran İslam Devrimi'nden sonra geriye gitti.
1977'de İran Devrimi başladığında, metropol şehirlerde birçok kadın protesto için yürüdü
ve çarşaf giydi. Kadınların rolü, bir konuşmada şunları söyleyen devrimci lider Ruhullah
Humeyni tarafından hem övüldü hem de teşvik edildi: fakat Kadınlar iş hayatında, ebelik ve
öğretmenlik gibi belirli iş alanlarıyla sınırlıydı. Sonra başa geçen Ali Hamaney, kadın
merkezlerini yeniden açarak ve Aile Koruma Kanunlarının iptal edilmesinden sonra
yürürlükten kaldırılan birçok kanunu geri getirerek kadınların ilerlemesini sağladı. Sonraları
Beyaz Devrim'in bir parçası olarak, Muhammed Rıza Şah, kadınların boşanma haklarını
içeren bir dizi yasa olan Aile Koruma Yasalarını çıkardı. Kanunlar ayrıca herkes için asgari
evlilik yaşını yükseltti ve çok eşlilik geleneğini kısıtladı, yasal olarak ikinci bir kadınla
evlenmeden önce eş rızasını zorunlu kıldı. Bu yasalara göre, kadınlara mutsuz olmaları
durumunda evliliklerini sonlandırabilmeleri sağlanarak boşanma hakkı tanınmıştır. Yasa
ayrıca kadınlara çocuklarının velayetini alma hakkı ve tecavüz ve kadının hayatını riske atma
gibi belirli koşullar altında kürtaj hakkı verdi.
Dünyada bir yerde kadın ağlıyor…