Toplumsal bir sorun olan şiddet, malesef her toplumda yerini almaktadır. Şiddet var olan en büyük sorunlardan biri. Birlikte yaşamın getirisi olduğu gibi, gideri de oluyor elbet. Şiddet de bu giderlerden biri. Beraber yaşama esnasında oluşan bireysel ihtiyaçlarımız, maddi sıkıntılarımız, meydana gelen tehditler vb. unsurlar şiddeti tetikliyor. Kişi sinirine hakim olmayı öğrenememişse, şiddet öfke patlaması olarak ortaya çıkıyor. Ülkemizde  en yaygın olarak görülen şiddet türüdür kadına şiddet. Yaşamından bunalan, öfke kontrolü olmayan insanlar aile içi şiddete yöneliyorlar. Özellikle kadınlar ve çocuklar, zayıf görüldüğü için çoğu zaman onlar şiddete maruz kalıyor. Şiddet aile içi bitmiyor tabi ki...Kadınlara, çocuklara uygulanan şiddetin yanında  hayvanlara olan şiddeti de gözardı etmemek gerekiyor. Uluslararası psikiyatri dernekleri, hayvanlara karşı kötü muameleyi, ilerde insana yönelebilecek şiddetin bir ön habercisi olarak kabul ediyor. Yavru bir köpeğin havlamasına sinirlenip, yere vura vura öldüren cani de çıktı karşımıza. Sen nasıl bir canavarın? Nesin sen! Varsa bir sorunun çözüm yoluna git. Gerekirse tedavi ol! Ülkemizde doktor mu yok?  RUHSUZ! Savunmasız bir canlıyı istismar etmek, onun acı çekmesine neden olmak ve bundan rahatsızlık duymamak, sende ciddi bir psikolojik bozukluğun göstergesi. Geçmişimizde kanadı kırık leylekler için vakıf kurmuş, kuş evleri yapmış bir toplumuz. Böyle bir kültürden geliyoruz ve yeni jenerasyon bunları bilmeden yetişiyor.