Kavurucu yaz sıcakları yaşıyoruz. Başta Adana olmak üzere birçok yöremizde sıcaklıklar 40 dereceyi geçiyor. İnsanlar gibi diğer canlı dostlarımız da adeta nefes almakta zorlanıyor. Çocuklar, gençler serinlemek için yaşamlarını tehlikeye atarak sulama kanallarında serinlemeye çalışıyorlar. Evet, sıcak hem de çok sıcak… Sıcak havaların getirdiği bir başka gerçek bir başka felaket daha var. Orman ve anız yangınları.  Ne kadar önlem alınsa da ne kadar uyarı yapılsa da insanlarımız bir türlü anız yakmaktan vazgeçmiyor. Bu köşede de zaman zaman değiniyoruz anız yangınlarının yol açtığı felaketlere. Ama ne fayda!.. Bakın geçen gün Mardin’in Mazıdağı ile Diyarbakır’ın Çınar ilçeleri arasında başlayan anız yangınına. Nasıl bir felakete neden oldu. İki il arasına sıçrayan anız yangınında, bu satırlar kaleme alındığında 8 vatandaşımızı kaybettik, 24 kişi de yaralandı. O yangında yok olan diğer canlılar… Sormak istiyorum: Değdi mi anız yaktığınıza!.. Geri getirebilecek miyiz 8 canımızı. Ya toprağımıza çevreye verdiğiniz tahribatı onarabilecek misiniz? Anız yangını nedeniyle ormanlarımıza sıçrayan alevler sonucu cayır cayır yanan onlarca yıllık ağaçlarımızın yol olmasına değer miydi yaktığınız anızlar. Anız yangınlarıyla toprağımızı, toprağımızı besleyen organizmaları, diğer canlıları yok ettiğimiz gibi artık insanlarımızı da öldürüyoruz. Neden yapıyoruz? Lütfen artık yeter…