İrvan: Gazeteciliğe duyulan ihtiyaç ortadan kalkmış değil

GÜNDEM 27.02.2021 - 15:32, Güncelleme: 29.12.2022 - 15:20 1880+ kez okundu.
 

İrvan: Gazeteciliğe duyulan ihtiyaç ortadan kalkmış değil

  Teknolojik gelişmeler doğrultusunda değişen birçok şeyden gazeteciliğin de etkilendiğini belirten uzmanlar, gazeteciliğe duyulan ihtiyacın devam ettiğine dikkat çekiyor. Gazetelerin sağladıkları içerikle okurun ilgisini çektiğini vurgulayan uzmanlar, gazetelerin daha fazla muhabirle daha çok özgün haberler üretilmesi gerektiğinin altını çiziyor. İrvan, dijitalleşen bu dönemde iyi gazeteciliğe, teyitli haberciliğe daha çok ihtiyaç duyulduğunu da kaydetti. Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, teknolojiyle beraber tirajı düşen gazetelere rağmen yeni formatla yayın hayatına başlayan gazetelerin olduğunu da belirterek gazeteciliğe duyulan ihtiyacın devam ettiğine dikkat çekti. 10 yılda gazete tirajları %50 azaldı Türkiye’nin basılı gazete tirajlarının en fazla düştüğü ülkelerin başında geldiğini kaydeden Prof. Dr. Süleyman İrvan, “TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, 2010 yılı ile 2020 yılı arasındaki son 10 yılda toplam yerel/ulusal gazete tirajları yüzde 50 düzeyinde azalmış görünüyor. Ulusal gazete tirajlarındaki düşüş ise yüzde 60’lara ulaşmış durumda. Örneğin 2010 yılı Aralık ayında 35 ulusal gazetenin toplam tirajı 4 milyon 619 bin görünürken, 15-21 Şubat 2021 tarihleri arasındaki toplam tiraj 1 milyon 831 bine düşmüş durumda” dedi. Yeni bir gazetenin farklı bir formatla yayın hayatına girmesi sevindirici Türkiye medyasında çok uzun zamandan bu yana ilk kez ulusal bir gazetenin (Oksijen) yayın hayatına başlamasını, gazetenin hafta sonu yayınlanmasını ve ilgi görmesini değerlendiren Prof. Dr. Süleyman İrvan, şunları söyledi: “Her şeyden önce yeni bir gazetenin, farklı bir formatla yayın hayatına girmesi sevindiricidir. Basılı gazetelerin hafta sonu baskıları genelde daha yüksek bir talebe sahiptir çünkü okurlar hafta sonu gazete okumayı severler. Oksijen gazetesinin web sayfasında yer alan “Hakkımızda” bölümünde şu önemli tespit var: “Son 15-20 yılda gazeteler çok kan kaybetti. Buna karşın, kaliteli içeriği olanlar ve dijital teknolojiye ayak uyduranlar diğerlerinden sıyrılıp, ayakta kaldı, eskiye göre çok daha güçlendi.” Bu tespite ben de katılıyorum. New York Times, Guardian gibi kaliteli ve özgün içeriğe ağırlık veren gazeteler basılı gazete satışlarında kısmi bir gerileme yaşasalar bile dijital okur sayısını artırmayı başardılar.”   İlginin nedeni basılı olması değil, sağladığı içeriğidir Basılı gazetelerin sürdürülebilir olmasının zorluklarına işaret eden Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Basılı gazeteler elbette bir süre daha bizimle birlikle olacaklar ancak her alanın hızla dijitalleştiği bir süreçte basılı gazetelerin sürdürülebilir olmadığını düşünüyorum. Her ne kadar Oksijen gazetesi bir hafta sonu gazetesi olarak basılı formatı ön plana çıkarıyorsa da kalıcı olabilmesi için dijital aboneliğe ağırlık vermesi gerektiğini düşünüyorum. Evet insanlar hafta sonu daha çok gazete okuyorlar ama bunu artık bilgisayarlardan, cep telefonlarından yapıyorlar. Neredeyse hayatın her alanında kağıt işini ortadan kaldırmak için yeni yazılım programları geliştirilirken, basılı gazetede ısrar etmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Oksijen gazetesinin ilgi çekmesinin nedeni de basılı olması değil, sağladığı içeriğidir. Eğer siz iyi bir içerikle gazete çıkarırsanız ilgi de çeker, okur da bulur kendisine” diye konuştu.  Daha fazla muhabirle özgün haberler üretilmelidir Türkiye’de yazılı basının en temel sorununun, haberciliğe değil yorumculuğa bel bağlaması olduğunu kaydeden Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Gazetelerde özgün haberler üretecek muhabir sayısı hızla azalırken, köşe yazarı sayılarında bir artış yaşanmıştır. Bazı ulusal gazetelerin yazar listelerine bakıldığında görülecektir ki 100’den fazla köşe yazarına sahip gazeteler vardır. Peki bu gazetelerde kaç muhabir vardır? Büyük çoğunlukla gazeteler Anadolu Ajansı, Demirören Haber Ajansı ve İhlas Haber Ajansı’ndan aldıkları ajans haberleriyle doludur. Peki her yerde rahatlıkla bulunabilecek haberi okur neden sizin gazetenizden okusun? Dolayısıyla aslında sorun da çözüm de bellidir. Daha fazla muhabirle daha fazla özgün haber üretmek ve halkın sesi olabilmektir çözüm” diye konuştu.   İyi gazeteciliğe, teyitli haberciliğe daha çok ihtiyaç duyuyoruz…   “Gazetecilik meslek olarak her ne kadar cazibesini yitirmiş görünüyorsa da, gazeteciliğe duyulan ihtiyaç ortadan kalkmış değildir” diyen Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Hatta yalan haberin hızla arttığı sosyal medya ortamında iyi gazeteciliğe, teyitli haberciliğe daha çok ihtiyaç duyuyoruz. O nedenle nitelikli gazeteciliği teşvik edecek finans modelleri geliştirmek durumundayız. Halkın doğru haber alma hakkını sağlayabilmek için iyi gazeteciliğe her zaman ihtiyacımız var” diye konuştu.             

