Emek Kadından gelirse, takdir edilmeyi beklediğimizde, ne kadar küçümsenen ‘Çİ’ ‘ye maruz kalırız? Emek verdiğimiz her şey; ‘‘Bizim yaratımımızı tamamladığımızı biliyor olmamız’’yeterlidir. Yarattığımız emeğimiz kendini bilmekten geçtiğini biliyor olmamız yeterlidir. İspata çalışmak, açıklama yapmak, kendini ifade edememek, kendini kabul ettirmeye ve seni sevmesini beklemek..Sırtınıza yastık konforunda yaslanın Kadınlar bu konforu hak ediyor())
Hepimizin bildiği üzere ABD’de 8 Mart 1857 yılındaki yaşanan tarihi olaya dayanan Dünya Emekçi Kadınlar Günü çalışma koşullarının daha iyi olmasını talep eden 40.000 kadın işçinin grevi esnasında polisin işçileri tekstil fabrikasına kilitlemesinin ardından çıkan yangında; 120’den fazla kadın işçinin hazin sonunu hazırlayarak hayatını kaybetmesi, ileriki yıllarda verilen hakların elde edilmesine vesile olmuşlardır. Onlara minnettarız. Bu olayın ardından da 8 Mart 1908’den itibaren her yıl New York’ta birçok kadın işçi; iş hayatında haklarının arttırılması ve kadınlara oy haklarının verilmesi isteklerini gösterilerle haklarını talep etmişlerdir. II.Dünya Savaşı sonrasında; diğer ülkeler de kutlamaya başlamışlardır. 1977 yıllarına gelindiğinde ise; Birleşmiş Milletler tarafından resmi olarak ‘Dünya Kadınlar Günü’nü cinsiyet eşitliği, sosyal ve siyasi konumunu genişletmesi ile farkındalık oluşturarak 8 Mart her yıl kutlanılagelmiştir.
Türkiye’de ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanılmaya başlanmıştır.1975 yılına geldiğimizde ve o yıldan sonra mekanlardan sokağa çıkan kadınlar kendi hakları için mücadelesini göstermişlerdir. Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı programından Türkiye’de etkilenerek 1975 yılında ‘Türkiye 1975 Kadın Yılı’ kongresi yapıldı. Vee DÜŞÜNSESİZLİK YILLARI başlar. Tarih 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi ile 4yıl askıya alınan günler yaşanıldı.1984 yılında örgüt vasıtaları ile ‘Dünya Kadınlar Günü’ kutlamaya halen devam etmektedir.Hiç bir başarı EMEKsiz olmuyor.
Herhalde ‘Atatürk ve Kadın’ diye köşe yazısı yazsam; yetersiz başlık olacaktır. Evettt! Kadınların siyasi haklarının kazanılmasından bahsediyorum. Ne güzel bir Atatürk Devrimi…Devrimleriyle bildiğimiz 1944 yılında hak sağlayan Fransa’dan bile önce ; öngören bir LİDER düşünün… 1930 yılında, önce Belediye seçimlerine katılma, sonra köylerde muhtar olma ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınan kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakları, 5 Aralık 1934’te Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan yasa değişikliği ile tanıyan bizim liderimiz. Bütün Dünya’nın tanıdığı LİDER…
Günümüz Kadınların emekleri yadsınamaz. Evde, sokakta, iş yaşamında, bilimde,sanatta,edebiyatta,siyasette, AVM’de bile güzel olan kadınlarımız…Dişil enerji diye başlamayacağım cümleme…
8 Mart Dünya Kadınlar Gününde Yeliz KÖKER öncülüğünde 280 saatlik Uluslararası Temel Yoga Eğitmenlik Eğitimi, YogaKioo Institute Adana Seyhan ilçesinde bu anlamlı günde yoga derslerimize başladık. YogaKioo Institute ‘eğitimimizin kalitesini yüksek tutabilmek ve katılan kişilerin pratiğini birebir ilgi ile daha derinlere taşıyabilmemizin yol göstericisi’ oldular. YogaKioo Institute isteği sadece standart bir eğitmenlik kursu değil, pratiğinizi dönüştürerek bir çalışma sağlamak amacındadır.
Kadın ; Yaşama renk katan gökkuşağı renleridir.Her biri diğer renkle birleşir.Tıpkı Yoganın anlamı gibi… Fırtınayı iyi yöneten kadınlarımız; yaratım-dönüşüm-farkındalık yaratan ‘kadın eli değmiş gibi’ cümlelerin oluştuğumuz daha çok alanlar diliyorum.