“Türkiye Cumhuriyeti mesut, başarılı ve muzaffer olacaktır”

29 Ekim 1923’de Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanıyla, yeni devletin yönetim biçimi bütün açıklığı ile ismini almış; “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” ilkesi de artık devlet yönetiminde en belirgin şekliyle yerini bulmuştur.

Kurtuluş Savaşı ile ülkemizin bölünmez bütünlüğünü sağlayan, Türk ulusunu yok olmaktan kurtaran Büyük Önder, Cumhuriyeti ilan ederken, topraklarımızın bölünmez bütünlüğünü, ulusumuzun bağımsızlığını korumak ve bir daha böyle yıkımların yaşanmamasını hedefliyordu. Öyle de oldu… Aradan 100 yıl geçti. Cumhuriyeti öyle kolay kurmadık. Kefensiz toprak altında yatan şehitlerimizin kanlarıyla bu vatanda özgür yaşıyoruz. 100 yıldır içerden ve dışardan Türkiye Cumhuriyeti’ni ve onun kazanımlarını yok etmek için uğraşanlar oldu. Bu ulus varlığını borçlu olduğu Ata’sına ve O’nun “En Büyük Eseri” Cumhuriyeti bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da koruyacaktır. Türk gençliği, kendisine emanet edilen bu büyük eseri, payidar kılacaktır, kimsenin kuşkusu olmasın. Ve Büyük Önderimiz Atatürk’ün, Cumhurbaşkanı seçildiği an Meclis konuşmasında vurguladığı gibi “Türkiye Cumhuriyeti mesut, başarılı ve muzaffer olacaktır”