 

Teknolojik gelişmeler doğrultusunda değişen birçok şeyden gazeteciliğin de etkilendiğini belirten uzmanlar, gazeteciliğe duyulan ihtiyacın devam ettiğine dikkat çekiyor. Gazetelerin sağladıkları içerikle okurun ilgisini çektiğini vurgulayan uzmanlar, gazetelerin daha fazla muhabirle daha çok özgün haberler üretilmesi gerektiğinin altını çiziyor. İrvan, dijitalleşen bu dönemde iyi gazeteciliğe, teyitli haberciliğe daha çok ihtiyaç duyulduğunu da kaydetti.

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, teknolojiyle beraber tirajı düşen gazetelere rağmen yeni formatla yayın hayatına başlayan gazetelerin olduğunu da belirterek gazeteciliğe duyulan ihtiyacın devam ettiğine dikkat çekti.

10 yılda gazete tirajları %50 azaldı

Türkiye’nin basılı gazete tirajlarının en fazla düştüğü ülkelerin başında geldiğini kaydeden Prof. Dr. Süleyman İrvan, “TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, 2010 yılı ile 2020 yılı arasındaki son 10 yılda toplam yerel/ulusal gazete tirajları yüzde 50 düzeyinde azalmış görünüyor. Ulusal gazete tirajlarındaki düşüş ise yüzde 60’lara ulaşmış durumda. Örneğin 2010 yılı Aralık ayında 35 ulusal gazetenin toplam tirajı 4 milyon 619 bin görünürken, 15-21 Şubat 2021 tarihleri arasındaki toplam tiraj 1 milyon 831 bine düşmüş durumda” dedi.

