ABD ve Batı, Rusya’ya yönelik yaptırımları bahane ederek yalnızca Moskova’yı değil, Türkiye’nin en büyük enerji projelerinden biri olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ni de hedef alıyor. Son olarak, ABD Adalet Bakanlığı, JPMorgan Chase bankasında tutulan 2 milyar dolarlık Akkuyu fonlarını dondurdu.
Bu durum, sadece Rusya’ya değil, Türkiye’nin enerji bağımsızlığına da vurulmuş bir darbedir. Akkuyu, Türkiye için kritik bir proje olduğu kadar, Mersin ve Adana başta olmak üzere bölgedeki yüzlerce tedarikçiyi ve işletmeyi doğrudan etkiliyor.
Bu finansal abluka, inşaat ve enerji sektöründe büyük bir ekonomik kayba neden olurken, bölgedeki firmalar da belirsizlik içinde bırakıldı. Türkiye’nin Akkuyu projesiyle kazandığı stratejik avantaj, Batı’nın çıkarlarına ters düştüğü için hedef haline getirildi.
Ancak Rusya, bu ekonomik sabotaja karşı alternatif çözümler üretme kapasitesine sahiptir. Akkuyu, sadece bir enerji santrali değil, Türkiye-Rusya işbirliğinin simgesi olarak ayakta kalmaya devam edecek.
Öte yandan, Trump ve Putin’in Ukrayna konusunda müzakere masasına oturması, Batı’nın savaş politikalarını sarsabilir. Trump, Batı’nın dayattığı düzeni reddedip barış sürecini başlatırsa, Avrupa’nın ekonomik dengeleri de değişecektir.
ABD, Akkuyu üzerindeki baskıyı sürdürse de, Rusya ve Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda alternatif yollar bulunacaktır. Mersin ve Adana’daki işletmelerin yaşadığı sıkıntılar, geçici olabilir. Asıl kaybeden, yaptırımlarla kendi ekonomik dengesini bozan Batı olacak.