“Çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler”
2. Dünya Savaşı’nda Hitler faşizminden en büyük mağdurları kuşkusuz ki Yahudilerdir. Toplama kamplarında acımasızca, diri diri fırınlarda yakılan, üstün ırk yaratmak adına vücutlarında deney yapılan bu insanlara yapılan soykırımdır. Çoluk çocuk yaşlı genç demeden milyonlarca insan katledilmiştir. O dönem Hitler’in başında bulunduğu Almanya’nın yaptığı hiç tartışmasız savaş suçudur. Dolayısıyla savaşın ne kadar acımasız olduğuna, masum sivillerin nasıl katledildiğine kanlarıyla canlarıyla tanıklık edenler de Yahudi topluluğudur.
İkinci Dünya Savaşı’nın üstünden 78 yıl geçti…
1945’li yılların tüm acımasızlığın ne yazık ki 2023’ün Ekim ayında; zulme uğramış bir topluluğu temsil eden(!) devlet eliyle sürdürülmesi ne kadar trajikomik bir durumdur. Dün Yahudiler bugün Gazzeliler, Filistinliler…
HAMAS’ın 7 Ekim’de sivilleri hedef alan saldırısını nasıl ki onaylamıyorsak, İsrail’in Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırılarını, katliamlarını da onaylamak mümkün değildir. İsrail’in, Gazze’de hastane bombalayarak, çoğunluğunu çocukların oluşturduğu 471 insanı öldürmesi nasıl bir vicdandır! Oysa, o hastanede öldürülen o çocuklar, 24 saat önce bahçede oyun oynuyorlardı. İnsanlar, o hastaneye “güvenli” oldukları için sığınmışlardı, çünkü gidebilecekleri başka bir yer yoktu. Savaşlarda hastanelerin de bombalanabileceğini hiç akıllarına getirmemişlerdi.
Ve ne acıdır ki, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, ardından ABD Başkanı Joe Biden, İsrail’e gidip, Netanyahu ile gülen gözlerle sarmaş dolaş İsrail’e kol kanat geriyorlar, bundan sonraki katliamlara vize veriyorlar. Batı tamamen sessiz, gözleri gör, kulakları sağır. İsrail Gazze’de savaş suçu, insanlık suçu işliyor, soykırım yapıyor.
Bugün Gazze’de çocukların üstüne fosfor bombaları, roketler, füzeler yağıyor.
Bugün sadece Gazze’de yaşayanların üstüne değil; tüm insanlığın üstüne ölüm yağıyor.
Bugün Gazze’de küçücük çocuklar içecek bir bardak sudan mahrum, ekmekten mahrum.