Yeni bir gazetenin farklı bir formatla yayın hayatına girmesi sevindirici

Türkiye medyasında çok uzun zamandan bu yana ilk kez ulusal bir gazetenin (Oksijen) yayın hayatına başlamasını, gazetenin hafta sonu yayınlanmasını ve ilgi görmesini değerlendiren Prof. Dr. Süleyman İrvan, şunları söyledi:

“Her şeyden önce yeni bir gazetenin, farklı bir formatla yayın hayatına girmesi sevindiricidir. Basılı gazetelerin hafta sonu baskıları genelde daha yüksek bir talebe sahiptir çünkü okurlar hafta sonu gazete okumayı severler. Oksijen gazetesinin web sayfasında yer alan “Hakkımızda” bölümünde şu önemli tespit var: “Son 15-20 yılda gazeteler çok kan kaybetti. Buna karşın, kaliteli içeriği olanlar ve dijital teknolojiye ayak uyduranlar diğerlerinden sıyrılıp, ayakta kaldı, eskiye göre çok daha güçlendi.” Bu tespite ben de katılıyorum. New York Times, Guardian gibi kaliteli ve özgün içeriğe ağırlık veren gazeteler basılı gazete satışlarında kısmi bir gerileme yaşasalar bile dijital okur sayısını artırmayı başardılar.”

 

İlginin nedeni basılı olması değil, sağladığı içeriğidir

Basılı gazetelerin sürdürülebilir olmasının zorluklarına işaret eden Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Basılı gazeteler elbette bir süre daha bizimle birlikle olacaklar ancak her alanın hızla dijitalleştiği bir süreçte basılı gazetelerin sürdürülebilir olmadığını düşünüyorum. Her ne kadar Oksijen gazetesi bir hafta sonu gazetesi olarak basılı formatı ön plana çıkarıyorsa da kalıcı olabilmesi için dijital aboneliğe ağırlık vermesi gerektiğini düşünüyorum. Evet insanlar hafta sonu daha çok gazete okuyorlar ama bunu artık bilgisayarlardan, cep telefonlarından yapıyorlar. Neredeyse hayatın her alanında kağıt işini ortadan kaldırmak için yeni yazılım programları geliştirilirken, basılı gazetede ısrar etmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Oksijen gazetesinin ilgi çekmesinin nedeni de basılı olması değil, sağladığı içeriğidir. Eğer siz iyi bir içerikle gazete çıkarırsanız ilgi de çeker, okur da bulur kendisine” diye konuştu. 

Daha fazla muhabirle özgün haberler üretilmelidir

Türkiye’de yazılı basının en temel sorununun, haberciliğe değil yorumculuğa bel bağlaması olduğunu kaydeden Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Gazetelerde özgün haberler üretecek muhabir sayısı hızla azalırken, köşe yazarı sayılarında bir artış yaşanmıştır. Bazı ulusal gazetelerin yazar listelerine bakıldığında görülecektir ki 100’den fazla köşe yazarına sahip gazeteler vardır. Peki bu gazetelerde kaç muhabir vardır? Büyük çoğunlukla gazeteler Anadolu Ajansı, Demirören Haber Ajansı ve İhlas Haber Ajansı’ndan aldıkları ajans haberleriyle doludur. Peki her yerde rahatlıkla bulunabilecek haberi okur neden sizin gazetenizden okusun? Dolayısıyla aslında sorun da çözüm de bellidir. Daha fazla muhabirle daha fazla özgün haber üretmek ve halkın sesi olabilmektir çözüm” diye konuştu.

 

İyi gazeteciliğe, teyitli haberciliğe daha çok ihtiyaç duyuyoruz…

 

“Gazetecilik meslek olarak her ne kadar cazibesini yitirmiş görünüyorsa da, gazeteciliğe duyulan ihtiyaç ortadan kalkmış değildir” diyen Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Hatta yalan haberin hızla arttığı sosyal medya ortamında iyi gazeteciliğe, teyitli haberciliğe daha çok ihtiyaç duyuyoruz. O nedenle nitelikli gazeteciliği teşvik edecek finans modelleri geliştirmek durumundayız. Halkın doğru haber alma hakkını sağlayabilmek için iyi gazeteciliğe her zaman ihtiyacımız var” diye konuştu.         

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.